ABD bu coğrafyayı istilaya gelene dek hayat ne güzelmiş.
Şii-Sünni kardeşmiş.
Ehl-i Beyt ortak paydasında;
Müslümanlar yekvücut.
Öteki değilmiş.
Kardeşmiş.
Komşuymuş.
Milletmiş.
Ümmetmiş.
İnsanmış.
Birbirinin mütemmimiymiş.
El ele,
Gönül gönüle
Berabermiş.
Birbirine sipermiş.
Ve bugün...
Adım adım ABD Ortadoğu'ya yerleşiyor.
İsrail memnun, AB memnun.
Milyonlar katledildi, ülkesinden edildi. Halbuki bu toprakların sahibi Amerika değildir ve olmayacaktır.
Ne kadar terörü büyütse, taşeronlarını devreye koysa sonuç değişmeyecektir. Hz. Resûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu:
"Kim, yarım sözcükle de olsa bir Müslümanın öldürülmesine yardım ederse kıyamet gününde Yüce Allah'ın huzurunda, alnına 'Bunun Allah'ın rahmetinden nasibi yoktur' diye yazılmış olarak getirilir." (İbn-i Mâce, Diyât 1).
Ortadoğu'da teröre ve Amerikan emperyalizmine karşı Malik Eşter gibi mücadele veren Kâsım Süleymani şehit edildi. Filistin'de vardı, Afganistan'da vardı, Suriye'de, Irak'ta, İran'da mücadelenin adıydı ve bu aziz toprakların koruyucusu idi. Mekânı cennet, makamı âli, komşusu Ehl-i Beyt olsun.
Kim tarafından düzenlendi bu suikast? Atom bombası atan, BOP için milyonlara kıyan, ülkeleri işgal eden, Müslümanlara "demokrasi ve özgürlük" vaat edip onları kan ve gözyaşına boğan, sicili malum ABD tarafından.
Peki, bir Müslümanın öldürülmesine sevinenlerin tarafı ne? ABD!
Nebevi ölçü net: "Kişi sevdiğiyle beraberdir!"
Şii de Müslümandır, Sünni de Müslümandır…
Ve "Müslümanlar ancak kardeştir."
Peki, İslam coğrafyasını yıkan, yakan, parçalayan, yok eden, kardeşi kardeşe kırdıran, haneleri viran eden, namusları kirleten, petrol uğruna kan akıtan, saldıran, bomba yağdıran, masumları ağlatan şu ABD?
Şii Müslüman ölünce Sünni Müslüman seviniyorsa; Sünni Müslüman ölünce Şii Müslüman seviniyorsa, ABD amacına ulaşmıştır. Şu mübarek topraklarda BOP'a karşı duran kim olsa Amerika onu vuruyor.
BOP, ne Sünni tanıyor, ne Şii…
Ne Kürt tanıyor, ne Türk tanıyor,
Ne Arap tanıyor, ne Acem.
Hedefi Müslümanı yok etmek.
Bir mezhep savaşı çıkarmak.
Biz birbirimizi öldürelim, o elini ve göbeğini kaşıyacak. İsrail de büyümeyi, sınırlarını genişletmeyi sürdürecek.
Bu sinsi oyun bozulacaktır.
Firaset kazanacaktır.
İman kazanacaktır.
Çözüm belli.
Ehl-i Beyt ortak paydasında
Şii-Sünni kardeş olmak.
Hepimiz aynı Allah'a, aynı Peygambere, aynı Kur'an'a inanıyor, aynı kıbleye dönüyoruz.
Değerli Üstadımın ısrarla söylediği gibi:
"Tevhidin Merkezi Ehl-i Beyt'tir."
Kardeş olmazsak bu coğrafyada yaşayamayız.
Vatan sevgisi imandan.
Birbirimizi sevmek de imandan.
Bizi birbirimize düşürmeye çalışanları dinlemeyelim.
Kimsenin oyuncağı olmayalım.
Ve unutmayalım şu tarihi gerçeği:
ABD kalleştir!
Dikkat çeken bir ayrıntı da şudur:
Aramızda dolaşan ve suret-i haktan gözüken, giydiği cübbeye, bıraktığı sakalına kandığın nice ABD/Trump sevici varmış.
Son yaşadıklarımız bir turnusol kağıdı. Maskeler düşüyor.
Kim bilir daha neler göreceğiz.
Bir yere yazın!
Bir İslâm ülkesinin AB-ABD tarafından bombalanmasına, yakılmasına, yıkılmasına, kanının akıtılmasına sevinen Müslüman değildir. Resûlullah (s.a.v) buyurdular: "Müslümana sövmek fısktır, onunla çarpışmak da küfürdür." (Buhari, Fiten 8, İman 36, Edeb 44; Müslim, İman 116, 64).
Müslümanı Müslüman kırdırma oyununun karşısına bu ülkede bir lider çıktı, kale gibi durdu. Ehl-i Beyt'in birleştiriciliğini kaleme aldığı Ehl-i Beyt Külliyatıyla anlattı, O'nun öncülüğünde dünyanın dört bir tarafından gelen Ehl-i Beyt evladı ile kongrelerde, sempozyumlarda, panellerde bir araya geldi. Anadolu'nun köyünden kentine her yerde Ehl-i Beyt anlatıldı.
Kıymetini bilmedik.
Kimsenin yapamadığını O başardı halbuki.
Dedikleriyle O hakikatin tâ kendisiydi. Ne dedi de çıkmadı?
Bir model yazdı, çağ değişti.
Kapitalizmi tarihin çöplüğüne atan 'Milli Ekonomi Modelini' hem ülkemiz hem de İslam dünyası uygulamak zorunda. Dünya bu modelle pik yaptı.
Rusya bugünkü haline Haydar Hoca ile geldi.
Boşuna Hoca Atatürk denmiyor.
Milletçe O'nu dinlemeyişimizin acı faturalarını ödüyoruz.
Ekonomi girdabında boğuluyoruz.
Dün Afganistan, Irak, bugün İran, kim bilir yarın Türkiye!
Olacakları yıllardır anlatıyor ama toplum olarak bilmezden, görmezden, duymazdan geliyoruz.
Ne kazandık, ne kaybettik?
Şaka değil!
Amerika doymuyor.
Bu topraklara yerleşti.
Uğradığı yerde ne din bırakıyor, ne can, ne namus, ne mal, ne de akıl.
Güçlü olmak zorundayız.
Her yönden.
Herkes iyi düşünsün bugün yaşananları!
Duamız neydi?
Allah'ım, bize Hakkı hak bilip sarılmayı
Bâtılı bâtıl bilip ondan uzaklaşmayı nasip et...
- Bu aşka canımı adayacağım / 06.05.2020
- Hüseynî siyaset / 25.04.2020
- ‘Endişe etmeyin!’ / 20.04.2020
- Yaptırmazlar! / 28.03.2020
- Arkası gelmez dertlerimin / 25.02.2020
- Deryalar içinde susuz gezmek / 22.02.2020
- Yarım sözcük / 09.01.2020
- Bu ülke nasıl düze çıkar? / 01.05.2018
- Başım gözüm üstüne?II / 21.02.2018