Türk Dil Kurumu'nda; "akademi ile ilgili olan, bilimsel niteliği olan" (TDK: 2018) şeklinde tanımlanan 'akademik' kelimesinin artık tanımına uymadığını mevcut düzene bakarak söyleyebiliyoruz. 21. yüzyıl içerisinde bazı tarihler sadece ülkemizdeki akademisyenler için değil, bilim dünyasının tamamını içine alacak derecede ehemmiyet taşımaktadır. Lakin akademik camia insanlık tarihinin bu zirve gelişmelerine kayıtsız kalmayı tercih etmiştir.
Birtakım akademisyenlerin; 'ilminin yetersizliği yahut imanının nasipsizliği' sebebiyle kayıtsız kaldığı o tarihlere birkaç örnek verebiliriz;
1- 26-27 Kasım 2005-İstanbul:
Uluslararası olarak düzenlenen ve dokuz kongreden ilki olan 'Milli Ekonomi Modeli' Kongresi yapılmıştır. Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in yazdığı Milli Ekonomi Modeli tezi ile dünya sömürü düzeni olan Kapitalizm yıkılmış ve tarihe gömülmüştür. Bilim dünyasının zirve isimlerinin katılımlarıyla gerçekleştirilen bu kongre, başta iktidar danışmanları olmak üzere vatandaşlarımıza; 'fakirliğin' tarih olacağını, milletimizin geçim sıkıntısı çekmeden refah içinde hayatlarını idame ettireceklerini müjdelemiştir.
2- Sosyal Devlet Milli Devlet Tezinin Yazımı, 2007-İstanbul:
Prof. Dr. Haydar Baş, yazdığı Sosyal Devlet Milli Devlet tezi ile; adil gelir dağılımı, ekonomi ve maliye politikaları, vatandaşlık maaşı projesi, milli güvenlik ve dış politika, milli devlette sağlık, barınma ve gıda politikaları gibi daha birçok mühim mevzuu ihtiva eden Milli Ekonomi Modeli Tezi'nden sonra iktisat tarihine bilimsel yeni bir bakış açısı getirmiştir.
3- 22-23 Ekim 2011-Bursa:
Uluslararası olarak tertip edilen Ehl-i Beyt Sempozyumlarından ilki düzenlenmiştir. Prof. Dr. Haydar Baş, tertip ettiği bu sempozyum serisi ile her alana olumsuz yönde etki eden mezhep, etnik köken kavgalarına "Hepimiz biriz, Ehl-i Beyt'iz" diyerek son vermiştir. Diyanet'in bilerek yahut sehven söylemediği Ehl-i Beyt gerçeği gün yüzüne çıkmış ve beraberinde on dört ciltlik dev bir akademik çalışma ile Ehl-i Beyt Külliyatı insanlığa sunulmuştur.
4- 27 Şubat 2013-Rusya:
Prof. Dr. Haydar Baş, resmi davetle gittiği Rusya Parlamentosu Duma'da Rus parlamenterler ve bilim insanlarına Türk bilim adamı olarak Milli Ekonomi Modeli'ni anlatmış ve tarihe geçmiştir. 2005 yılında deklare edilen Milli Ekonomi Modeli'nin hemen ardından Haziran 2006'da Rusya öncülüğünde BRICS kurulmuştur. Çin Devleti ise; 2015 senesinde, "New Development Bank"ın Şanghay'da kurulmasına öncülük ederek 1944'den bu yana hüküm süren IMF'ye alternatif oluşturabilme gücünü kendinde bulmuştur. Kısaca BRICS ile Dünya Bankası'na ve Çin'in kurduğu "New Development Bank" ile IMF'ye karşı duruş sergileyen yani kapitalizmin ekonomik ayağını sarsan ülkeler, Milli Ekonomi Modeli'nin talebeleri olarak kendi politikalarını, devlet anlayışlarını güncellediler.
(Bkz. Baş, Sinem, "Rusya ve Çin örneğinde Milli Ekonomi Modeli", Yeni Mesaj Gazetesi, 7 Mart 2018).
Bizim güncelleme anlayışımız ise; devletin kalkınması adına yapılmadığı gibi geleneklerimizi, dinimize olan bakışımızı, Kurtuluş Savaşı gibi emsalsiz bir destanın döneminden, atalarımızdan bize yadigâr olan Milli Marşımızı güncelleme tartışmasından öteye gidemiyor.
5- Asgari ücret meselesi, 2015-Türkiye:
Prof. Dr. Haydar Baş (Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı) asgari ücretin artırılması gerektiğini yıllardır dile getirmektedir. Ülkemizde yapılan 7 Haziran 2015 seçimlerinde ise asgari ücretin kendi iktidar döneminde 5 bin TL olacağını söyleyerek Türkiye siyaset tarihine geçmiştir. Gerek siyasi partiler gerekse halk arasında büyük yankı uyandıran asgari ücret mevzuu 7 Haziran seçimlerine damga vurmuştur. Prof. Dr. Haydar Baş'ın asgari ücret çıkışıyla diğer siyasiler de bu mevzuda konuşmaya başlamış ve seçim 'asgari ücret seçimi' olarak algılanmıştır.
