T.C. Milli Eğitim Bakanlığı'nın ortaöğretim Ekonomi ders kitabında bakınız şöyle yazmaktadır: "Ekonomi toplumsal bir bilimdir. Bu bilim, insanların ihtiyaçları tam olarak karşılanana kadar, mal ve hizmet tüketmeleri durumunda kendilerini mutlu hissedeceklerini varsayar. Ancak tüketecekleri mal ve hizmetlerin üretimi sınırsız değil, aksine eldeki kaynaklarla sınırlıdır. Sorun, insanların ihtiyaçlarını karşılamak için mal ve hizmet üretirken sınırlı olan bu kaynakların nasıl kullanılacağı sorunudur. Bu nedenle ekonomi; mal ve hizmetlerin üretimi, alım satımı gibi konularda insan ilişkilerini inceleyen sosyal bir bilimdir." (2017-2018 Ortaöğretim Ekonomi Ders Kitabı, s.14).
Aksine kaynaklar sınırlı değil, sınırsızdır. Kaynakları sınırlı yapan kapitalist düşüncedir.
Şimdi de kaynakları ele alalım. En basitinden bunu gıda olarak düşünürsek toprağa bir tohum atsak her zaman daha fazlasını hasat ediyoruz. Ağaçlar ve bitkiler her yıl ürün vermeye devam ederken bu kaynağa nasıl sınırlı diyebiliriz ki? Bir de buna günümüzdeki teknolojiyi katarsak tarımın sınırsız bir kaynak olduğunu görebiliriz.
Bunun yanı sıra, hayvancılıkta durmadan devam etmekte, hayvanlarımız kısır bile değilken buna nasıl olur da sınırlı bir kaynak diyebiliriz?
Peki ya enerji... Güneş, rüzgar, dalga ve bunun gibi durmadan devam eden enerji kaynakları varken enerjiye de sınırlı bir kaynak diyemeyiz. Bir de madenlerimizi düşünelim. Dünya da madde döngüsüyle beraber yeni madenler oluşmaya devam ediyor. Bunun yanı sıra, geri dönüşümde var olan kaynaklar tekrar tekrar kullanılmakta. Böylece madenlerimiz de daha yavaş tükenmekte. Türkiye'de işlenmemiş hali 3 katrilyon dolar olan yer altı zenginliklerimiz var?
Altın madeninde Türkiye dünyada ikinci sırada. Artvin'den Gümüşhane'ye uzanan bir altın damarı var. Burada 1 ton topraktan 1 kilo 700 gram altın çıkıyor. Dünyada bu işin ortalaması 17 gramdır. (T.C. Maden Teknik Arama Enstitüsü). Bor madeninde dünya birincisiyiz. Dünyada çıkan borun yüzde 78'i Türkiye'de çıkıyor.
Yabancı şirketler Türkiye'den yılda 120 milyar dolarlık petrol çıkarıyor.
Maden yok, petrol çıkmıyor bahanesini dile getirenler, aşağıdaki firmalara Anadolu topraklarının önemli bir bölümünü ruhsatlar ile kiralamış durumdalar.
1- Trans Atlantik Petrol şirketi: Mardin, Bedirhan, Diyarbakır, Bahar, Göksu, Arpa, İstanbul, Tekirdağ, Edirne, Lalapaşa olmak üzere toplam 3.7 milyon dönüm büyüklüğünde arazide 61 kuyuda petrol çıkarıyor.
2- Türks-tren co şirketi: Diyarbakır, Kırtepe, Sahaban, Gerdüz, Kastel, Hazra, Kayaköy, Ergani'de toplam 6 milyon dönüm arazide, yani Türkiye'nin yüzde 1'ine tekabül eden sahada 200 kuyuda petrol çıkarıyor.
3- Alaaddin Middle petrol şirketi: İstanbul, Arpatepe, Zeynel, Nemrut, Altınakar, Eruh, Özpınar'da toplam 2.5 milyon dönüm arazide, ülkemiz yüzölçümünün binde 4'üne tekabül eden alanda 45 kuyuda petrol çıkarıyor.
