ABD'nin Türkiye-İran Çatışması Senaryoları

Türkiye'deki Cumhurbaşkanlığı seçimleri ve genel seçimler ile ABD yakından ilgileniyor. Çünkü yıllardan beri planladığı, Büyük Ortadoğu Projesi kapsamında bölgenin iki önemli gücünü yıpratma senaryosu olan "Türkiye-İran çatışması" bu seçimlerin sonucuna bağlı.AKP iktidarı, İran konusunda, Bush'un her türlü taşeronluğunu yaparak, İncirlik üssünü ABD'nin hizmetine daha geniş kapsamlı sunarak ve Büyük Ortadoğu Projesi'nde Bush'un eşbaşkanlığını üstlenerek ABD'nin planlarına açıktan destek verdiğini ispatlamış oldu.Ana Muhalefet partisi CHP ise bugüne kadar AKP'nin diğer icraatlarına olduğu gibi Ortadoğu adımlarına da gereken muhalefeti göstermedi. Adeta AKP'nin setr-i avreti gibi davrandı, yani hatalarını örter bir pozisyona büründü.Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, yüzde 100 ihtimalle AKP'nin belirleyeceği, -ya da ABD'nin onaylayacağı da diyebiliriz- bir ismin geleceği kesin olduğundan, ABD için ondan sonraki süreç önemli.ABD, Türkiye'de milliyetçiliğin ve ulusalcılığın yükselmesi ve ABD'nin bu işgal senaryolarına "dur" diyebilecek bir siyasi hareketin iktidara doğru yürümesi ihtimaline karşı Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden hemen sonra, genel seçimleri de beklemeden Mayıs sonu, ya da Haziran başı, düğmeye basabilir.Nasıl basabileceğini BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş Bey yaptığı konuşmalarda ifade ediyor. Örneğin, aynen Birinci Dünya Savaşı'nda karambole, bir hiç uğruna Almanya'nın yanında savaşa girdiysek, İncirlik üssü ya da Trabzon üssü kullanılarak İran'a yapılacak bir operasyon bizi bir anda sıcak bir savaş ortamına çekebilir.Çünkü İran, "kimin vurduğuna değil, nereden vurulduğuma dikkat ederim" diyor.Diğer önemli bir ihtimal de -yine Sayın Baş uyarıyor-, ABD'nin son zamanlarda yeşil ışık yaktığı Türkiye'nin Kuzey Irak'a operasyon yapması.Sayın Baş, böyle bir operasyonla ABD'nin bizi İran'la karşı karşıya getirebileceği uyarısını yapıyor.Geçtiğimiz hafta ABD Dışişleri Bakanlığı'nın Türkiye'den sorumlu Müsteşar Yardımcısı Matthew Bryza, Irak'taki çatışmalara karşı "Artık bir planımız olduğunu söyleyebilirim" dedi. Bryza, Irak'ta şiddet olaylarının azalması durumunda yeni seçeneklerin devreye gireceğini söyledi ve "Bu seçenekler arasında Türkiye ve ABD'nin Irak sorunuyla ilgili olarak ortaklaşa hareket etmesi ve ABD'nin, Türkiye'nin bu konudaki deneyimlerinden yararlanması da yer alıyor" diye konuştu. Hayatın gerçeklerinden biri olarak ifade ettiği Sünni-Şii çatışmalarının basit bir çözümü bulunmadığını ifade eden Bryza, planı bizzat Başkan Bush'un geliştirdiğini ve uygulamaya koyduğunu vurguladı.Evet, ABD'nin planı belli. Türkiye, Türk ordusu başlangıçta PKK'yı bitirmek için bu coğrafyaya çekilecek, ama kısa bir zaman sonra kendimizi Şii-Sünni çatışmasının ortasında bulacağız. Bu çatışmanın hangi noktaya varacağı, bizi İran'la otomatikman çatışmaya sürükleyeceği ortada.Lübnan'daki direnişçilerle İsrail arasına, BM kapsamında, İsrail lehine askerimizi koyduk. Hizbullah'ın desteklenmesi İran'ın bir dış politikasıdır. Bir de Irak'taki Şii direnişçilerin karşısına ABD'nin