Çiftçinin gübre girdi maliyeti:
2021 yılı: % 52.86
2022 yılı: % 233.89
Enerji maliyeti:
2021 yılı: % 21.98
2022 yılı: % 228.03
Yem maliyeti:
2021 yılı: % 29.51
2022 yılı: % 145.7
Böyle devam eder gider…
Bu rakamlar TÜİK'e ait olmakla birlikte, asla inanmadığımı da belirtmek isterim.
Ama bu haliyle bile durum facia!
Sevgili okurlarım, lütfen bugüne kadar duyduklarınızı ve hasbel kader okuduklarınızı bir tarafa bırakın.
Bakınız bizim analizlerimizi ve bakış açımızı şekillendiren unsur, dünyayı vampir gibi sömüren kapitalist sistem bazlı anlayış değildir.
Bilakis, insanı merkezine koyan ve insana doğuştan getirdiği tüm temel hakları doyasıya veren, "Milli Ekonomi Modeli" tezinin yansımalarıdır.
Bu yönü itibariyle kıyamet sabahına kadar Prof. Dr. Haydar Baş'a, tüm insanlık ailesinin minnet ve şükran borcu vardır.
Yukarıda TÜİK'ten alıntı ile aktarılan veriler ışığında konuyu ele alırsak, gıda ürünlerinin hiçbir kaleminde fiyat düşüşü olmayacağı ve hatta fahiş rakamlara doğru tırmanacağı çok açıktır.
Gerek kapitalist sistem mantığı veya özel bir işletme anlayışı ile bakıldığında fiyat düşüşünün olmasını beklemek kadar büyük bir saflık olamaz!
Kapitalist sistem karlılığı esas alır ve finansman olarak da yüksek faizli kredileri öngörür.
Özel sektör de aynıdır.
Burada onlar için esas olan şey, ölüden bile kalan borcu almanın yoluna gitmek veya malına el koyma pahasına kazancını garanti etmektir.
Her zaman daha pahalıya ürettiği ürünleri, hiç tereddüt etmeden üstüne kendi kârını koyarak piyasaya arz etmektir.
Temelde bakıldığında ticari faaliyet olarak burada bir sorun da görülmemektedir.
Ancak, anlattığım piyasa koşullarında devlet, daima ikinci planda kalmak zorunda bırakılmış, sadece vergi düzenlemesi işlemini yerine getiren zabıta veya jandarma pozisyonundadır.
Oysa "Milli Ekonomi Modeli" bağlamında konu temelden ve baştan sona kadar farklıdır.
Ekonominin öznesi bir grup çıkarcı küresel elitler topluluğu değil, insanlık ailesinin tamamıdır.
Devlet ekonominin sadece denetleyicisi değil, düzenleyicisi ve tüm olanaklara sahip en güçlü aygıttır.
Örneğin;
Bugün yüksek maliyetlerden dolayı kaçınılmaz olarak çiftçi de, ondan alan firmalar da zam yapmak zorundadır.
Son halka olan vatandaşa ise zaten geçmiş olsun.
Bu çürük sistem içerisinde devletlerin piyasa denetleyicisi veya düzenleyicisi olması anlamsız veya kadüktür.
Oysa "Milli Ekonomi Modeli" tezinde devlet, çiftçi maliyetlerine doğrudan etki eden tüm kalemleri bizzat kendisi üretir ve ucuza mal eder.
Aklınıza gelen tüm gider kalemlerinde bu böyledir.
Devlet dediğimiz en üst konumdaki belirleyici için bu işler inanın çocuk oyuncağıdır.
Bugün devletlerin mevcut halleriyle de olsa ekonomiye müdahil olmaları görüldüğü üzere piyasalarda çok büyük rahatlamalara sebebiyet vermektedir.
Yoksa bugünkü anlayışla, diyelim ki fındık maliyetlerini düşürdük ve taban fiyatı da biraz aşağıya çektik.
Peki, bunca fındık üreticisi fiyatı aşağıya çekilemeyen ürünleri hangi gelirlerle almaya muktedir olabilecek!
Bilmem anlatabildim mi?
Dolayısıyla piyasalara yapılması elzem olan mutlak müdahale, eş zamanlı olarak her türlü alım-satım yapılan kalemleri kapsamalı.
Döviz bu kadar oynakken bu nasıl olabilir gibi saçma sapan soruları sormak aklınıza geliyorsa, zaten sizin ekonomiye dair hiçbir gerçek bilginiz yok demektir.
Benim analizim genelin de geneli şeklindedir.
Tutup da tüm formülleri ve şifreleri ile Haydar Baş Bey'in "Milli Ekonomi Modeli"ni deşifre edecek değilim.
Yemin olsun sevgili okurlarım, eğer bugün ülkeyi samimiyetle ve gerçekten de ayağa kaldırmak isteyen bir siyasetçi olsun, geleceği ilk adres Hüseyin Baş'tır.
Dünyanın en zengin kaynaklarına sahip ülkemizde, asgari ücret 5 bin 500 TL, emekli maaşı ortalama 3 bin 500 TL ise, bu sizin mevcudun devamına dair göstermiş olduğunuz performansın sonucudur.
Cumhur ve Millet ittifakı isterlerse 30 puan farkla kazansınlar.
Vallahi de, billahi de hiçbir şey yapamaz ve başaramazlar!
Bunu, "MEM" sistemini çok iyi analiz etmiş bilen bir kişi olarak söylüyorum.
Yoksa, Hüseyin Baş'ı çok seviyorum da ondan değil.
Hüseyin Baş Bey bugün, partili partisiz tüm kesimler tarafından en çok sevilen siyasetçi olmayı başarmıştır.
Neden biliyor musunuz?
Söylediklerini yaşıyor ve hiç yalan söylemiyor.
- ‘Selçuklu ve Osmanlı’yı tarikatlar batırdı’ / 07.04.2025
- Para yok ki ‘BOYKOT’ olsun! / 06.04.2025
- “Kürt sorunu” ifadesi ‘SEVR’ in ürünüdür! / 02.04.2025
- TÜRK milletine ters kelepçe! / 01.04.2025
- Türkler Ehl-i Beyt ile akrabadır / 31.03.2025
- Türk’ler Ehl-i Beyt İslam’ını kabul etmiştir / 30.03.2025
- İktidar çok tehlikeli oynuyor! / 26.03.2025
- Suriye için tek çözüm: Atatürk modeli / 25.03.2025
- Ne ekersen onu biçersin! / 24.03.2025