Bir süredir İmralı trafiği oldukça yoğun işliyor. Siyasileri temsilen giden devlet görevlileri İmralı'da yatıp İmralı'da kalkıyor. ABD'den alma talimatla habercilik yapan taşeron medya ve basın organlarımız ise "İmralı" diye yatıyor, "İmralı" diye kalkıyor. Utanmasalar, siyasetiyle, basınıyla "İmralı şöyle buyurdu" diyecekler. Merak etmeyin millet vaziyeti biraz daha hazmederse onu da çekinmeden diyecekler. Maalesef gidişat onu gösteriyor. Bu arada nasıl otobanlarda emniyet şeritlerinden kaynak yapanlar varsa, İmralı trafiğinde de kaynak yapanların var olduğunu öğrendik. İmralı'nın trafiğini yoğunlaştıranlar sadece BDP'liler, MİT ve siyaset temsilcileri değil… Meğer CIA ajanları da İmralı'da cirit atıyor, trafiğin arasından sızıyormuş. Bir gazetenin haberinde, Amerikan istihbarat uzmanları, CIA ajanları, 9 ay önce İmralı'da Abdullah Öcalan ile 4 saat gibi uzun bir süre görüşmüş ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin yeni anayasasının hazırlanmasına yönelik olan açılım sürecini konuşmuşlar. Görüşme tarihi 12 Mayıs 2012… Heyette, Amerikalı bir gazeteci, 2 CIA ajanı ve PKK'nın ABD'deki temsilcileri var. Bu görüşmede açılım konuşuluyor, AKP hükümetinin durumu konuşuluyor, Öcalan'ın siyasi iradeden taleplerinin ne olması gerektiği konuşuluyor. Biz zannediyoruz ki, -ya da millete yansıtılan böyle- görüşme Öcalan'la bürokratlar arasında gerçekleşiyor. Halbuki gerçek durum böyle değilmiş. ABD'nin talimat vericileri, talimat alan siyasilerimize Öcalan üzerinden mesaj gönderiyormuş. ABD, Öcalan'a söylüyor, Öcalan da bizimkilere… Öcalan adeta ABD'nin büyükelçisi gibi davranıyor. Esasen ABD, talimatlarını direkt olarak da gönderebilirdi. "Anayasayı şöyle yapın", "Açılım böyle olsun", "Affı şöyle çıkartın", "Özerkliğe şöyle geçin" tarzında talepleri doğrudan siyasilere iletebilirdi. Ama mesajları Öcalan üzerinden göndermeyi tercih ediyorlar. Bu tabloyu nasıl okumamız lazım? Bugün siyasetiyle, bürokratıyla, medyasıyla, basınıyla ve de milletiyle koskoca Türkiye Cumhuriyeti Devleti, dün idama mahkum ettiği Abdullah Öcalan'ın potasında eritilmeye çalışılıyor. İşte mesaj bu… Anlaşılan, teröristbaşı için sadece "serbest bırakma" düşünülmüyor. Öcalan Türkiye'nin siyasetinde önemli bir konuma hazırlanıyor. ABD böyle istiyor, Türkiye ise iktidarıyla, muhalefetiyle, basınıyla bu sürece hazırlanıyor. "Nasıl olur?" demeyin. Saddam döneminde, "Saddam idam edilecek, Talabani Irak'ın Devlet Başkanı olacak" deselerdi, buna hiç inanır mıydınız? Eminim ki, bugün olduğu gibi "komplo teorisi", "çok saçma" derdiniz. Ama bu gerçekleşti. İmralı trafiğine bakılırsa ve yeni anayasanın köşebaşlarının bile İmralı üzerinden müzakere edildiğine bakılırsa ABD'nin Türkiye için de bazı değişimler düşündüğü kesin… Ey millet, hala uyumaya devam ederseniz, çok büyük bir kabusa uyanacaksınız. Bir uyarı da iktidarda bulunanlara… Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş Samsun'da çok önemli bir ikazda bulundu: "Başbakan'ın iyi niyetinden şüphe etmiyorum ama o niyeti kurtarmıyor onu. Ona ciddi oyunlar oynanıyor. Lütfen dikkat etsin... Bakın bugün Sayın Kenan Evren, kendi yaptığı 1982 Anayasası uyarınca hesaba çekiliyor. Şimdi bu işler öyledir ki, senin yaptığınla seni hesaba çekerler. Allah o kardeşimizi de kurtarsın. Hiç kimsenin kötü durumda olması, bize kazanç teşkil etmez. " Bizden uyarması…
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Orta Doğu’da Trump’ın planı işliyor / 03.04.2025
- Tepki, demokrasinin zarar görmesinedir / 28.03.2025
- Din Allah’ın Kur’an’da anlattığı, Ehl-i Beyt’in yaşadığıdır / 27.03.2025
- Hakaret ve küfür, siyasetin dili olamaz / 26.03.2025
- İmamoğlu’nun tutuklanması ve demokrasi sınavı / 25.03.2025
- ‘Onlar Kur'an'ın müşahhas halidir’ / 22.03.2025
- Direnç kalktıkça, İsrail pervasızlaştı / 21.03.2025
- İsrail Gazze’de ateşkese kapıları kapattı / 20.03.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Orta Doğu’da Trump’ın planı işliyor / 03.04.2025
- Tepki, demokrasinin zarar görmesinedir / 28.03.2025
- Din Allah’ın Kur’an’da anlattığı, Ehl-i Beyt’in yaşadığıdır / 27.03.2025
- Hakaret ve küfür, siyasetin dili olamaz / 26.03.2025
- İmamoğlu’nun tutuklanması ve demokrasi sınavı / 25.03.2025
- ‘Onlar Kur'an'ın müşahhas halidir’ / 22.03.2025
- Direnç kalktıkça, İsrail pervasızlaştı / 21.03.2025
- İsrail Gazze’de ateşkese kapıları kapattı / 20.03.2025