Sağlık tatile girer ve hastaneler kapılarını kapatabilir mi? Yani bir tıbbi tatil düşünülebilir mi? Akla ve hayale sığmayan bir şey. Sağlıkta akla gelmeyen yargının başına gelmiş durumda. Anayasa hukuku hocamız merhum Ord. Prof. Dr. Ali Fuat Başgil'in şu sözünü hatırlıyorum: "Hukukçu toplumun hekimidir." Cümleden anlaşılan o ki, hukuk da sağlık kadar önemlidir. Herkesin üzerinde birleştiği bir tanımı yapılamamış ise de hukuku, insan yaşantısı ilişkilerinin zorlayıcı düzenidir, diye özetleyebiliriz. Sağlık hizmetinin devamlılığı, yaşam hakkının gereğidir ve teminatı da hukuktur. Hukuk tatile çıkarsa hakların güvenliği zaafa uğrar.
Her yıl yaz aylarında uygulanan adli tatilin öyküsü şudur:
Cumhuriyetin ilk yıllarında, tarım ülkesi olan Türkiye'de çiftçinin ve esnafın hasat dönemi mevsimlik işlerini rahat yapabilmesi için yargılamayı durduran ara süre verilmişti. Bunun adı "adli tatil" idi. Bugün samanı bile ithal eden Türkiye tarım ülkesi olmaktan çıkmış bulunmaktadır. Adliyelerin iş yükü altında ezildiği günümüzde yurttaşa çok uzak ara, hatta adli tatil süresini üçe katlayan bir aralıkta duruşma günü verilmektedir.
Hepsinden vazgeçtik adli tatil süresinin belirlenmesinde de pek çok karmaşaya tanık olduk;
Adli tatil süresi çok uzun yıllar 20 Temmuz-5 Eylül arası uygulandı. 2004'de ise 48 günlük bu süre 5219 sayılı kanunla 36 güne indirilerek 1 Ağustos-5 Eylül tarihleri arası uygulanmasına gidildi. Bu 7 yıl sürdü.
Bazı hakim ve savcıların, adli tatil süresinin kısaltılmasının yargılamanın hızlandırılmasını sağlamadığı gibi aksine daha da geciktirdiği, gerekçesiyle yaptıkları itiraz üzerine 08.08.2011 tarihli ve 650 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile adli tatil süresi 20 Temmuz-1 Eylül olarak değiştirildi. Ancak, KHK'nın anayasaya aykırılığı iddiası üzerine Anayasa Mahkemesi, KHK'nın adli tatile ilişkin hükümlerinin yetki kanunu kapsamında olmadığı gerekçesi ile iptaline karar vermesi üzerine, 6494 sayılı kanunla 2013 yazında adli tatil, 20 Temmuz-31 Ağustos olarak düzenlenmiştir. Ve son durum budur.
Aslında adli tatili gerektiren durumlar ortadan kalkmıştır. Bu hususların değerlendirilmesi gerekirken, adli tatil süresinin belirlenmesindeki karmaşayla yani, kubbe yıkılırken leğen örtüsüyle uğraşılıp durulmuştur.
Nitekim Avrupa'nın çoğu ülkesinde adli tatil uygulamasından vazgeçilmiştir. İsviçre ve Almanya'da olduğu gibi.
Yargıda çalışan ve yargıya katılan herkes için tatil bir haktır. Bu izin sistemiyle çözümlenebilir. Ancak kurumsal olarak tatil uygulaması yargının işleyişini sekteye uğratarak, hak kayıplarına neden olabilir.
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023