AB ve ABD'den dost olmayacağını anlıyoruz galiba

Atatürk'ten sonra Türkiye'nin en büyük sıkıntısı nedir, diye bir soru sorulsa ben, dost-düşman ayırımı yapamaması veya müttefik seçiminde hep yanlış şıkkı işaretlemesidir, derim.
M. Kemal Atatürk, yıkılan bir imparatorluğun küllerinden tam bağımsız bir devlet kurdu. Türkiye Cumhuriyeti'ni kurdu. O günkü şartlarda radikal hamleler gerçekleştirerek ekonomiyi, sanayiyi, siyaseti, eğitimi millileştirdi.
Atatürk'ten hemen sonra ise bu çizgiden ayrıldı ülkemiz. Emperyalistlere ilk teslimiyetimiz İsmet İnönü ile gerçekleşti. 1942-43, 1946 ve 1948 yıllarında ABD ile yapılan anlaşmalar ile ülkemiz bir anda emperyalistlerin tampon bölgesi haline geldi.
O yıllarda esen sosyalizm rüzgârları emperyalistleri, ülkemizde yeni bir taşeron lider arayışına itti. Çünkü İnönü ile Sosyalizmi durduramayacaklarını ve bu akımı ancak daha sonra 'yeşil İslam' denilecek dinci bir lider ve anlayış veya en azından dine saygılı bir anlayış ile durdurabileceklerini düşündüler. Bu düşüncelerini Adnan Menderes ve Demokrat Parti ile hayata geçirdiler. Başarılı da oldular.
O günlerden bugüne Türk milletinde bir Rus, Rusya düşmanlığı algısı oluşturuldu. Bu algı ile ve de medeniyetin batıda olduğu yalanı ile Türkiye yönünü tamamen batıya çevirdi.
Batıya yöneliş ve tam teslimiyet bugüne kadar ülkemize (emin olun) hiçbir fayda getirmediği gibi milli, manevi, siyasi birçok değerlerimizi de kaybettirdi. Kimliğimiz çalındı. Canlarımızı bu yönde kaybettik ve artık Batı topraklarımızı istiyor. Anadolu'yu istiyor bizden. Verecek miyiz?
Bu noktada şunu da ifade etmeliyim ki, M. Kemal Atatürk'ten sonra Batıya mesafe koyan tek lider Prof. Dr. Haydar Baş'tır. Hayatının tamamının vatan, millet ve insan üzerine çalışmalar ile geçiren bu yönde hem bize, hem de insanlığa ışık olan Sayın Baş yıllardan beri insanımızı ve devlet yöneticilerimizi uyarıyor.   
Sayın Baş ısrarla AB ve ABD'nin, Türkiye'nin dostu olamayacağını ifade ediyor. Sayın Baş, ABD veya AB'ye şahsi bir kini veya hesabı olduğu için mi bunu ifade ediyor? Hayır.
Tarih diyor ki; AB ve ABD size dost olmaz. Çünkü 1096'dan beri (ilk Haçlı seferi) sizi bu coğrafyadan çıkarmak için savaş ve planlar yapıyorlar.
İnancımız diyor ki; AB ve ABD (Yahudi ve Hıristiyanlar) size dost olmaz. (Maide 51, Bakara 120)
Medeniyetimiz diyor ki; ABD ve AB size dost olmaz. Çünkü siz bin yıllık İslam medeniyetisiniz. AB ise farklı bir millet ve size tam aksi bir medeniyettir. Kanlarınız uyuşmaz.  İşte bu gerçekler ışığında Sayın Baş, ABD ve AB'nin (yaramaz çocukları İsrail ile birlikte) bizlere asla dost olmayacaklarını hatta bizim için hayırlı bir rüya bile görmeyeceklerini ifade etmiştir, ediyor da.
Sayın Baş 21 yıl önce yazdığı 'Dini ve Milli Bütünlüğümüze Yönelik Tehditler' adlı eserinde emperyalistlerin, ülkemiz üzerinde oynadığı oyunları tarihi vesikalarla ortaya koymuş, bizzat İngiliz sömürge bakanlığının planlarını açıklamıştı.
Sayın Baş'ın kaynağından açıkladığı bu planlar ile Osmanlı yıkılmış ama bu yıkılışı ve ortadaki planları ve Sayın Baş'ın uyarılarını, devlet yöneticilerimiz görmezden gelmiştir. Ama artık bıçak Türkiye'nin her tarafına dayandı. Sayın Erdoğan, Batı ile ABD ile ittifakın, bu devlete, bu millete zarardan başka bir şey getirmeyeceğini görmüş olacak ki, yeni ittifak ve iş birliği arayışlarına girdi. Umuyorum ki, bu arayış bir satranç hamlesi için değil de Türkiye'nin huzur ve saadeti için olsun.
(Yarın devam edelim)?