Şimdilerde "Mühür bastığım şu elim kırılaydı da bunlara oy vermeseydi" diye hayıflanan bir zamanların AKP tabanı, Irak'taki işgal vahşetinin en şiddetli biçimde yaşandığı günlerde Başbakan Tayyip Erdoğan'ın Wall Street Journal'da "Kahraman Amerikan askerlerinin sağsalım evlerine dönmeleri için dua ediyorum" diye yazmasını tam anlayamamıştı. Afallamıştı mütedeyyin taban?Artık bugünlerde anlıyor olmalılar.AKP hükümetinin stratejik ortağı ABD'nin ve stratejik dostu Bush'un "özgürlük işgali"yle Irak'ta 200-300 bin Müslüman ölmüş, hala ölüyor, 60 bini aşkın Müslüman kadının namusu kirletilmiş, hala kirletiliyor; "kime ne" idi o zamanlar? Bana dokunmayan yılan stratejik de olsa bin yaşasın, diye alkışlanmıştı.Ama şimdi öyle değil?AKP'nin 3 yılı doldu; ne çiftçi para gördü, ne köylü, ne işçi nefes alabildi, ne memur? Cep delik, cepken delik.AKP cebe dokununca, AKP 3 yılda bütün umutları bitirince millet de AKP'ye dokunmaya başladı. Eski defterleri açmaya başladı.Irak'taki işgal vahşeti, öyle kolay kolay kapatılacak türden defter olmadığı için milletimiz oradan başlıyor işe.Ortağın kredisini kullanmak?Millet nezdindeki kredisini yitirdiğini fark eden AKP, stratejik dostları nezdinde kredi arıyor, destek arıyor.Başbakan Tayyip Erdoğan ve AKP, Başkan Bush ile stratejik ilişkisini ve dostluğunu gizlemiyor.Erdoğan, Amerikan-Türk Konseyi'nin (ATC) 24'üncü yıllık konferansında, "Başkan Bush ile bir dost, bir müttefik ve bir ortak olarak stratejik ilişkilerimizi ve bölgesel, küresel plandaki işbirliğimizin gündem maddelerini gözden geçirme imkanı bulacağız" diyor.Başkan Bush ile bir dost, bir müttefik ve bir ortakmış Erdoğan? öyle diyor.Bush kredisi ürkütücüABD'li yetkililerin de yüksek sesle ifade ettikleri gibi, Amerika'nın ve Başkan Bush'un Türk Milleti nezdinde artık öyle hatırı sayılır kredisi kalmadığına göre, Erdoğan, ortağı Bush'tan sağlayacağı krediyi nerede, kime karşı kullanacak dersiniz?Önümüzdeki günlerin iç-dış politikalarımızı, şayet sağlanabilirse işte bu "Bush kredisi" belirleyecek.Bu ortaklık anlayışı ve bu kredi, ülkem ve milletim adına beni korkutuyor.Saddam'ın halini ve ABD ile eski ortaklığını, Gürcistan Devlet Başkanı Şevardnadze'nin halini ve ABD ile eski ortaklığını düşündükçe bu ortaklık işi beni ürkütüyor. Gürcistan'ın eski Başkanı Edvard Şevardnadze, bir gece ansızın tacına tahtına el konup kapı dışarı edildiğinde "Yahu bu ABD'nin en güçlü dostu, en kuvvetli ortağı bendim bu ülkede?" diye tepki vermişti.Türkiye münavebeli biçimde sırtını "iki ölüden biri"ne dayayarak vakit geçiriyor AKP sayesinde.AB ile ABD arasında savrulup gidiyoruz.Zoellick, ABD'ye kefen biçtiAB'nin "doğmadan öldüğü"nü Fransa, Hollanda ve İngiltere ilen ettiler. Lakin bizimkiler hala AB'nin ölüsüne dahi kurbanlar?Bunu fark eden Amerika'nın kurt oyuncuları, AB'yi bırak, bak bize bak demeye başladılar.Amerikan diplomasisinin "iki numaralı ismi" olan Robert Zoellick, ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı. Başbakan'dan önce Washington'a damlayan Abdullah Gül ile yaptığı görüşmede Zoellick "Türkiye'nin, şu anda bir kriz içinde bulunan AB'nin ötesine bakması ve özellikle ABD'ye daha fazla dönmesi gerekiyor" diyor.Vaziyet bu iken biz "iki ölü" diye söz açtık AB ve ABD'den.Haydi diyelim ki, AB'nin artık ölü olduğunu onlar itiraf ettiler; ABD'nin ölü olduğunu, "yürüyen kadavra" olduğunu kim mi söyledi?Zoellick, ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı? Bakın ne diyor?"Benim düşüncem, 5, 10 veya 15 yıl daha başlıca gelişme kaynakları, ABD ve gelişmiş ülkelerde bulunmaya devam edecek. Ancak nüfus ve diğer nedenlerden ötürü eski rollerini oynayamayacak. Çin, Hindistan ve Güneydoğu Asya gittikçe önemlerini artıracak. Avrupa, Ortadoğu ve Asya bağlantısındaki Türkiye, Avrupa ve ABD ile iyi ilişkiler kurmalı."Adam, lafın tamamını mı söyleseydi?Zoellick, ülkesine kefen biçti.Adam diyor ki, ABD'nin 5 yıl, bilediniz 10 yıllık ömrü kaldı?AB ve ABD'nin ömrü konusunda BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'ın öngörülerini duyanlar için, bu tespitler çok orijinal değil?AKP ve Erdoğan'ın misyonuZoellick'in son cümlede ifade ettiği arzusuna göre, işte bu ölü ABD'yi de biz taşıyacakmışız; bölgemizde ona can bulacakmışız, kan bulacakmışız? Ortaklığın nirengi bu.Erdoğan yönetimindeki Türkiye'nin "stratejik vazifesi" bu.Ölü AB ile ölü ABD arasında savrulmak.Bakınız Erdoğan, önce uçakta iken, ardından da ayağının tozuyla Washington'da ne diyor bu stratejik misyonu hususunda: "Biliyorsunuz, görüşme gündemimizdeki Genişletilmiş Ortadoğu Projesi (GOP), bir alt biriminin eşbaşkanlığını üstlendiğimiz bir proje. Olay sadece Ortadoğu'yu kapsamıyor. İnsan hakları, demokrasi, düşünce özgürlüğü gibi mevzular ile ilgili ortak çalışmalar yapılması gerekiyor. Bu konuda yapacağımız çalışmalara komşu ülkelerden başladık. Suriye, Lübnan, Fas, Tunus gibi ülkelere geziler düzenliyoruz. Yakında Cezayir'e gideceğiz, Ürdün'e gideceğiz?""ABD'nin küresel çıkarlarını geçmişte olduğu gibi bugün de hatta belki bugün daha da belirgin bir vurguyla özgürlüklerin ve demokratik değerlerin korunması ve yayılması temelinde tanımladığını görmekteyiz. Bu bağlamda ABD, dikkatini özellikle Geniş Ortadoğu ve Avrasya bölgelerine yöneltmekte, buralarda kendini gösteren değişim dinamiklerini desteklemek gayretindedir. Türkiye'nin, ABD'nin bu vizyonunu ve stratejisini paylaşmasından ve desteklemesinden daha doğal bir şey olamaz."Anladınız mı şimdi, Erdoğan yönetimindeki Türkiye'nin nereden nereye savrulduğunu ve savrulacağını?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019