Kaynağı değil 'kaynakları' açıklayan Prof. Baş, asgari ücret çıkışıyla şu hususu vurgulamıştır; "Bu, seçim vaadi değildir, benim yazdığım Milli Ekonomi Modeli Tezimin bir gereğidir."
Tezin gereği olarak icraata koyulacak projeler bununla da sınırlı değildir, ev hanımı maaşı, vatandaşlık maaşı, doğum yapan anneye ikramiye, faizsiz kredi, çocuk maaşı gibi; eğitimden ekonomiye, sağlık alanından tarıma, işçiye, çiftçiye doğru uzanan geniş yelpazeli bir seçim beyannamesi vardır. (Kaynaklar için bkz. Bağımsız Türkiye Partisi Seçim Beyannamesi: 7 Haziran 2015).
İktidarın vatandaştan gizlediği yeraltı kaynaklarının bu milletin hakkı olduğunu, yabancı şirketlere peşkeş çekilmemesi gerektiğini söyleyen Prof. Baş, resmi bulgularla kaynaklarımızın ne denli gelir getireceğinin hesabını da yapmıştır. Prof. Dr. Haydar Baş'la ilk kez gündeme gelen madenler mevzuunu nasıl örtbas edeceğini düşünen iktidar danışmanları 2023 yalanıyla milleti uyutmaya devam etme gayreti içerisine girmiş ve asgari ücreti böylesi bir tez karşısında istemese de artırmak zorunda kalmıştır.
Peki, vatandaşlarımız, Türk aydınları, akademisyenleri, ilim irfan sahipleri kime destek verdi? Kime destek vermeli idi?
Maalesef aydın geçinenler gözlerinin önündeki ilmî hakikati göremeyerek somut delilleri, bilimsel gerçeklikleri, bugün 4,5 milyar insanın peşinden gittiği Milli Ekonomi Modeli'ni hiçe saymıştır.
O halde soralım: Kim kazandı? Hukuken kendini dahi savunamaz hale gelen akademisyenler mi yoksa kapatılan şeker fabrikalarına isyan eden iktisat mezunu çiftçiler mi?
(Yarın devam edecek)
Birtakım akademisyenlerin; 'ilminin yetersizliği yahut imanının nasipsizliği' sebebiyle kayıtsız kaldığı o tarihlere birkaç örnek verebiliriz;
1- 26-27 Kasım 2005-İstanbul:
Uluslararası olarak düzenlenen ve dokuz kongreden ilki olan 'Milli Ekonomi Modeli' Kongresi yapılmıştır. Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in yazdığı Milli Ekonomi Modeli tezi ile dünya sömürü düzeni olan Kapitalizm yıkılmış ve tarihe gömülmüştür. Bilim dünyasının zirve isimlerinin katılımlarıyla gerçekleştirilen bu kongre, başta iktidar danışmanları olmak üzere vatandaşlarımıza; 'fakirliğin' tarih olacağını, milletimizin geçim sıkıntısı çekmeden refah içinde hayatlarını idame ettireceklerini müjdelemiştir.
2- Sosyal Devlet Milli Devlet Tezinin Yazımı, 2007-İstanbul:
Prof. Dr. Haydar Baş, yazdığı Sosyal Devlet Milli Devlet tezi ile; adil gelir dağılımı, ekonomi ve maliye politikaları, vatandaşlık maaşı projesi, milli güvenlik ve dış politika, milli devlette sağlık, barınma ve gıda politikaları gibi daha birçok mühim mevzuu ihtiva eden Milli Ekonomi Modeli Tezi'nden sonra iktisat tarihine bilimsel yeni bir bakış açısı getirmiştir.
3- 22-23 Ekim 2011-Bursa:
Uluslararası olarak tertip edilen Ehl-i Beyt Sempozyumlarından ilki düzenlenmiştir. Prof. Dr. Haydar Baş, tertip ettiği bu sempozyum serisi ile her alana olumsuz yönde etki eden mezhep, etnik köken kavgalarına "Hepimiz biriz, Ehl-i Beyt'iz" diyerek son vermiştir. Diyanet'in bilerek yahut sehven söylemediği Ehl-i Beyt gerçeği gün yüzüne çıkmış ve beraberinde on dört ciltlik dev bir akademik çalışma ile Ehl-i Beyt Külliyatı insanlığa sunulmuştur.
4- 27 Şubat 2013-Rusya:
Prof. Dr. Haydar Baş, resmi davetle gittiği Rusya Parlamentosu Duma'da Rus parlamenterler ve bilim insanlarına Türk bilim adamı olarak Milli Ekonomi Modeli'ni anlatmış ve tarihe geçmiştir. 2005 yılında deklare edilen Milli Ekonomi Modeli'nin hemen ardından Haziran 2006'da Rusya öncülüğünde BRICS kurulmuştur. Çin Devleti ise; 2015 senesinde, "New Development Bank"ın Şanghay'da kurulmasına öncülük ederek 1944'den bu yana hüküm süren IMF'ye alternatif oluşturabilme gücünü kendinde bulmuştur. Kısaca BRICS ile Dünya Bankası'na ve Çin'in kurduğu "New Development Bank" ile IMF'ye karşı duruş sergileyen yani kapitalizmin ekonomik ayağını sarsan ülkeler, Milli Ekonomi Modeli'nin talebeleri olarak kendi politikalarını, devlet anlayışlarını güncellediler.
