Batılılar, büyük entrikalar, güçlü tuzaklar, sinsi plânlar ve uzun çalışmalar sonucunda, Osmanlı Devleti'ni yıktılar, parçaladılar. Fakat millet tezimizi yıkamadılar, yaraladılar. Şimdi bütün güçleriyle, o tezimize yükleniyor, onu yerle bir etmeye uğraşıyorlar. Bir başka deyişle, Batılılar, kendi millet anlayışını, Müslümanlara dayatıyorlar. Bilindiği gibi, Batılıların millet anlayışında ırk, renk, dil ve coğrafya temel alınmaktadır. Ancak, işlerine gelmeyince bu kuralı da değiştirir, tam tersini uygularlar. Örnek mi istiyorsunuz? Örnek eski Yugoslavya ve Arap devletçikleri. Yugoslavya'da dini, dili, ırkı ayrı olan milletleri, tek bir devlet altında topladılar. Dini, dili, ırkı ve hatta coğrafyası aynı olan Arap alemini ise küçük küçük devletçiklere böldüler. Bu çifte standart halen sürdürülüyor. Irak'ı bölüyor, Türkiye'yi, İran'ı, Suriye'yi bölme peşindeler. Ama Kıbrıs'ta ne iki devleti, ne de iki federasyonu kabul ediyorlar. Türkiye'nin, Lozan'da yıkamadıkları millet tezine, uydurdukları azınlık tanımıyla, yerli işbirlikçileri de yanlarına alarak şiddetle saldırıyorlar. Bu tez ve bu anlayışla, Türk'ün, Kürt'ün, Arap'ın , Çanakkale'de karşılarına dikildiklerini çok iyi biliyorlar. Birinci Dünya Savaşı'nda, sömürgeleştirdikleri ülkelerden kimisini aldatarak, kimisini zorla getirdikleri Müslümanların, ilk fırsatta saf değiştirdiklerini unutmuyorlar. Biz de şunu unutmayalım. Batılılar, Osmanlı Devleti'ni yıktılar, hâlâ da yıkmaya devam ediyorlar. Osmanlı coğrafyasındaki çatışmalar, kan ve gözyaşları, bu yıkma işleminin sona ermediğinin en büyük delilidir. Dün millet tezimizi yeterince anlamayan bedevi Arapları kışkırtan, oyunu getiren şer güçler, bugün aynı oyunu Kürtlere oynuyorlar. Arapların başına gelenleri gören Kürtlerin, bu oyuna gelmemeleri, Kürt devletinin bir Yahudi projesi olduğunu anlamaları gerekir. Kafasını ve gönlünü satmayan herkes bilir ki, Kürt devleti, Arz-ı Mevud'a idealine ulaşmak için bir atlama taşı olarak kullanılacaktır. Projenin gerçekleşme safhaları şöyledir: Kürtler, ilkönce devlet kurma vaadiyle devletlerinden koparılacak, asırlarca bir ve beraber olduğu komşularına düşman edilecek, sonra da yerlerinden yurtlarından sürüleceklerdir. Sürülen Kürtlerin yerine, Yahudiler ellerini kollarını sallayarak yerleşeceklerdir. Peki, Kürtler nereye sürülecekler? Ortadoğu'dan başka bir yere mi? Hayır, kılıç çektikleri devletlere sürülecekler ki, bir taşla birkaç kuş vurulmuş olsun. Bunları uydurmuyor, pek çok bilgi ve belgeye dayanarak söylüyoruz. Birinci Dünya Savaşı'ndan beri üzerinde çalışılan bir projenin ürünü olan terörü, bir iki söylemle ortadan kaldıracağını zanneden Başbakan, bu gerçeklerden ne kadar haberdardır? PKK'nın asıl itirazının millet tezimize olduğunu bilmiyor mu? Herhalde bilmiyor. Bilseydi, "Kürt sorunu" ile "tek bayrak, tek devlet, tek millet" ifadelerini birlikte kullanmaz ve bu çelişkiye düşmezdi. Bazı sözcüler diyor ki: "PKK ayrı devlet talebinden vazgeçti. .Türklerle Kürtlerin ayrı iki millet oldukları kabul edilsin ve iki federasyon kurulsun istiyorlar". Hoppala! Bu da ne demek? Eşit haklara sahip tek millet değil miyiz? Bunu bize dayatanlar, kendilerine baksınlar. Almanya'da Bavyeralı, Fransa'da Korsikalı, İtalya'da Brindizili, İspanya'da Basklı birisi bakan veya başbakan olabiliyor mu? Türkiye de öyle mi? Kürtlerden bakan, başbakan, cumhurbaşkanı oluyor ve hiç kimse de bunu ne yadırgıyor, ne de yadırgamayı aklının ucundan geçiriyor. Bu gerçekleri, o yüzsüzlerin yüzlerine şamar gibi çarpmak gerekirken, politikacılarımız, neden karşılarında boyun büküyorlar? Sanki güçlü değil, suçluyuz. S. Ahmet Arvasi der ki: "Tarih, bir milleti 'geçmişte', kültür bir milleti 'halde' ve ülkü, bir milleti 'gelecekte' birleştirir" (Hasbihal-1, s. 310). Bu ölçüyle bakınca, Türkiye'de, Ortadoğu'da, Orta Asya'da tek bir millet, dünyanın çeşitli yerlerinde de, bu milletin parçalarını görürüz. İşte millet tezimiz ve milli tezimiz budur. Bizi büyük yapan, düşmanlarımızı korkutan da budur.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
M. Hilmi Yıldırım / diğer yazıları
- İnsan hakları ve ihlâlleri / 01.02.2019
- Sömürü ve şahsiyetli insan / 21.01.2019
- Ekonomik kararlar ve insan davranışları / 09.01.2019
- Medeniyetlerin etkileşimi / 20.12.2018
- Ekonomide bitmeyen tartışma / 12.12.2018
- İletişim çağında iletişimsizlik / 22.11.2018
- Öngörülerdeki isabetsizlikler / 09.11.2018
- Küresel ekonomi ve ülke ekonomileri / 22.10.2018
- Adaletsiz ekonomi / 11.10.2018
- Ekonomide milli strateji / 18.09.2018
- Sömürü ve şahsiyetli insan / 21.01.2019
- Ekonomik kararlar ve insan davranışları / 09.01.2019
- Medeniyetlerin etkileşimi / 20.12.2018
- Ekonomide bitmeyen tartışma / 12.12.2018
- İletişim çağında iletişimsizlik / 22.11.2018
- Öngörülerdeki isabetsizlikler / 09.11.2018
- Küresel ekonomi ve ülke ekonomileri / 22.10.2018
- Adaletsiz ekonomi / 11.10.2018
- Ekonomide milli strateji / 18.09.2018