Medya, sudan bir takım sebeplerle, hiç ortada yokken bazı tartışmalar ortaya atıyorsa, anlayın ki arkasında bir bityeniği var. Yine iç ya da dış politikada oldukça önemli tavizler söz konusudur, laf kalabalığıyla asıl gündem sümenaltı edilmek istenmektedir.Kuş gribi, Sibirya soğukları, doğalgaz yetersizliği, başı açık namaz kılma meselesi, Başbakan'ın mal varlığı gibi konuların ardı arkası kesilmiyor, üstelik bütün bu ve benzeri konularda had oldukça aşılıyor.Birileri milletimizi oldukça iyi tanıyor. 72 milyonluk Türkiye'de toplam gazete tirajı 3 milyon civarı ve milletimizin çoğu, ya spor sayfasını, ya magazin sayfasını, ya da 3. sayfayı okuyor. Ciddi haber okuyanların çoğunluğu da başlık ve başlık altını okuyup geçiyor. Yani anlayacağınız satır aralarını, ya da yorumları baştan sona okuyan insan sayısı oldukça az.Peki, ya televizyonlarda durum nasıl?İnsanımız genellikle magazin ve eğlence programları, dizi, sinema gibi programları takip etmektedir. Haber izleyenlerin çoğunluğu ise yine magazin haberlerine odaklanmaktadır. Ciddi bir haber ya da yorum programı takip edenlerin sayısı da oldukça azdır.Bunları neden anlatıyorum?İnsanımız bahsettiğim sebeplerden dolayı ülkemizin gerçek, ama gözden kaçırılmaya çalışılan asıl gündemlerini yakalayamıyor.O kadar çok gündem karmaşası var ki ve bu gündem maddeleri o kadar çok gereksiz yere abartılmaktadır ki, bu durum milletimizde doğal olarak "bananecilik"e sebep oluyor.Peki, gerçek gündem nedir?Bakın beyler, geçtiğimiz aylar Ankara'ya çok ciddi ziyaretler gerçekleşti. FBI, CIA Başkanları, İsrail Genelkurmay Başkanı, NATO Genel Sekreteri, Fransa Genelkurmay Başkanı, İngiltere Dışişleri Bakanı? Bu ve benzeri ziyaretler devam edeceğe benziyor. Sizce üst üste yapılan bu ziyaretler tesadüf mü, sadece turistik bir ziyaret mi?Gelen üst düzey yetkililer neden oldukça memnun ayrılıyorlar?İsrailli yetkililer niçin medyaya Türkiye'den duydukları memnuniyeti ifade ediyorlar?Yoksa İran'la ilgili pratik gelişmeler mi var?2005 yılına Kıbrıs'la, Kerkük'le, Tel Afer ile verilen tavizler damgasını vurmuştu?Ya bu sene? Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in tarihi uyarısını dikkate almalıyız.1991 yılında Irak işgalinde oyunun Türkiye üzerinde oynanacağını, Irak'ın Kuzeyinde ülkemizi tehdit edecek olan bir sözde Kürdistan yapılanmasının olacağını söylemişti ve söylediklerini bir bir yaşadık. Şimdi de Sayın Baş büyük bir tehlikeyi haber veriyor:"2006 yılında Türkiye'nin ipini çekmek için İran işgali gündemde. ABD'nin yapmak istediği Türkiye'yi bu savaşın içine çekmek. Ve böylece Türkiye'yi parçalama noktasına sürüklemektir. Bu planın altyapısı oluşturuldu. Allah milletimize acısın. Hem çok dikkatli, hem de çok uyanık olmak zorundayız."Türkiye'nin bölgede tezgahlanan böyle bir senaryoya alet olmasının ülke bütünlüğü açısından son derece riskli olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Baş, "Türkiye'nin böyle bir savaşa girmesi, kesinlikle hazırlanan senaryoların hayata geçmesine vesile olur ki, bu hem Ortadoğu coğrafyası, hem de Türkiye açısından hiç ama hiç iyi olmaz." Evet. Ülkemizi bölme hedefli bazı senaryolar devreye konuluyor, hatta bunların altyapısı da hazır, ama milletimiz bazı gündemlerle abartılı bir şekilde oyalanıyor.Her şey farenin kulağı kemirdiği gibi hissettirilmeden devreye konuluyor.Millet olarak her zamankinden daha fazla uyanık olmalıyız, bu oyunlara asla müsaade etmemeliyiz.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Orta Doğu’da Trump’ın planı işliyor / 03.04.2025
- Tepki, demokrasinin zarar görmesinedir / 28.03.2025
- Din Allah’ın Kur’an’da anlattığı, Ehl-i Beyt’in yaşadığıdır / 27.03.2025
- Hakaret ve küfür, siyasetin dili olamaz / 26.03.2025
- İmamoğlu’nun tutuklanması ve demokrasi sınavı / 25.03.2025
- ‘Onlar Kur'an'ın müşahhas halidir’ / 22.03.2025
- Direnç kalktıkça, İsrail pervasızlaştı / 21.03.2025
- İsrail Gazze’de ateşkese kapıları kapattı / 20.03.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Orta Doğu’da Trump’ın planı işliyor / 03.04.2025
- Tepki, demokrasinin zarar görmesinedir / 28.03.2025
- Din Allah’ın Kur’an’da anlattığı, Ehl-i Beyt’in yaşadığıdır / 27.03.2025
- Hakaret ve küfür, siyasetin dili olamaz / 26.03.2025
- İmamoğlu’nun tutuklanması ve demokrasi sınavı / 25.03.2025
- ‘Onlar Kur'an'ın müşahhas halidir’ / 22.03.2025
- Direnç kalktıkça, İsrail pervasızlaştı / 21.03.2025
- İsrail Gazze’de ateşkese kapıları kapattı / 20.03.2025