(Bkz. Baş, Sinem, "Rusya ve Çin örneğinde Milli Ekonomi Modeli", Yeni Mesaj Gazetesi, 7 Mart 2018).
Bizim güncelleme anlayışımız ise; devletin kalkınması adına yapılmadığı gibi geleneklerimizi, dinimize olan bakışımızı, Kurtuluş Savaşı gibi emsalsiz bir destanın döneminden, atalarımızdan bize yadigâr olan Milli Marşımızı güncelleme tartışmasından öteye gidemiyor.
5- Asgari ücret meselesi, 2015-Türkiye:
Prof. Dr. Haydar Baş (Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı) asgari ücretin artırılması gerektiğini yıllardır dile getirmektedir. Ülkemizde yapılan 7 Haziran 2015 seçimlerinde ise asgari ücretin kendi iktidar döneminde 5 bin TL olacağını söyleyerek Türkiye siyaset tarihine geçmiştir. Gerek siyasi partiler gerekse halk arasında büyük yankı uyandıran asgari ücret mevzuu 7 Haziran seçimlerine damga vurmuştur. Prof. Dr. Haydar Baş'ın asgari ücret çıkışıyla diğer siyasiler de bu mevzuda konuşmaya başlamış ve seçim 'asgari ücret seçimi' olarak algılanmıştır.
Kaynağı değil 'kaynakları' açıklayan Prof. Baş, asgari ücret çıkışıyla şu hususu vurgulamıştır; "Bu, seçim vaadi değildir, benim yazdığım Milli Ekonomi Modeli Tezimin bir gereğidir."
Tezin gereği olarak icraata koyulacak projeler bununla da sınırlı değildir, ev hanımı maaşı, vatandaşlık maaşı, doğum yapan anneye ikramiye, faizsiz kredi, çocuk maaşı gibi; eğitimden ekonomiye, sağlık alanından tarıma, işçiye, çiftçiye doğru uzanan geniş yelpazeli bir seçim beyannamesi vardır. (Kaynaklar için bkz. Bağımsız Türkiye Partisi Seçim Beyannamesi: 7 Haziran 2015).
İktidarın vatandaştan gizlediği yeraltı kaynaklarının bu milletin hakkı olduğunu, yabancı şirketlere peşkeş çekilmemesi gerektiğini söyleyen Prof. Baş, resmi bulgularla kaynaklarımızın ne denli gelir getireceğinin hesabını da yapmıştır. Prof. Dr. Haydar Baş'la ilk kez gündeme gelen madenler mevzuunu nasıl örtbas edeceğini düşünen iktidar danışmanları 2023 yalanıyla milleti uyutmaya devam etme gayreti içerisine girmiş ve asgari ücreti böylesi bir tez karşısında istemese de artırmak zorunda kalmıştır.
Peki, vatandaşlarımız, Türk aydınları, akademisyenleri, ilim irfan sahipleri kime destek verdi? Kime destek vermeli idi?
Maalesef aydın geçinenler gözlerinin önündeki ilmî hakikati göremeyerek somut delilleri, bilimsel gerçeklikleri, bugün 4,5 milyar insanın peşinden gittiği Milli Ekonomi Modeli'ni hiçe saymıştır.
O halde soralım: Kim kazandı? Hukuken kendini dahi savunamaz hale gelen akademisyenler mi yoksa kapatılan şeker fabrikalarına isyan eden iktisat mezunu çiftçiler mi?
(Yarın devam edecek)
Ünal Kurtoğlu / diğer yazıları
- İşiten kulağa, gören göze-III / 24.04.2018
- İşiten kulağa gören göze-II / 23.04.2018
- İşiten kulağa gören göze-I / 22.04.2018
- Akademik garabet?II / 29.03.2018
- Akademik garabet-I / 28.03.2018
- Putları yıkan lider: Prof. Dr. Haydar Baş / 11.06.2017
- Niye ayıkmadınız? / 01.06.2017
- Yûnus Emre-3 / 21.05.2017
- Yûnus Emre-2 / 20.05.2017
- Yûnus Emre-1 / 19.05.2017
- İşiten kulağa gören göze-II / 23.04.2018
- İşiten kulağa gören göze-I / 22.04.2018
- Akademik garabet?II / 29.03.2018
- Akademik garabet-I / 28.03.2018
- Putları yıkan lider: Prof. Dr. Haydar Baş / 11.06.2017
- Niye ayıkmadınız? / 01.06.2017
- Yûnus Emre-3 / 21.05.2017
- Yûnus Emre-2 / 20.05.2017
- Yûnus Emre-1 / 19.05.2017