"13 yaşındaki çocuk kendini asarak intihar etti." Çocuğun bıraktığı veda notunda şöyle yazıyor: "Siz beni hiç anlamadınız. Beni hiç sevmediniz. Benim bu dünyada yerim yok."
Bu haberi okuyunca, "Nasıl? Bu yaştaki bir çocuk neden yapar?" diye sordum.
Aklıma Prof. Dr. Haydar Baş hocamın sözleri geldi: "Çocuğa, delikanlıya bakıyorsun. Zekası fevkalade. Ama ondan bir netice alamıyorsun. Bir iş veriyorsun neticesi sıfır. Aslında müthiş bir zekaları var. Ama bir hastalık var. Dünyaya boş vermiş. Okumaya boş vermiş. Her türlü imkanı önüne sermenize rağmen neticede alamıyorsunuz. Bu öyle bir hastalık ki kendini hiçbir şeyden mesul kabul etmiyor.
Mesuliyetsizlik, duyarsızlık günümüzde had safhada. Okulda okumuyor. Meslek veriyorsunuz başarılı olamıyor. Burada temelde yatan hastalık; o genç, o delikanlı, o hanımefendi kendini mesul kabul etmiyor. Sorumluluk almıyor. Sen ne dersen de o bildiğinden şaşmıyor.
Aynı insan yanlış bir eyleme karar verdiğinde, bir bakıyorsun başarmış. Bunu nasıl başarmış dediğinde, çünkü kendini o işte mesul kabul ediyor.
Bu tür bunalımların temelinde yatan manevi bir sebep vardır. Bu sebebi bulup ortaya çıkarmak lazım. Sebep ekonomik değildir. İnsanın doymayan karnı, midesi değil, ruhudur. Yani sizin kalbiniz boş. Kalbin boş olunca, mideye ne koyarsan koy.
Türkiye'de çok ciddi bir manevi bunalım var. Bazı insanlar sözde 'karnım aç' diyor ama hakikatte onun karnı değil, kalbi aç. Dikkat ederseniz Batı'da intihar vakaları çok fazladır. Refah seviyesi üstün olduğu halde, bu ülkelerde intihar olmaması gerekiyor. Ama maalesef her gün intihar oluyor. Tek çare kalbi doyacak.
Doyma tarzı taattir, ibadettir, aşkullahtır, feyzullahtır, muhabbetullahtır. Bu bir
kanun-i ilahidir.
Burada bütün kurumlara vazife düşüyor. Aile, medya, devlet, çevre ve cemiyet olarak çok ciddi vazifeler düşüyor. Herkes üzerine düşeni yerine getirmekle yükümlüdür.
Maksadımız; Allah'ın rızasını kazanmak, Allah'a vasıl olmak, yani vuslat etmektir. Allah ile beraber olmaktır. Allah ile dost olmaktır.
Rabbim hak yoldan ayırmasın, daim eylesin inşaallah." (Kaynak: Hikmetin Sırları, Prof. Dr. Haydar Baş).
- ÇİĞDEM PALA: Açık mektup / 14.04.2025
- SEÇİL DAMLA KAYAALP - Öğrenme / 08.03.2025
- BURHAN BORAN: Deprem / 27.02.2025
- FATİH HAYDAR GÜNER - Maarif yüzyılı mı, masallar yüzyılı mı? / 20.02.2025
- FATİH HAYDAR GÜNER - Parayı kim basarsa düzeni o kurar / 19.02.2025
- FATİH HAYDAR GÜNER - Petro-Dolar Tuzağından Kurtuluş: Haydar Baş’ın Milli Ekonomi Vizyonu / 18.02.2025
- AYŞE ZIVALI: Hoca Atatürk / 08.02.2025
- OZANCAN DERNEK /Efendi kim, köle kim? / 17.01.2025
- MELEK KERESTECİ: Birlik ve beraberlik üzerine / 23.12.2024