Allah bizi bu sevgiden ayırmasın

Zaman zaman bu sütunlarda, tespit ettiğimiz bazı detayları sizlerle paylaşıyoruz. Köşemizin ismini de bu yüzden 'Detaylar' koyduk zaten. Bazen okuduğumuz bir kitap bu tür detayları içeriyor.'Bu tür' ifadesi bir açıklamayı gerektiriyor sanırım. Tabii ki bir kitapta pek çok detay vardır. Fakat biz detay derken 'bizden' olanı kastediyoruz. Bize bizi anlatsın, bize ayna olsun. İşte bu detaylardan birini paylaşacağım sizlerle. Bir kitabın satır aralarında rastladım."Resulüllah (sav) buyuruyor ki:Zamandan ve mekandan, kemiyetten ve keyfiyetten münezzeh olan Allah-ü Teala, Ebu Bekir, Ömer, Osman ve Ali'nin sevgisini sizin üzerinize farz kılmıştır. Nitekim namazı, orucu, haccı ve zekatı farz etmişti. Vücutlarınız namazın, zekatın, orucun ve haccın şerefine kavuştuğu gibi, kalpleriniz de Ebu Bekir, Ömer, Osman ve Ali'nin muhabbetiyle süslenir, şerefli olur. Dikkat ediniz! Ümmetimden vücudu ile namaz kılan, eliyle zekat veren, ağzıyla oruç tutan ve ayağıyla hacca giden kimse, Ebu Bekir, Ömer, Osman ve Ali'yi de seviyorsa, Allah'ın huzurunda Cebrail ve Mikail gibidir. Fakat İslam'ın beş şartını yerine getirip de çok sevdiğim dört ashabıma muhabbet etmezse, Allah'ın huzurunda iblis gibi, hatta daha aşağı bir mel'undur.Bir kimsenin Nuh Aleyhisselam kadar ömrü de olsa, bütün ömrünü ibadetle geçirse, dört sahabeme buğzetse, ibadetinin faydasını göremeyip cehenneme gider."Biricik Peygamberimizin, yetiştirdiği sahabesiyle ilgili pek çok iltifat cümlesi var. Özellikle bu dört büyük insanın O'nun katında yerleri ayrı hepimiz biliyoruz. Fakat bu cümleleri okuyunca, bütün bunları bilmeme rağmen ayrı bir heyecan duyduğumu söylemeliyim. Çünkü, şükürler olsun ki bizim gönlümüzde Hz. Ebu Bekir'in, Hz. Ömer'in, Hz. Osman'ın ve Hz. Ali'nin sevgisi var. Her şerefli Türk evladı gibi biz de bu güzel insanların sevgisiyle büyüdük. Burada dikkat edilmesi gereken hususlar var. Allah'ın Sevgilisi (sav) dört büyük sahabeyi sevmeyi bize farz kılıyor. Aynı namaz kılmak gibi, oruç tutmak gibi, hac gibi? Ve gönüllerimizin bu sevgiye ihtiyacı olduğunu söylüyor. Ancak bu sevgiyle şeref bulacağımızı ifade ediyor. Eğer böyle yaparsak bir de müjdesi var Peygamber Efendimizin:"Allah'ın huzurunda Cebrail ve Mikail (as) gibi olmak."Yani 'yakîn' halini yaşamak.Bir kul başka ne ister ki.Ya bu sevgiden uzak olanların hali.'Allah hepimizi korusun' duasına sarılmanın tam zamanı. Bazıları gözümün önüne geliyor ister istemez ve bazı yazılanlar. Allah'ın Sevgilisinin yarenlerine dil uzatma küstahlığına cesaret eden zavallılar.Öyle bir zavallılık ki, Peygamberimizin ifadesiyle;"Nuh Aleyhisselam kadar ömrü de olsa, bütün ömrünü ibadetle geçirse, dört sahabeme buğzetse, ibadetinin faydasını göremeyip cehenneme gider."Peygamberimizin bu ifadeleri bazılarını hayrete düşürebilir. "Olur mu öyle şey, bir insan yüzünden insan cehennemlik olur mu" ya da "bu insanları sev cenneti hak et, ne güzel" diyebilir.Bu hayret halinden kurtulmanın yollarından ilki "Hz. Peygamber ne dediyse doğrudur ve başım gözüm üstündedir" ölçüsüne sarılmaktır. Bir diğer yol ise, Resulüllahın (sav) bir sarraf hassasiyetiyle özene bezene yetiştirdiği bu eşsiz insanların nasıl bir hayat yaşadıklarına bakmaktır. Görülecektir ki, peygamberler müstesna hiç kimse böyle bir iman coşkusuyla hayat yaşamamıştır. Kulluk ancak böyle yaşanır.Ne diyelim dostlar! Hüküm ortada.Sözün sahibi konuşmuştur.Ve O (sav), hep doğruyu söylemiştir.Amenna ve saddakna.Başımız gözümüz üstüne.Allah bizi bu sevgiden ayırmasın.