Türkiye'nin milli güvenlik ve toplum yapısı bakımından sürüklendiği vaziyeti idrak etmenin vakti geçmek üzeredir.
Yeşil havuz medyası manşetten şu haberi geçiyor:
Suriye'de 700 kişiyi öldürdü, İzmir'de yakalandı.
İzmir'de düzenlenen operasyonda terör örgütü DEAŞ'ın Suriye'nin Deyr Zor ili ve çevresinden sorumlu sözde emiri ile 3 elebaşı yakalanıyor.
Bu tablo, Türkiye'nin sürüklendiği milli güvenlik vaziyetidir.
Türkiye, on beş-yirmi yıl önceki her türden uluslararası terörün yuvalandığı Hindistan, Pakistan, Afganistan ve Irak coğrafyasına dönüyor.
Vatandaş ciddi derecede mustarip.
Büyük şehirlerde mülteci patlaması var.
Güneydoğu illerimizin bazılarındaki mülteci sayısı yerli nüfusu aşmış vaziyettedir.
14.6 milyon resmi nüfuslu İstanbul'da reel nüfus 19-20 milyona dayanmış. Adım atmaya yer yok.
Doğu Karadeniz vilayetlerine giden uçakların yarısından çoğu yabancı uyruklu? Kim kime, dumduma!
Ülkesinden kaçan soluğu Türkiye'de alıyor.
İpini kopartan ülkemize kapak atıyor.
Sadece Suriye meselesi değil?
Irak, Libya, İran vs? birçok ülkeden kaçanlar topraklarımıza ellerin-kollarını sallayarak giriyor, yerleşiyor.
Milyonlarca mültecinin arasına sızmış seri katiller, suç makinaları, terör elemanları doluşmuşlar Türkiye'ye.
Bu arada Amerikan, İngiliz ve İsrail'in toplum mühendisleri ve ajan nitelikli elemanları zaten yıllardan beri Türkiye'nin hücrelerine kadar işlemişler, yerleşmişler.
Kimi kimseyi tanımıyoruz; kimin ne olduğunu, sicillerini, illetlerini bilmiyoruz ki.
Adamlar, Bismillah diyor, Türkiye'ye kapak atıyor.
Yolgeçen hanına dönmüşüz.
Yolgeçen hanına dönmüş bir ülke her türlü iç ve dış tehditlere açık hale gelmiş demektir.
Büyük ve yoğun şehirler, güvenlikli olma niteliğini yitirmiş, suç kusuyor, şiddet kusuyor.
Türkiye'nin son yıllarda komşularıyla olan ilişkilerindeki zafiyetin yanısıra, bölgedeki istikrarsızlık ve BOP vahşeti, tüm cürufunu adeta vatanımıza kusmuştur.
Sarığının altına kippasını saklayanlar, sakalının altında haçını gizleyenler dört bir yandan Türkiye'ye akın ettiler. Türkiye tureng sahası oldu.
Yeşil medya yandaşlarının,"Suriye'de 700 kişiyi öldürdü, İzmir'de yakalandı" haberi, hipertansiyon hastasının kolundaki tansiyon ölçüm aletinin 24-25'lere dayanması gibi bir göstergedir bu.
Ekonomideki çöküş ve dış politikadaki ağır zafiyet, milli güvenliğimizi ortadan kaldırma noktasına gelmiştir.
Türk devleti ve milletini bu vahim sürüklenişten kurtarmanın yolu, kısır siyaset ve çözümsüz seçim tartışmaları değildir.
Devlet adamlığı, milli birlik, basiret, çözüm ve acil tedbirler gerekmektedir.
Yeşil havuz medyası manşetten şu haberi geçiyor:
Suriye'de 700 kişiyi öldürdü, İzmir'de yakalandı.
İzmir'de düzenlenen operasyonda terör örgütü DEAŞ'ın Suriye'nin Deyr Zor ili ve çevresinden sorumlu sözde emiri ile 3 elebaşı yakalanıyor.
Bu tablo, Türkiye'nin sürüklendiği milli güvenlik vaziyetidir.
Türkiye, on beş-yirmi yıl önceki her türden uluslararası terörün yuvalandığı Hindistan, Pakistan, Afganistan ve Irak coğrafyasına dönüyor.
Vatandaş ciddi derecede mustarip.
Büyük şehirlerde mülteci patlaması var.
Güneydoğu illerimizin bazılarındaki mülteci sayısı yerli nüfusu aşmış vaziyettedir.
14.6 milyon resmi nüfuslu İstanbul'da reel nüfus 19-20 milyona dayanmış. Adım atmaya yer yok.
Doğu Karadeniz vilayetlerine giden uçakların yarısından çoğu yabancı uyruklu? Kim kime, dumduma!
Ülkesinden kaçan soluğu Türkiye'de alıyor.
İpini kopartan ülkemize kapak atıyor.
Sadece Suriye meselesi değil?
Irak, Libya, İran vs? birçok ülkeden kaçanlar topraklarımıza ellerin-kollarını sallayarak giriyor, yerleşiyor.
Milyonlarca mültecinin arasına sızmış seri katiller, suç makinaları, terör elemanları doluşmuşlar Türkiye'ye.
Bu arada Amerikan, İngiliz ve İsrail'in toplum mühendisleri ve ajan nitelikli elemanları zaten yıllardan beri Türkiye'nin hücrelerine kadar işlemişler, yerleşmişler.
Kimi kimseyi tanımıyoruz; kimin ne olduğunu, sicillerini, illetlerini bilmiyoruz ki.
Adamlar, Bismillah diyor, Türkiye'ye kapak atıyor.
Yolgeçen hanına dönmüşüz.
Yolgeçen hanına dönmüş bir ülke her türlü iç ve dış tehditlere açık hale gelmiş demektir.
Büyük ve yoğun şehirler, güvenlikli olma niteliğini yitirmiş, suç kusuyor, şiddet kusuyor.
Türkiye'nin son yıllarda komşularıyla olan ilişkilerindeki zafiyetin yanısıra, bölgedeki istikrarsızlık ve BOP vahşeti, tüm cürufunu adeta vatanımıza kusmuştur.
Sarığının altına kippasını saklayanlar, sakalının altında haçını gizleyenler dört bir yandan Türkiye'ye akın ettiler. Türkiye tureng sahası oldu.
Yeşil medya yandaşlarının,"Suriye'de 700 kişiyi öldürdü, İzmir'de yakalandı" haberi, hipertansiyon hastasının kolundaki tansiyon ölçüm aletinin 24-25'lere dayanması gibi bir göstergedir bu.
Ekonomideki çöküş ve dış politikadaki ağır zafiyet, milli güvenliğimizi ortadan kaldırma noktasına gelmiştir.
Türk devleti ve milletini bu vahim sürüklenişten kurtarmanın yolu, kısır siyaset ve çözümsüz seçim tartışmaları değildir.
Devlet adamlığı, milli birlik, basiret, çözüm ve acil tedbirler gerekmektedir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019