"Dünya Savaşı" ve "Yüzyıl Savaşları" kavramlarının doğmasına neden olan Avrupalılar, savaşlardan bıkmış, usanmış olacak ki, tarihte eşi ve emsali görülmemiş bir birlik kurmak için yola çıktılar. Heyecanla başladılar, yıllar yılları kovaladı, şimdi gelip duvara dayandılar. İleri gitmeleri mümkün değil, geri de gelemiyorlar. Tabiri caizse, iki arada bir derede kaldılar. AB'nin çekirdek veya merkez dedikleri ülkeler, toplantı üzerine toplantı yapıyorlar. Sorarsanız, ekonomik krize, Avro krizine çözüm arıyorlar. Esasen, ölen AB'nin sorunsuz, daha doğrusu en az sorunla gömülmesi için çalışıyorlar. İleriyi görenler çok iyi biliyor ki, AB öleli çok oldu. Ölmesine öldü de, bu ölü, nereye, nasıl gömülecek? Avrupalıların korkusu şu: Ya eski defterler karıştırılıp, eski hesaplar ortaya dökülürse? O zaman bu, Avrupa'nın tarihinde bir ilk olmaz, tarih tekerrür etmiş olur.AB'nin birlik konusunda attığı en önemli, önemli olduğu kadar da en yanlış adım para birliğine geçmekti. Para birliği ile amaçlanan, ABD gibi "Federal Avrupa Devleti" idi. Bazı Avrupalı politikacılar, para birliğini, "federasyona arka kapıdan girmek" olarak nitelendiriyorlardı. Açıktan, "amacımız Federal Avrupa Devleti'ni kurmaktır" diyemezlerdi. Zira buna taraftar olan çok azdı. Avrupalı bazı önderler, kendi deyimleriyle oyun kurucular, kurnazlık yaparak, para birliği ile bu kapıyı kendiliğinden açabileceklerini zannettiler. Böyle düşündüler ama yanlış düşündüler. Zira ayrı ekonomide aynı para birimi, ekonominin kanunlarına tersti. Ekonomi kanunları da diğer sosyal kanunlar gibi acımasızdır, ne kadar uğraşırsan uğraş, yanlış adım atınca, hükmünü icra eder. Bazı AB ülkeleri, akıllılık ederek para birliğine katılmadılar. Kimse de onlara, "bu nasıl birlik ki, en hayati ehemmiyeti haiz konuda birlikte olamıyoruz?" diye sormadı.Türkiye, çok garip bir ülke. AB üyesi ülkeler bile para birliğine girmekten kaçınırken, ülkemizde bazı aklıevveller, "AB'ye girmeden gümrük birliğine girdiğimiz gibi para birliğine de girelim" tezini seslendirdiler. Bu kişiler, Avrupalıların, para birliği yüzünden içine düştükleri çaresizliği görüp, başta Prof. Dr. Haydar Baş olmak üzere Türk milletinden özür dilediler mi? Ne gezer. O kişiler, hiçbir şey olmamış gibi yine sahnedeler. Niçin başta Prof. Dr. Haydar Baş'tan özür dilemeleri gerekir? Onlar, bu saçma fikirleri ileri sürerken, Prof. Dr. Haydar Baş, "para birliğinin ekonomik gerçeklerle çeliştiğini, üye ülkelerin ekonomilere zarar vereceğini" dile getiriyor ve delilleriyle ispat ediyordu. Aradan çok zaman geçmeden Prof. Dr. Haydar Baş'ın haklılığı görülmeye başlandı. Para birliğine geçen ülkelerin muhalif politikacıları seslerine yükselttiler. AB'nin çekirdek ülkesi Fransa'nın başkenti Paris'te "Avro'ya hayır" gösterileri yapıldı. Sembolik madeni Frank tabut gibi omuzlarda taşındı. Fransız parası Frank'ın tarihe gömülmesi günü olan 17 Şubat, Fransız milleti için "talihsiz ve kara gün ilân edildi". Ardından İngiliz ekonomist Bernard Connolly de para birliğini en ağır eleştirenler arasında yer aldı. 'Avrupa'nın Çürümüş Yüreği' adlı kitabında şunları yazdı: "Avrupa para birliğini ortaya çıkaranların asıl amacı, Avrupa'da bir finansal bunalım çıkarmaktır. Böyle bir bunalım karşısında seçeneksiz kalacak küçük ülkeler, önlerine koyulacak anlaşmaları çaresiz imzalayarak, Almanya ve Fransa'nın birer sömürgesine dönüşeceklerdir". Böyle olmadı mı? Hani Avrupalılar demokrasi aşığı idiler? Yunanistan hükümetinin referanduma gitmesine niçin izin vermediler? Şimdi herkes, malumu ilâm kabilinden, "AB bitti, Avro çöktü" diyebiliyor. İyi de, artık köy göründü, kılavuza gerek kalmadı. Asıl köy görünmeden, bu görüşleri dile getiren Prof. Dr. Haydar Baş'ın kılavuzluğunu kabul etseydik, olmaz mıydı? Olurdu, hem de çok güzel olurdu. Bunca emekler boşa gitmez, AB hayaliyle avutulmazdık.
M. Hilmi Yıldırım / diğer yazıları
- İnsan hakları ve ihlâlleri / 01.02.2019
- Sömürü ve şahsiyetli insan / 21.01.2019
- Ekonomik kararlar ve insan davranışları / 09.01.2019
- Medeniyetlerin etkileşimi / 20.12.2018
- Ekonomide bitmeyen tartışma / 12.12.2018
- İletişim çağında iletişimsizlik / 22.11.2018
- Öngörülerdeki isabetsizlikler / 09.11.2018
- Küresel ekonomi ve ülke ekonomileri / 22.10.2018
- Adaletsiz ekonomi / 11.10.2018
- Ekonomide milli strateji / 18.09.2018
- Sömürü ve şahsiyetli insan / 21.01.2019
- Ekonomik kararlar ve insan davranışları / 09.01.2019
- Medeniyetlerin etkileşimi / 20.12.2018
- Ekonomide bitmeyen tartışma / 12.12.2018
- İletişim çağında iletişimsizlik / 22.11.2018
- Öngörülerdeki isabetsizlikler / 09.11.2018
- Küresel ekonomi ve ülke ekonomileri / 22.10.2018
- Adaletsiz ekonomi / 11.10.2018
- Ekonomide milli strateji / 18.09.2018