talimatlarıyla askerimizi yerleştirirsek sizce bu İran açısından ne anlama gelecektir? Bir de buna İncirlik üssü eklenirse??Kendi kendimizi ciddi bir tehlikenin içine doğru sürüklüyoruz.Tarihi erkene alınarak, 10 Nisanda yapılacak olan MGK toplantısı için hazırlanan bir raporda "Kuzey Irak'ta bataklığa saplanabiliriz" uyarısı yüreğimize biraz su serpse de, MGK'da sivillerin ağırlığı ve siyasilerimizin ABD'yle olan gözü kara stratejik müttefikliği bizleri oldukça endişelendiriyor.Bizim görevimiz uyarmak. Uyaranların kalemi, sesi olmak.Siyasilerimizin milletimizi pisi pisine sürüklediği Birinci Dünya Savaşı'nda en az 1 milyon insanımızı kaybettiğimizi hatırlatmak isterim. Bu savaşın sonunda ülkemiz paramparça olmuş, işgal edilmiş, önümüze Sevr konmuştur.Yine yakın geçmişte yaşanan İran-Irak savaşına dikkat çekmek isterim.Irak ABD'nin müttefiki olarak İran'la savaşmıştı. Zayıflayan Irak, güçlenen İran oldu. Yıllar sonra sözde Irak Müttefiki olan ABD'nin İran'a da silah sattığı ortaya çıktı.Yani maksat İran'ı bitirmek değil, ikisini de hatta Irak'ı daha fazla bitirmekti. Savaştan kısa bir süre sonra 1991'de Irak'ın işgal edildiğine ve o günden bugüne milyonlarca Irak'lının öldürüldüğüne şahit olduk.Eğer ABD'nin İran oyununa, saçma sapan bir müttefiklik uğruna alet olursak sonumuz bu tarihi misallerden farklı olmayacaktır.  Eğer ABD Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden hemen sonra düğmeye basarsa ve Türkiye, ABD'nin böyle kirli bir senaryosuna figüran olursa, Türkiye bir daha seçim görür mü bilmem.Görse de, nasıl olacağını, Irak'taki seçimlere bakarak, peşmerge liderlerinin nasıl oldu bittiyle başa getirildiğini, demografik yapıların bir anda nasıl değiştirildiğini, Irak'ın nasıl parçalandığını, yaşanan kaos ortamını yeniden okuyarak, seyrederek anlayabiliriz.Böyle bir süreçte Abdullah Öcalan'ın niçin İmralı'da beslendiğine de şahit olabiliriz.Bu kötü sonucu yaşamadan, Türkiye'nin, Türk milletinin, Türk askerinin yapması gereken bir şey var: O da devletiyle milletiyle askeriyle siviliyle bu milleti bir ve beraber yapacak, yabancıların çıkarlarına değil, milli menfaatlerimize hizmet edecek, milli projeleri olan bir siyasi iradeyi acilen iş başına getirmektir.Eğer böyle olmazsa neticede hem milletimiz zarar görecektir, hem askerimiz hem de devletimiz.Böyle bir irade hepiniz de şahitsiniz ki var: Prof Dr. Haydar Baş.Hangi siyasi liderin Milli Ekonomi Modeli gibi projesi var?Hangi siyasi liderin modeli dünyada yüzlerce bilim adamı tarafından takdir edilmiş ve Nobel'e aday gösterilmiş?Hangi siyasi lider yıllarca hep doğruyu görüyor, söylüyor ve çözümünü sunuyor?Hangi siyasi liderin, hiçbir pisliğe bulaşmamış tertemiz, eğitimli, işin uzmanı bir kadrosu var?Hangi siyasi lider 1938'den bu yana Cumhuriyetimizin kurucusu Atatürk'ün milli projelerine bu kadar sahip çıktı?Hangi liderin bizleri devlet-millet, asker-sivil tek bilek tek yürek yapacak, bölücülüğü, terörü ortadan kaldıracak milli projeleri var? Bu ve bunun gibi özelliklere sahip tek lider artık kabul etmeliyiz ki sadece Prof. Dr. Haydar Baş'tır. Lütfen bu sefer milyonlarca kayıp vermeden, Irak'laşmadan gerçeği görelim.