Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü başarıya götüren en büyük sırlarından birisi de elbette çocukluğunda başlayan kitap tutkusu ve okuma aşkı idi. Çocukluğunda eline geçen iki kuruştan birini kitaba ayırdığı için; 35 yaşında general, 40 yaşında başkomutan ve 42 yaşında Cumhurbaşkanı olmuştu.
Eli kılıç kabzasından çok kitap tuttuğu için adı silinmemek üzere tarihe yazılmıştır. 57 yıllık hayatında altını çizerek okuduğu kitap sayısı 4289'dur. Okumanın yanı sıra 13 adet de kitap yazmıştır. Bu yüzdendir ki hakkında 15 binden fazla kitap yazılmıştır. Atatürk'ün okuduklarını bir araya getirirsek birkaç üniversite bitirmiş gibi oluruz.
Sırtından üniformayı çıkarıp sivil hayata geçince okumaya ayırdığı zamanı daha da artırmıştır. Atatürk'ün hizmetinde bulunanlardan Cemal Granada, Atatürk'le Vasıf Çınar arasında geçen bir konuşmayı anlatırken; O'ndaki okuma alışkanlığının çocukluk yaşlarında oluştuğunu belirler ve şöyle der: "Atatürk'ün elinden boş zamanlarında tarihle ilgili kitapların düşmediğini hatırlarım. Bir gün yine Atatürk, tarihle ilgili kalın bir kitap okuyordu. Öylesine dalmıştı ki, çevresini görecek hali yoktu. Bir sürü yurt meselesi dururken devlet başkanının kendini tarihe vermesi, Vasıf Çınar'ın biraz canını sıkmış olmalı ki, Atatürk'e şöyle dediğini duydum;
- Paşam!.. Tarihle uğraşıp kafanı yorma... 19 Mayıs'ta kitap okuyarak mı Samsun'a çıktın?
Atatürk, Vasıf Çınar'ın bu çok samimi yakınmasına gülümseyerek şöyle karşılık verdi:
-Ben çocukken fakirdim. İki kuruş elime geçince bunun bir kuruşunu kitaba verirdim. Eğer böyle olmasaydım, bu yaptıklarımın hiç birisini yapamazdım.
Bu öyle bir sevda ve tutkudur ki; Atatürk'te kitap okuma, öğrenme merakı son nefese kadar sürecektir.
Askeri İdadi yıllarında Atatürk en çok Namık Kemal, Abdülhak Hamit, Ahmet Mithat ve Tarihçi Murat Bey'in yazılarıyla ilgileniyor, bu kitaplardaki milli bilinç ve ruh, O'nu cezbediyordu. Harp Okulu yıllarında Atatürk, el yazısı bir gazete çıkarmaya karar verir ve gazetenin yönetim kurulunda görev alarak, gazetenin çoğu yazılarını da tek başına yazar.
Atatürk'ün okuma ve öğrenme aşkı sadece öğrencilik yıllarına münhasır değildir. Okumaya cephede de devam ediyordu. Çanakkale Savaşları'nda, 16. Kolordu Komutanı olarak Doğu Anadolu'da bulunduğu yıllarda da sürekli okumayla meşgul idi.
Sakarya Meydan Muharebesi ile Büyük Taarruz arasında kalan zamanda İslam Tarihi okuduğu anlatılmaktadır.
"Atatürk'ün en az bilinen yönlerinden biri de yazarlık olduğunu ifade edebiliriz. Atatürk'ün Nutuk dışında siyasal, toplumsal, kültürel ve asker içerikli eserleri bulunmaktadır (13 ayrı eseri). Bunlardan biri Medeni Bilgiler, diğeri de Geometri kitabıdır. 1937 yılında yazdığı Geometri kitabında, geometrik kavramlara Türkçe karşılık olarak, açı, teğet, enlem, boylam, yatay, dikey gibi kavramları getirmiştir. Elimizdeki belgelere dayanarak, Atatürk'ün geniş bir kültüre sahip olduğunu söyleyebiliriz. Atatürk, yaşamı boyunca okuduğu kitaplardan edindiği bilgiler ışığında, eşsiz dehası ile yaptığı sentezlerle, yüzyıllarca kara cahil olarak bırakılmış bir halktan, yeni bir Türk toplumu yaratmış, kurduğu Cumhuriyet'in temelini de kültüre dayandırmıştır. "Türkiye Cumhuriyeti'nin temeli kültürdür." Dünyada bir başka benzeri bulunmayan devrimlerini yaparken hiç yanılmayışında, kuşkusuz, O'nun geniş kültürünün payı çok büyüktür.
Sonuç olarak diyebiliriz ki; Türk ulusunun kurtarıcısı ve Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu evrensel boyutlarda büyük insan Atatürk'ün sayısız hizmetlerinden ve başarılarından yalnız biri bile O'na tarihte çok şerefli bir yer sağlayabilirdi. Atatürk, savaşlardaki başarılarıyla büyük bir asker, büyük bir devlet kurucusu olduğu kadar, görüşlerindeki sağlamlık, doğruluk, gerçekçilik, uluslararası ilişkilerde güvenirlik, kararlılık, barış ve insan severlik değerleri ile de evrensel bir liderdir. O, emperyalizmi yenerek milli, tam bağımsız bir Türk devleti kuran, kurduğu bu devleti çağdaş uygarlık seviyesine çıkartmaktaki savaşı başlatan ve başaran liderdir." (Bünyamin SARAÇ, Ege Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Bölümü)
Ülkemizin en büyük acı gerçeği Yüce Allah'ın ilk emrini yerine getirmemek ve okumamaktır. Bu acı gerçeği ele alan Gazi Paşa Hazretleri her konuda olduğu gibi bu konuda da bizlere en güzel örnek olmuştur.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Adem Birinci / diğer yazıları
- ‘Ben ve Ali bir nurdan yaratıldık’ / 09.04.2025
- Hz. Fatıma'yı incitmek / 27.03.2025
- Kâbe'nin Rabbine and olsun ki kurtuldum / 23.03.2025
- Kadir gecesi / 21.03.2025
- “Bana sorun” / 18.03.2025
- İmam Ali’nin dilinden Hz. Peygamber / 15.03.2025
- Gayretullah’a dokunmak… / 13.03.2025
- Ben vermekle emrolundum / 06.03.2025
- Her hususta zirve şahsiyet İmam Ali / 28.02.2025
- Allah’ın selam yolladığı Hz. Hatice / 26.02.2025
- Hz. Fatıma'yı incitmek / 27.03.2025
- Kâbe'nin Rabbine and olsun ki kurtuldum / 23.03.2025
- Kadir gecesi / 21.03.2025
- “Bana sorun” / 18.03.2025
- İmam Ali’nin dilinden Hz. Peygamber / 15.03.2025
- Gayretullah’a dokunmak… / 13.03.2025
- Ben vermekle emrolundum / 06.03.2025
- Her hususta zirve şahsiyet İmam Ali / 28.02.2025
- Allah’ın selam yolladığı Hz. Hatice / 26.02.2025