İslam olmadan ve de İslam olduktan sonra tarihe damga vurmuş Türk Milletinin tarihi kahramanlıklarla doludur.
İşte milletimizin askeri ayağı olan Türk ordusu bundan tam 2 bin 232 yıl önce kurulmuş ve her 28 Haziran'da Türk ordusunun kuruluş yıldönümünü kutluyoruz. Dediğim gibi hem milletimizin, hem de askerimizin tarihi şanlıdır, şöhretlidir, onurludur ve böylesi günlerde milletin önüne geçenler bu kahramanlıkları anlatırlar.
Ama bu tarihin içinde utançlarda vardır ve bu utançların sebebi asla 'Mehmetçik' değildir.
Benim yaşam dilimimde iki utanç ile karşılaştım. Birisi Kıbrıs Hârekatı'na da katılmış olan TCG Muavenet muhribine, ABD'nin USS Saratoga uçak gemisi tarafından vurulması sonucu 5 şehit ve 22 yaralı verdik. ABD, 'yanlışlıkla oldu' dedi ve 20 milyon dolar tazminat ile olayı kapattı.
İkincisini ise 4 Temmuz'da yaşadık. 4 Temmuz, ABD'nin bağımsızlık günü.
4 Temmuz 2003 tarihi ise2 bin 232 yıllık Türk Ordunun en kara günüydü.
4 Temmuz 2003'te NATO'ta müttefikimiz, Erdoğan ve iktidarının, 'stratejik ortak ve kadim dost' olarak tanımladığı ABD, Irak'ın Süleymaniye kentinde askerlerimizin bulunduğu binaya baskın yapmış ve 11 askerimizi esir almıştı.
Askerlerimiz neden karşılık vermedi? Çünkü dönemin Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök, 'Mukavemet etmesinler' emri vermişti.
ABD, bu baskını kayda alarak üç subay ile sekiz astsubayımızı kelepçelediler, başlarına çuval geçirip, askeri kamyonla halkın arasında şehir şehir gezdirip Kerkük Havaalanı'na götürdüler…
Tarihteki diğer yaşanmışlıklar gibi 'Çuval' olayının da, ABD'nin kuruluş günü olan 4 Temmuz'a rastlatılması tesadüf değildi.
ABD, Sayın Erdoğan'ın, 'tezkereye hayır, demek, bana hayır, demektir', 'tezkere geçmezse memura maaş ödeyemeyiz' dediği 1 Mart tezkeresinin bedelini ödetiyordu.
Tezkereye göre ABD'nin Irak'a, kuzeyden yeni bir cephe açması, TSK'nın da ABD'nin denetimi altında Irak'a sokulması diğer taraftan 62.000 yabancı askerin 6 ay süreyle Türkiye'de kalmasını planlanmıştı.
AKP'nin 363 vekili vardı. Yapılan oylamaya 533 milletvekili katıldı, Muhalefet ret oyu verdi.
363 vekili bulunan AKP'den ise 264 kabul oyu çıktı. 267 salt çoğunluğa ulaşılamadığı için tezkere reddedildi.
Yıllar sonra dönemin Kara Kuvvetleri Personel Başkanı Korgeneral İsmail Hakkı Pekin 'çuval' utancını, 'bu bölgede patronun Amerikalılar olduğunu TSK'ya hatırlatmak istediler. Bu çok büyük bir kara lekeydi' şeklinde yorumlamıştı.
O gün ise başbakan olan Sayın Erdoğan'a, 'ABD'ye nota verecek misiniz' sorusu sorulmuştu.
'Ne notası, müzik notası mı? Olayı teşhis edeceksin, derinliğine teşhis edeceksin, anlayacak, bileceksiniz, ha verilmesi neyse, ondan sonra verirsin.
İki tane ortak arasında dargınlık olduğu zaman, bu dargınlığı nasıl gideririz, ona çalışılır. Ortak, 'yanlış yapıldı' diye ortaklığı bozmaz' diye cevaplamıştı.
Dönemin Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök ise istifa edecek yerde "Ben, Amerikalıların Çuval Olayı'nın, bizi bu kadar rencide edeceğini de bildiklerini zannetmiyorum. Çünkü onlar için bu çok normal. Göz bağlamak yerine tamamen pratik bir çözüm. Bu çuval da değil, görmesini engelleyecek bir poşet" cümleleriyle utanç üstüne utanç yaşatmıştı.
17 Aralık 2004, Musul
ABD kana doymuyordu, doymayacak da! 17 Aralık 2004'te Türk polislerinden oluşan Özel Harekat timi, karayoluyla Bağdat Büyükelçiliğimizi koruma görevini devralmaya gittiği sırada Musul'da, ABD'nin egemenliği altındaki bölgede pusuya düşürüldü.
Baş komiser Nihat Akbaş, Komiser Bilal Ürgen, polis memurları Adem Çiçek, Bülent Kıranşal ve Süleyman Karahasanoğlu şehit oldu.
Ne yaptık? ABD ile dostluğa, ortaklığa devam ettik.
Şimdi o ABD, Irak'tan sonra Suriye'de de bir terör devletçiği kurdu. Şehitler vermeye devam ediyoruz. Ülkemiz tehdit altında.
Bizi yönetenler sıkça ABD'nin bu örgüte yaptığı silah yardımlarını, verdiği askeri, siyasi ve ekonomik desteği gündeme getirerek, 'bu müttefiklik ruhuna sığmaz' açıklamaları yapıyor.
Ardından İsveç'in, NATO üyeliği için ABD ile istişarede bulunuyor.
Yazılacak çok şey var ama özetle 2 binde, 2001'de, 2002'de, 2003'te Erdoğan ve AKP'nin ABD'ye bakışı ne ise bugünde odur. Çünkü minnet altındadırlar ve bu minnet borcunu devlet ve millet olarak bize ödetiyorlar.
Aklıma geldi
Son seçimler öncesi ve yeni mecliste Cumhur ittifakı temsilcileri, CHP ve Millet ittifakını Amerikancılıkla suçluyor, 6'lı masanın gizli ortağının ABD Başkanı Biden olduğunu iddia ediyorlar.
1 Mart 2003 tezkeresi TBMM tutanakları yani o gün TBMM'de kim, ne dediğinin kayıtlı olduğu tutanaklar 10 yıl sonra kamuoyuna açıklanabilir.
Ey CHP! 2 tane 10 yıl geçti. Neden açıklamıyorsun? Açıkla da kimin ABD'ci olduğu ortaya çıksın. Yoksa… Siz gidi sizi…
- O zaman nedir bu Milli Ekonomi Modeli? / 15.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -2- / 14.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -1- / 13.04.2025
- İktidarın kutsal (!) haç ve Konstantinapol sessizliği / 11.04.2025
- İktidara karşı değilse istediğiniz kadar yürüyebilirsiniz / 10.04.2025
- Papazı nasıl aldık hatırlıyor musun? / 09.04.2025
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025
- Alparslan Türkeş’in vefat yıl dönümünden önce / 07.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -2- / 06.04.2025