Ayet ve hadis ışığında sadaka-I

Sadaka, Allah rızası için herhangi hiçbir karşılık beklemeden yapılan her türlü yardım, her türlü iyilik; Allah yolunda rızasını gözeterek yapılan her türlü harcamadır.
Yapılan herhangi bir yardım veya iyiliğin sadaka sayılabilmesi için şu üç özelliğin birlikte bulunması gerekmektedir: Allah rızası için yapılmalıdır, özellikle fakir ve ihtiyacı olan kişilere yapılmalıdır, herhangi bir karşılık beklemeden yapılmalıdır. Bu şartlarla birlikte gerçekleşmezse verilen şey sadaka olarak değer kazanmaz.
Sadaka, Allah'ın buyruklarına uymanın açık bir işareti ve fiili bir şahididir.
Yüce Rabbimiz; "Herhangi birinize ölüm gelip de, 'Ey Rabbim! Beni yakın bir zamana kadar ertelesen de, sadaka verip iyilerden olsam' demeden önce, size verdiğimiz rızıktan harcayın" (Münafikun: 63/10) ve "Ey iman edenler! Kazandıklarınızın iyilerinden ve yerden sizin için çıkardıklarımızdan Allah yolunda harcayın" (Bakara: 2/267) buyurarak inananlara sadaka vermeyi emretmekte, gerçek mü'minleri ise; "Kendilerine rızık olarak verdiğimizden de Allah yolunda harcarlar" (Bakara 2/3) ve "Onlar bollukta, darlıkta Allah yolunda harcarlar" (Âl-i İmran: 3/134) diye tarif etmektedir.
Sadaka, Allah'ın rızasını kazanmanın, dünya ve ahiret mutluluğunu elde etmenin en güzel yollarından biridir.
Yüce Rabbimiz Kur'an-ı Kerim'de, Allah yolunda yapılan her iyi ve güzel davranışın karşılığını vereceğini belirterek şöyle buyurmaktadır:
"Allah mü'minlerden mallarını ve canlarını, kendilerine (verilecek) Cennet karşılığında satın almıştır." (Tevbe: 9/111). 
"Kendiniz için yaptığınız iyiliği daha iyi ve daha büyük ecir olarak Allah katında bulursunuz." (Müzemmil: 73/20). 
"Mallarını Allah yolunda harcayan, sonra da harcadıklarının peşinden (bunları) başa kalkmayan ve gönül incitmeyenlerin Rabbleri katında mükafatları vardır. Onlar için korku yoktur. Onlar üzülmeyeceklerdir de." (Bakara: 2/262). 
"Yaptıklarına karşılık olarak onlar için ne mutluluklar saklandığını hiç kimse bilmez." (Secde: 32/17). 
"? Sadaka veren erkeklerle, sadaka veren kadınlar? var ya, işte onlar  için Allah bağışlama ve büyük bir mükafat hazırlamıştır." (Ahzab: 33/35) 
Sadaka, malı hiçbir zaman eksiltmez, bilakis malı çoğaltır ve bereketlendirir. Sadaka verdiğimiz zaman sadece malımız değil, ömrümüz yani yaptığımız tüm ibadetlerimiz de bereketlenir.
Bir kutsi hadiste, "Ey Ademoğlu! İnfak et ki, Ben de sana  infak edeyim" (Buhari, Zekat 28; Müslim, Zekat 57) buyrulmaktadır.
Sevgili Peygamberimiz (s.a.v), "Ey Esma! Cimri olma ki, Allah da sana eksik vermesin. Saymadan ver ki, Allah da sana saymadan versin. Kesenin ağzını bağlama ki, Allah da sana nimetini eksik etmesin, kesenin ağzını bağlamasın. İnfak et ki Allah da sana infak etsin" (Buhari, Zekat 21; Müslim, Zekat 88; Tirmizi, Birr 40) diye tavsiyede bulunmuştur.
Sadaka vermek, zekat vermek, hayır ve hasenatta bulunmak, Allah'ın verdiği nimetlere şükrün en güzel bir göstergesidir.
Yüce Rabbimiz; Zâtını her an zikretmemizi, verdiği nimetlere şükretmemizi emretmekte, nankörlük etmememizi istemektedir. 
Nitekim ayet-i kerimede, "Öyle ise Beni zikredin ki Ben de sizi zikredeyim ve Bana şükredin ve Bana nankörlük etmeyin" (Bakara: 2/152) buyurulmaktadır. 
Ve yine Cenab-ı Hak verdiği nimetlere şükrettiğimiz takdirde bize nimetlerini artıracağını ve nankörlük edildiği taktirde ise azabının şiddetini bildirmektedir. 
"And olsun eğer şükrederseniz gerçekten size artırırım, eğer nankörlük ederseniz hiç şüphesiz azabım çok şiddetlidir." (İbrahim: 14/7).
Bizler kıyamet gününde, Rabbimizin bize bahşettiği her türlü nimetten hesaba çekileceğimizi hiçbir zaman unutmamalıyız.
Kur'an-ı Kerim'de Cenab-ı Allah, "Nihayet o gün (dünyada yararlandığınız) nimetlerden elbette ve elbette hesaba çekileceksiniz" (Tekasür: 102/8) buyurmaktadır. 
(devam edecek...)