Yolsuzluktan daha büyük tehlike, yolsuzluğun toplumsal bir değer haline getirilmesi ve içselleştirilmesidir. Maalesef ülkemizde de böyle bir tehlike hızla yayılmaktadır. Bu, toplumsal bir hastalıktır. Yolsuzluktan önce bunun tedavi edilmesi gerekir. Aksi halde akşam sabah yolsuzluğu konuşuruz, fakat bir arpa boyu yol alamayız. Tam tersine yolsuzluk alıp başını gider.Ülkemizde, her konuda olduğu gibi, yolsuzlukta da esastan çok uzak, bağcıyı dövme misali tartışmaları yapılıyor. Yolsuzluğun ekonomi modeliyle ilişkisine, nedense hiç değinilmiyor. Hâlbuki yolsuzluğun kişisel ahlâkla ilişkisinden daha çok, ekonomi modeliyle ve toplumsal düzenlemelerle ilişkisi bulunmaktadır. Söz konusu ilişkiden dolayı, birçok kişi yolsuzluk yapacak ahlâka sahip olmasına rağmen, bu fırsatı yakalayamıyor.Şu gerçeğin altını mutlaka çizmek gerekiyor: Ne kadar sıkı ve denetime açık, toplumsal düzenlemeler olursa olsun, adaletsizlik üzerine kurulmuş bir ekonomi modelinde yolsuzluğun önüne geçilemez. Çünkü yolsuzluğu bizzat modelin kendisi üretir. Acı ama gerçek şudur ki, dünyaya egemen olan liberalizm, tam böyle bir modeldir. Öyle ki, gerçekte en büyük yolsuzluklar, liberalizmde yolsuzluk olarak görülmemektedir.Bazı ekonomistler, liberalizmin uygulandığı ülkeleri şöyle tanımlıyorlar: "Bir ülkede bebelerin yiyeceği mamaları, zenginler köpeklerine veriyorsa ve bebeler açlıktan ölüyorsa, bu, o ülkede katıksız liberalizmin uygulandığını gösterir." Tanımlanan böyle bir durum, yolsuzluktan öte, bir cinayet değil mi? Ne yazık ki, bu insanlık dışı ve yürek burkan manzaralar, dünyanın çeşitli ülkelerinde yaşanmaktadır.Dünya Bankası, yolsuzluk nedeniyle bir yıl içerisinde 100 milyar dolara yakın paranın el değiştirdiğini öngörüyor. Yapılan değişik hesaplamalara göre dünyada 2 trilyon dolar kara para dolaşmaktadır. Böyle bir dünyada yolsuzlukla mücadele nasıl, hangi araçlarla yapılacaktır? Bu, üzerinde düşünülmesi gereken çok önemli bir sorundur. Batı dünyasında birçok üniversitede "yolsuzluk ekonomisi"nin bir ders olarak okutulması çok manidardır. Bu dersin içeriğinde "yolsuzluk teorisi" diye bir teori yer almaktadır. Yolsuzluk teorisine göre toplumlar, hizmet ettiğine inandıkları iktidarların yolsuzluğunu pek önemsememekte ve normal karşılamaktadır.Sözünü ettiğimiz teorinin pratiğini, ülkemizde aynen yaşamaktayız. Örnek olarak, yolsuzlukla suçlananların seçim kazanmalarını ve halkın, "yolsuzluk yapmayan mı var" tarzındaki savunmalarını gösterebiliriz. Halkın büyük bir kısmı, yolsuzluğun kendine bir zarar vermediğini düşünüyor ve "alan razı, veren razı, bana ne" mantığıyla hareket ediyor. O nedenle yolsuzluğu içselleştiriyor. "Her ülkede, her dönemde yolsuzluk oluyor" deyip geçiyor. Bilmiyor ki, yolsuzluğun nihai faturasını kendisi ödüyor.Bir başka deyişle, yolsuzluğun tabii sonucu, halkın karşısına yoksulluk çıkıyor. Ama halk bunu görmüyor, yoksulluğunu başka nedenlere bağlıyor. Onun içindir ki, yoksulluktan kurtulmak bir türlü mümkün olmuyor. Yolsuzluğun diğer zararlarından biri de devlete karşı güvensizliği artırmasıdır. Bu da devletin zayıflamasının en önemli nedenlerindendir. Sadede gelerek söylersek, yolsuzluğun ana panzehiri ve milli devletleri güçlü kılacak olan yegâne ekonomi modeli MEM'dir. Bu gerçeği görmezden gelerek yolsuzluğu konuşmak, havanda su dövmektir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
M. Hilmi Yıldırım / diğer yazıları
- İnsan hakları ve ihlâlleri / 01.02.2019
- Sömürü ve şahsiyetli insan / 21.01.2019
- Ekonomik kararlar ve insan davranışları / 09.01.2019
- Medeniyetlerin etkileşimi / 20.12.2018
- Ekonomide bitmeyen tartışma / 12.12.2018
- İletişim çağında iletişimsizlik / 22.11.2018
- Öngörülerdeki isabetsizlikler / 09.11.2018
- Küresel ekonomi ve ülke ekonomileri / 22.10.2018
- Adaletsiz ekonomi / 11.10.2018
- Ekonomide milli strateji / 18.09.2018
- Sömürü ve şahsiyetli insan / 21.01.2019
- Ekonomik kararlar ve insan davranışları / 09.01.2019
- Medeniyetlerin etkileşimi / 20.12.2018
- Ekonomide bitmeyen tartışma / 12.12.2018
- İletişim çağında iletişimsizlik / 22.11.2018
- Öngörülerdeki isabetsizlikler / 09.11.2018
- Küresel ekonomi ve ülke ekonomileri / 22.10.2018
- Adaletsiz ekonomi / 11.10.2018
- Ekonomide milli strateji / 18.09.2018