Katı bir diktatötürlükle yönetilen bir ülkede eğitimli yahut yarı eğitimli aydınların, devlet kademelerinde çalışan, kafası çalışan veya çalışabilecek olanların sürekli olarak her yerde gözü olan bir büyük birader tarafından izlendiği, hiç kimsenin hiçbir şeyi gizli olarak yapamadığı, en ufak bir farklı düşünme eğilimi hissedildiğinde o kişinin buharlaştırıldığı bir zaman ve mekanda geçmekte olaylar? İnsanlar her evde bulunan tele-ekranlardan her an izlenmekte, bütün duygu ve düşünceleri bu tele-ekranlardan izlenmekte, yönlendirilmekte ve kontrol altında tutulmaktadır. Halk ise eğitilmemiş, son derece cahil ve fakir bırakılmış, geçim derdi, futbol ve anlamsız sözleri olan şarkılarla oyalanmakta, izlenmeye bile gerek görülmemektedir.George Orwell'in "1984" romanı, okuyanda dehşet hisleri uyandıran, duygu ve düşünce dünyasında farklı boyutlar açabilecek bir kitap. İlk okuduğumda bir karabasandan uyanırcasına kitaptan kafamı kaldırıp, "Çok şükür ya Rabbi, böyle bir dünyada yaşamıyoruz" demiştim demesine ama şu yaşadığımız zamanlar sanki kitaptaki gibi her şeyi gören bir büyük birader tarafından kurgulanmış olayları bize yaşatıyor gibi. Düzenli aralıklarla birilerinin kasetleri, ses kayıtları çıkıyor ortaya. Hedef kişi yahut kişileri en can alıcı noktadan en can alıcı zamanda vuracak şekilde bir kurguyla ortaya dökülen sırlar, konuşmalar acaba kim ya da kimler tarafından nasıl kaydediliyor, en uygun zaman nasıl kollanıyor, çok merak ediyorum. Üstelik bu kasetlerin gündemi meşgul etmesinin hay huyu içinde halk asıl meselelerden nasıl uzak tutuluyor, bir-iki gün önceki önemli bir gerçek mesele nasıl unutturuluyor kesinlikle takdire şayan bir gayret ve çalışma. Üstelik öyle bir his yerleşmeye başladı ki en kendi halinde insanlar bile "acaba beni de izliyorlar mıdır?" kaygısı taşımaya başladı.Toplumun gündemi sürekli değiştiriliyor ve insanlar kendilerini ilgilendiren asıl ve esas mevzular yerine "kim kime ne demiş, kim kiminle nerede ne yapmış" şeklinde özetlenebilecek siyasi magazin olaylarıyla yoğrulup ruhsal ve zihinsel pestilleri çıkarılıyor.Bütün bu toz duman arasında iki buçuk aylık bebeğin annesinin kucağında bağıra bağıra açlıktan ölmesi, çocuklarına kahvaltı veremeyen annenin intiharı,bu devirde yokluktan mağarada yaşayan aileler, her Allah'ın günü üç kuruş para için kan bağı olan ve olmayan insanların birbirini boğazlaması, bebeğe, çocuğa gence yaşlıya tecavüz olayları ve bunlarla bağlantılı olarak hem suçlu hem mağdur için adaletin yeterli olup olmadığı tartışmaları gün bitmeden unutulup gidilmektedir. Kamu işletmelerinin,yer altı ve yer üstü kaynaklarının yabancılara yok pahasına satılarak milli servetlerimizin elden çıkarılması, binlerce üniversite mezunu gencin işsiz beklediği ve sınav kapılarında harab olduğu, 30 yaşına gelmiş üniversite mezunu fakat hala hayatını kuramamış binlerce öğretmenimiz bir kenarda bekletilirken yurt dışından yabancı öğretmen getirilip yavrularımızın zihinlerinin bulandırılacağı? Hepsi ve önemli daha pek çok mesele gözlerden kaçırılmakta ve bu halka ve bu gençlere ve bu çocuklara yazık çok yazık edilmektedir.Hedeflerini 2023'e kilitlemiş, "çılgın" projeleri olan bir iktidarın öncelikle yönettiği halkın can, mal, namus emniyetini sağlaması, halkını; yabancı, art niyetli güçlerin ekonomik, kültürel, ahlaki tasallutundan koruması, her türlü güven ve huzuru sağlaması gerekmez mi? Yoksa binlerce yıllık devlet geleneği olan bir milletin son kurduğu devletin 100. yıldönümünde "1984" benzeri karabasanlar mı yaşıyor olacağız acaba?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Hüma Gökçe / diğer yazıları
- Gerçek milliyetçilik / 03.05.2013
- İttihatçılardan günümüze / 13.06.2011
- Batı'nın kanlı tarihi-7 / 05.06.2011
- Batı'nın kanlı tarihi-6 / 01.06.2011
- Şark meselesi, Girit meselesi, Kürt meselesi / 25.05.2011
- Batı'nın kanlı tarihi-5 / 22.05.2011
- Batı'nın kanlı tarihi - 4 / 14.05.2011
- Abdülhamid Han, milliyetçilik ve küreselleşme / 12.05.2011
- Batı'nın kanlı tarihi-3 / 07.05.2011
- Büyük birader / 04.05.2011
- İttihatçılardan günümüze / 13.06.2011
- Batı'nın kanlı tarihi-7 / 05.06.2011
- Batı'nın kanlı tarihi-6 / 01.06.2011
- Şark meselesi, Girit meselesi, Kürt meselesi / 25.05.2011
- Batı'nın kanlı tarihi-5 / 22.05.2011
- Batı'nın kanlı tarihi - 4 / 14.05.2011
- Abdülhamid Han, milliyetçilik ve küreselleşme / 12.05.2011
- Batı'nın kanlı tarihi-3 / 07.05.2011
- Büyük birader / 04.05.2011