4- Güney Yıldızı petrol şirketi: Arpatepe, Karakilise, Çalgan, İdil, Ovaköy, Kahta, Bulgur Dağı, Zeynel, Nemrut ve Hasancık bölgesinde 2.5 milyon dönüm arazide Türkiye'nin binde 4'üne tekabül eden alanda 20 kuyuda petrol çıkarıyor.
5- Delta Petrol: 4 milyon dönüm.
6- Petroka Petrol: 2 milyon dönüm.
7- Ant Petrol: 4.7 milyon dönüm.
8- Thrace Basın Natural: 3 milyon dönüm.
9- Corporate Resources: 5 milyon dönüm.
10- Pinnacle Petrolleri: 1.2 milyon dönüm.
Burada öne çıkan bazı firmaları aktardık ancak daha 70 civarında irili ufaklı firma bulunmaktadır. (T.C. Petrol İşleri Genel Müdürlüğü).
Bakırdan bora, alüminyumdan kurşuna, petrole hepsini değerlendirdiğimizde ömür boyu bize bakacak madenlere sahibiz. Oysa ki bu madenler şu anda özelleştirme yoluyla yabancı şirketlere satılmış durumdadır. %98'i onlara ve sadece %2'si devlete verilmek üzere işletilmektedir.
Türkiye'nin sınırsız kaynakları Milli Ekonomi Modeli'nde tek tek sıralanmıştır. "Başta Bor madenleri olmak üzere altın, gümüş, bakır, uranyum, kömür, petrol, doğalgaz, doğal taş, mermer yatakları zenginliğimizin temelini oluşturmaktadır." (Milli Ekonomi Modeli, Prof. Dr. Haydar Baş, s.285).
İşte bu düşüncelerin kanıtı da Allah'ın bildirdiği üzere İbrahim Suresi'nin 34. ayetidir. Ayette şu şekilde geçmektedir: "Allah'ın nimetlerini sayacak olsanız sayamazsınız." Görüldüğü gibi ayet çok açık ve net. Bırakın bu nimetleri bitirmeyi, saymakla bile bitiremeyiz.
Aksine kaynaklar sınırlı değil, sınırsızdır. Kaynakları sınırlı yapan kapitalist düşüncedir.
Şimdi de kaynakları ele alalım. En basitinden bunu gıda olarak düşünürsek toprağa bir tohum atsak her zaman daha fazlasını hasat ediyoruz. Ağaçlar ve bitkiler her yıl ürün vermeye devam ederken bu kaynağa nasıl sınırlı diyebiliriz ki? Bir de buna günümüzdeki teknolojiyi katarsak tarımın sınırsız bir kaynak olduğunu görebiliriz.
Bunun yanı sıra, hayvancılıkta durmadan devam etmekte, hayvanlarımız kısır bile değilken buna nasıl olur da sınırlı bir kaynak diyebiliriz?
Peki ya enerji... Güneş, rüzgar, dalga ve bunun gibi durmadan devam eden enerji kaynakları varken enerjiye de sınırlı bir kaynak diyemeyiz. Bir de madenlerimizi düşünelim. Dünya da madde döngüsüyle beraber yeni madenler oluşmaya devam ediyor. Bunun yanı sıra, geri dönüşümde var olan kaynaklar tekrar tekrar kullanılmakta. Böylece madenlerimiz de daha yavaş tükenmekte. Türkiye'de işlenmemiş hali 3 katrilyon dolar olan yer altı zenginliklerimiz var?
Altın madeninde Türkiye dünyada ikinci sırada. Artvin'den Gümüşhane'ye uzanan bir altın damarı var. Burada 1 ton topraktan 1 kilo 700 gram altın çıkıyor. Dünyada bu işin ortalaması 17 gramdır. (T.C. Maden Teknik Arama Enstitüsü). Bor madeninde dünya birincisiyiz. Dünyada çıkan borun yüzde 78'i Türkiye'de çıkıyor.
Yabancı şirketler Türkiye'den yılda 120 milyar dolarlık petrol çıkarıyor.
Maden yok, petrol çıkmıyor bahanesini dile getirenler, aşağıdaki firmalara Anadolu topraklarının önemli bir bölümünü ruhsatlar ile kiralamış durumdalar.
