Atatürk'ün Cumhuriyeti emanet ettiği Türk gençliğine, Türkiye Cumhuriyeti devletinde Cumhurbaşkanı seçilebilmesi için, 40 yaşını doldurması şartı dayatılıyor.
Bu dayatma yasa ile de olsa, olayın rengi değişmiyor.
2017 yılında yapılan düzenlemeyle, milletvekili seçilme yaşı 18 olarak belirlenmişti ve bu yaklaşım çok doğru bir adımdı.
Milletvekili seçilen bir insanın yaşı 18 oluyor da, Cumhurbaşkanı seçilecek olan kişinin yaşı neden 40'ı doldurmuş olması gerekiyormuş!
Veya 18 yaşındaki bir seçmenden, seçeceği insanın en doğru kişi olacağı konusunda isabetli karar vereceğine inanılıyor da, neden mesela 30 yaşındaki bir dâhinin ülkeyi yönetebileceğine kuşku ile bakılıyor ve anlamsız rezerv konuluyor?
Baştan aşağı saçma sapan bir yasal düzenleme.
40 yaşını doldurduğu halde, vatana ihanet eden binlerce insan var ama Cumhurbaşkanı seçilmelerinin önünde hiçbir engel yok, bu ne kadar doğru sizce?
Demem o ki, ülkemiz artık 60 yaş üzeri siyasilerden bıktı ve usandı.
Siyaset sahnesinde gençlerin aktif olmasını görmek istiyor.
Yönetimde söz sahibi olmalarını istiyor.
Elbette ki yaşı ilerlediği halde, ülkenin menfaatlerine yarayacak fikir ve tez sahibi olanlar, bu sözlerimden muaftırlar.
Yani 18 yaşında seçebilirsin, ama 40 yaşını doldurmadan yönetimde yer alamazsın.
Bu çarpık anlayışın, Atatürk ve Türk gençliği üzerinde çok fazla motivasyon bozucu etkisinin olduğunu gözlüyorum.
Bırakın gençler halletsin.
Çekilin Allah aşkına, gençler yönetsin.
Vallahi gençlerin zekâsının sadakası, yaşlı siyasetçilerin alayını satın alır.
Burası Türkiye…
Devrim yapmak o kadar kolay olmuyor.
Hurafeleri gerçekmiş gibi kabullenen milyonların olduğu bir ülkede, sizin aydınlıkçı fikirleriniz ve çağlar üstü görüşleriniz, maalesef karşılık bulamayabiliyor.
Bu konuya sonra devam ederiz.
Şimdi 14 Mayıs'ta kim seçilir?
15 Mayıs'ta Kim Cumhurbaşkanı olur?
Hangi aday seçilecek ve Cumhurbaşkanlığı andını okuyacak.
Anayasa 103.maddede belirlenmiş olan bu andı kim okursa okusun, ne okuduğunu çok iyi özümsemeli ve gereğini yapmalıdır.
Cumhurbaşkanı, görevine başlarken Türkiye Büyük Millet Meclisi önünde aşağıdaki şekilde ant içer:
"Cumhurbaşkanı sıfatıyla, Devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma, Anayasaya, hukukun üstünlüğüne, demokrasiye, Atatürk ilke ve inkılaplarına ve laik Cumhuriyet ilkesine bağlı kalacağıma, milletin huzur ve refahı, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerinden yararlanması ülküsünden ayrılmayacağıma, Türkiye Cumhuriyetinin şan ve şerefini korumak, yüceltmek ve üzerime aldığım görevi tarafsızlıkla yerine getirmek için bütün gücümle çalışacağıma Büyük Türk Milleti ve tarih huzurunda, namusum ve şerefim üzerine ant içerim."
Allah aşkına aziz Türk milleti!..
Bu güne kadar okunan bu andın gereğini hangi Cumhurbaşkanı yapmıştır.
Atatürk dışında hangi babayiğit bu ilkeleri Türk yurdunda egemen kılmıştır.
Bu kadar muhteşem ve kapsayıcı andı okuyup, bunun tam tersini hayata geçirenlerin Yüce Divan'da yargılanmaları gerekmez mi?
Şimdi muhtemel iki adaydan birisi bu andı okuyacaktır.
Bu andı okuyacak ve tam tersini yapacaksanız, lütfen milletin yakasından düşün!
Şimdiye kadar bu andı okuyup tam tersini yapanların hiçbir sözüne itibar edilmez.
Şu ana kadar bu makama hiç gelmemiş olanın gelmesi halinde, bu anda muhalif tek bir adımı atması veya rüyasında bile görmesi, kesin olarak Yüce Divan'da yargılanmasını beraberinde getirmelidir.
- ‘Selçuklu ve Osmanlı’yı tarikatlar batırdı’ / 07.04.2025
- Para yok ki ‘BOYKOT’ olsun! / 06.04.2025
- “Kürt sorunu” ifadesi ‘SEVR’ in ürünüdür! / 02.04.2025
- TÜRK milletine ters kelepçe! / 01.04.2025
- Türkler Ehl-i Beyt ile akrabadır / 31.03.2025
- Türk’ler Ehl-i Beyt İslam’ını kabul etmiştir / 30.03.2025
- İktidar çok tehlikeli oynuyor! / 26.03.2025
- Suriye için tek çözüm: Atatürk modeli / 25.03.2025
- Ne ekersen onu biçersin! / 24.03.2025