AKP hükümeti, 2010 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu'nu Meclise sundu. Kamuoyu bilgilendirildi. Bütçe, Ermenistan açılımı vaveylaları ve 34 PKK'lının iniş seremonisi arasında kayboldu. Ekonomiden sorumlu İngiltere pasaportlu Bakan Mehmet Şimşek'in açıklamaları, şayet yanlış değil ise, 2010 bütçesi daha kâğıt üzerinde "iflas bütçesi" olarak görünüyor.Akıl var, hesap var, kitap var! Bütçe açığından başlayalım? Daha baştan büyük açık var bütçede!AKP hükümeti, açık verirsek verelim diyor; zaten kapatamıyoruz, iş olacağına varsın, benden sonrası tufan!Maliye Bakanlığı'na göre bütçe, 2008'de 17 milyar 69 milyon TL açık veriyor. 2009'da ise açıkta patlama yaşanıyor. Ocak-Eylül dönemindeki bütçe açığı, geçen yılın aynı dönemine göre, yüzde 747.4 artarak 40 milyar 811 milyon TL'ye ulaştı. Bakan Şimşek, yıl sonu itibariyle bütçe açığının 62.8 milyar TL olacağını söylüyor. Şimşek, Bakanlığı'nın geçen yıl açıkladığı bütçe açığı rakamını bilerek veya bilmeyerek aşağı çekerek 2008 yılı bütçe açığının 10. 4 milyar TL olduğunu söylüyor. Bakan'ın bu hesaplama anlayışı ve açıklamalarına bakılırsa, 2009 bütçe açığı 70 milyar TL'yi aşar gider. Bütçe açığında rekor patlama buna denir!Açık demek piyasadan para çekmek demektir. Bu da, tefecinin ekmeğine kaymak çekmek, milletin de anasını ağlatmak demektir!AKP'nin herhangi bir çözümü yok ki, Bakan Şimşek, patlayan bütçe açığına bir çözüm düşünsün? Düşünmüyor!AKP öyle bir çapraz çıkmaza girdi ki, kimse çıkartamaz. Geçmişte bütçe açıkları için "harcama kısıtlaması"na gidilirdi, kemerler sıkılırdı. Şimdi o imkan da yok; hem kemeri sıkacak delik kalmamış, hem de zaten tüketici kesim bitmiş, talep bitmiş. Dünya, bitkisel hayattaki kapitalizme birkaç nefes daha temin edebilmek için, BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş beyin Milli Ekonomi Modeli'nden aldıkları yöntemlerle tüketici kesimi ayağa kaldırmaya çalışıyor, hızlı harcama yapan dar gelirli geniş tabana destek çıkıyor. Talebi sıfırlanmış Türk ekonomisi de benzer illetle boğuşurken, harcama kısıtlamasına gitmek ölüme bile bile lades demektir. Çıksın bakalım AKP, işin içinden? Çıkamaz. 80'i aşkın devletin yaptığı gibi Türkiye de Prof. Dr. Baş'ın kapısına gelecek; başka çare yok!Bakan Şimşek'in hayaline, pardon hesabına göre, 2010 yılında devlet 193 milyar TL vergi toplayacak. Bakan Şimşek, hem 2009 yılı bütçe açığı rakamının, yüzde 86'sını gelirlerdeki azalmadan kaynaklandığını söylüyor; hem de 2010'da 193 milyar vergi toplayacağını konuşuyor. Buna hayal bile denmez? 2009 Vergi geliri tahmininde yüzde 30'lara varan bir sapma var! Bu piyasaya, kapitalist hesap makinesi de, kapitalist kâhin de dayanmaz beyler!Hadi 193 milyar vergiyi topladılar diyelim; bunun 71 milyar TL'si kamu personelinin maaşına ve sigorta primine, 56 milyar TL'si ise faize gidecek! Sosyal Güvenliğe ise 57.7 TL aktarılacak; zaten bunun 31 milyar TL'si batağa gidecek! Bitti.. Geriye ne kaldı?! Hiç... Sıfıra sıfır elde var sıfır!2010 bütçesi işçiye, çiftçiye, köylüye, dar gelirliye, tarım kesimine, üreticiye, reel sektöre bir şey getiriyor mu?! Krize bir çare var mı?! Maalesef? Deniz bitti? Para yok, para!Bir tek kamu personeline yüzde 5'lik bir artış öngörülüyor. Anlayacağınız, memurun yüzde 5'lik zammı ile tefecilerin alacakları garanti; başka hiçbir kalemin garantisi yok?Gelirlerin tamamı, kamu maaşına, pirime, faize, SGK açıklarına dahi yetmiyor, devlet çarkı bile zor dönüyorsa; millet çarkı, reel sektör ve piyasanın ne ile dönecek? Dönmez! Ölümlerden ölüm beğen! Altta kalanın canı çıksın öyle mi?!Krizde ölümle pençeleşen reel sektörün, icra ve hacizlerle cebelleşen tarım kesiminin, köylünün, dar gelirlinin hali ne olacak?! Hani onlara birkaç kuruş? Yok! Ne yapalım, Allah versin; öyle mi! Şayet Türk milleti, 80'i aşkın devletin Milli Ekonomi Modeli'ni baş tacı ederek krizden kurtuldukları bir süreçte, Prof. Dr. Baş'a kulak vermez, ayıkmaz ve bu faizci müflislere kulak vermeye devam ederse; korkarım Allah, çok şeyler verecek? Ama ne türden olur, onu bilemem! Bu bağlamda artık görünen köyün da kılavuz istemediği açıktır.Bütçe konusu biraz daha irdelenmeye değer?Kur'an-ı Kerim'i öğrenmeye başladığım çocukluğumun ilk günlerinden tanıdığım, üzerimde emeği ve duası bulunan muhterem Zavendikli Mustafa Yıldız hocamın ahirete irtihalini öğrenmiş bulunmaktayım. Hilm ve tevazuu ile maruf Merhuma Yüce Allah'tan rahmet ve mağfiret diler, kederli ailesine, talebelerine ve sevenlerine sabırlar niyaz ederim.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019