1- Trans Atlantik Petrol şirketi: Mardin, Bedirhan, Diyarbakır, Bahar, Göksu, Arpa, İstanbul, Tekirdağ, Edirne, Lalapaşa olmak üzere toplam 3.7 milyon dönüm büyüklüğünde arazide 61 kuyuda petrol çıkarıyor.
2- Türks-tren co şirketi: Diyarbakır, Kırtepe, Sahaban, Gerdüz, Kastel, Hazra, Kayaköy, Ergani'de toplam 6 milyon dönüm arazide, yani Türkiye'nin yüzde 1'ine tekabül eden sahada 200 kuyuda petrol çıkarıyor.
3- Alaaddin Middle petrol şirketi: İstanbul, Arpatepe, Zeynel, Nemrut, Altınakar, Eruh, Özpınar'da toplam 2.5 milyon dönüm arazide, ülkemiz yüzölçümünün binde 4'üne tekabül eden alanda 45 kuyuda petrol çıkarıyor.
4- Güney Yıldızı petrol şirketi: Arpatepe, Karakilise, Çalgan, İdil, Ovaköy, Kahta, Bulgur Dağı, Zeynel, Nemrut ve Hasancık bölgesinde 2.5 milyon dönüm arazide Türkiye'nin binde 4'üne tekabül eden alanda 20 kuyuda petrol çıkarıyor.
5- Delta Petrol: 4 milyon dönüm.
6- Petroka Petrol: 2 milyon dönüm.
7- Ant Petrol: 4.7 milyon dönüm.
8- Thrace Basın Natural: 3 milyon dönüm.
9- Corporate Resources: 5 milyon dönüm.
10- Pinnacle Petrolleri: 1.2 milyon dönüm.
Burada öne çıkan bazı firmaları aktardık ancak daha 70 civarında irili ufaklı firma bulunmaktadır. (T.C. Petrol İşleri Genel Müdürlüğü).
Bakırdan bora, alüminyumdan kurşuna, petrole hepsini değerlendirdiğimizde ömür boyu bize bakacak madenlere sahibiz. Oysa ki bu madenler şu anda özelleştirme yoluyla yabancı şirketlere satılmış durumdadır. %98'i onlara ve sadece %2'si devlete verilmek üzere işletilmektedir.
Türkiye'nin sınırsız kaynakları Milli Ekonomi Modeli'nde tek tek sıralanmıştır. "Başta Bor madenleri olmak üzere altın, gümüş, bakır, uranyum, kömür, petrol, doğalgaz, doğal taş, mermer yatakları zenginliğimizin temelini oluşturmaktadır." (Milli Ekonomi Modeli, Prof. Dr. Haydar Baş, s.285).
İşte bu düşüncelerin kanıtı da Allah'ın bildirdiği üzere İbrahim Suresi'nin 34. ayetidir. Ayette şu şekilde geçmektedir: "Allah'ın nimetlerini sayacak olsanız sayamazsınız." Görüldüğü gibi ayet çok açık ve net. Bırakın bu nimetleri bitirmeyi, saymakla bile bitiremeyiz.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Muhammed İbrahim Baki / diğer yazıları
- Bölüşerek tok oluruz, bölünerek yok oluruz / 30.11.2022
- Ölümü gösterip sıtmaya razı etmek / 05.02.2022
- Bir gecede cahil kaldık(!)-II / 09.07.2020
- Bir gecede cahil kaldık(!)-I / 08.07.2020
- Türklerin tarihi / 12.05.2020
- Bilime destek olmalıyız / 04.04.2020
- Baharın gelişi / 19.03.2020
- İftira er kişiye zarar vermez / 11.09.2019
- Atatürk ve Hilafet-II / 29.07.2019
- Atatürk ve Hilafet-I / 28.07.2019
- Ölümü gösterip sıtmaya razı etmek / 05.02.2022
- Bir gecede cahil kaldık(!)-II / 09.07.2020
- Bir gecede cahil kaldık(!)-I / 08.07.2020
- Türklerin tarihi / 12.05.2020
- Bilime destek olmalıyız / 04.04.2020
- Baharın gelişi / 19.03.2020
- İftira er kişiye zarar vermez / 11.09.2019
- Atatürk ve Hilafet-II / 29.07.2019
- Atatürk ve Hilafet-I / 28.07.2019