2010 bütçesindeki para kıtlığı

AKP'nin 2010 bütçesinde reel kesime, imalatçıya, sanayiciye, tarım kesimine, köylüye, çiftçiye, dar gelirliye, tüketici kesime hiç pay ayrılmadı.Zaten kamu maaş ve giderleri, faiz ve SGK kalemleri bütün bütçeyi almış götürmüş. Öğrencilere verilecek üç-beş kuruşluk burs payı dışında bir şey kalmamış bütçede! Ekonomiden Sorumlu Bakan Mehmet Şimşek'in bütçe konuşmasında alayü vala ile anlattığı en büyük iş, işte bu üç kuruşluk burs! Başka hiçbir iş için para yok!Gelelim "müflis bütçe"nin daha da vahim tarafına; Dünya devletleri, Milli Ekonomi Modeli'nin bazı temel esaslarından hareketle "tüketici kesimi ayağa kaldırarak" piyasaya can suyu vermeye çalışıyor? AKP'nin 2010 bütçesi ise, tüketici kesimin sırtına daha çok vergi bindirerek, faizli, tavizli ve maliyetli para dilenerek piyasanın suyunu tam çekiyor, geniş tüketici kesimin canını tam çıkartıyor.Bahane hazır, klişe belli; para mı var ki, pay ayrılsın! Devlet veya hükümet, para var mı ki, ayrılsın, deme kolaycılığına sığınamaz? Para, emek, üretim ve hizmetin karşılığıdır. Milletin emeği, üretimi, alınteri varsa, devletin yıllık GSMH'sı varsa, "para var olmak" zorundadır. Bu manada Devlet demek "para" demektir, hükümet demek "para" mekanizması demektir!Para yoksa devlet yok, bağımsızlık yok demektir. Para işini halledemiyorsa, o hükümet, hükümet değildir!Millete gelince insan gücü demek, katma değer demek, çalışmak, üretmek ve tüketmek demek!2010 bütçesinde dünyayı kasıp kavuran ve kuyruğuna takılmış Türkiye'yi savuran "liberalizmin çöküş krizine dair" bir şey var mı?!Maalesef? O fasıldan tek kelime yok, tek kuruş yok! Devlet adamı geçinen kimi basiretsizler, aydın geçinen kimi ahmaklar, Müslüman geçinen kimi nemacı-tefeciler neden işin biraz da bu tarafına kafa yormuyorlar?! Hammadde var, çalışacak insan gücü var, enerji var, üretici var, imalathane-işletme var, makine parkı var. Hepsi bizim, hepsi bizde... Ama ekonomide can yok, piyasada hareket yok, iş yok, aş yok! Dahası her tarafta mal var. Mağazada, vitrinde, çarşıda-pazarda ürün var? Lakin ekonomide can yok, piyasada hareket yok, iş yok, aş yok!Neden?! Cevabı gayet açık; Ankara'da, Meclis'te, hükümette BTP ve Prof. Dr. Haydar Baş yok?Dolayısıyla Türkiye'de para yok!Liberalizmin bu en ağır çöküş sürecindeki dünyanın 80'i aşkın ülkesinin hangisinde Prof. Dr. Baş ve onun modeli varsa; orada iş var, orada aş var, orada para var ve artık orada kriz yok? Bu gerçekleri görmeyenlere kör bile denmez!Ankara bu gerçekleri ısrarla görmezlikten gelince; parasızlık, ekonomiyi bitiriyor, işsizlik almış başını gidiyor. İstihdam alanları daralıyor. İşletmeler kapanıyor. Yabancılar, en kârlı işletmeleri kapıyor, malı götürüyor; hepsi kadar önemlisi tüm sermayeyi götürüyor.Bütçede bu illetlere dair çare var mı?! Yok? Nerede?!Piyasadaki talebi canlandıracak bir bütçe payı yok! Geniş tüketici kesimi ayağa kaldıracak bir bütçe enstrümanı yok! Depolardaki, vitrinlerdeki, çarşıda-pazardaki mallara müşteri oluşturacak bir mekanizma yok! Halkın yaşamını, lüks değil, sadece normal standartlara taşıyacak, "hiç olmazsa en temel insan haklarını temin edecek düzeyde" bir ekonomik refah ve gelir mekanizması oluşturulmuş mu?! Yok öyle bir şey?2010 bütçesinin maalesef temel mantığı şu; milletin sırtına ne kadar vergi vurabilirsek vuralım bütçe gelirleri artsın, özelleştirme furyasıyla son bakiyelerimiz de satalım biraz ek gelirimiz olsun, alabileceğimiz kadar borç alalım? Bu üç-beş gelir kalemini, biraz faize, biraz maaşlara, biraz SGK'ya aktaralım, üç-beş gider kalemine harcayalım, olsun bitsin! Zaten başka da yapacak bir şey yok! Bu mantık mantık mı?! Böyle bir hesap olabilir mi?! Koca bir devlet, koca bir millet böyle idare edilir mi?Dünyadaki her bir bağımsız devlet, GSMH'sının yüzde 35 ila yüzde 65'lere varan oranlarda kendi parasını basarken; Türkiye'ye "kendi paranı basma enflasyon olur; iyisi mi, borçlanarak dışarıdan faizli ve tavizli karşılıksız banknot al" diye akıl veren, bu akla itibar edip teslim olan, bu ekonomik ihanetleri fark etmeyip aldanan herkes Türkiye'nin batışından sorumludur, vebal sahibidir. Bu bağlamda vebali olmayan tek kadro, Prof. Dr. Baş ve BTP kadrolarıdır.