‘Bir kimse kendi görüşü ile yetinirse yoldan sapar’
Ey içi bozuk adam, bulunduğun hâlle bu gibi işleri elde edeceğini sanma. Nifak hâlinde, yapmacık hareketlerinle, anlatılan yüce işleri elde edeceğini sanmayasın
17.02.2025 00:26:00
Haber Merkezi
Haber Merkezi





Ey içi bozuk adam, bulunduğun hâlle bu gibi işleri elde edeceğini sanma. Nifak hâlinde, yapmacık hareketlerinle, anlatılan yüce işleri elde edeceğini sanmayasın.
Sen kendine göre bir şeref payı saydığın işi geliştirmeye bakarsın. Halka kendini kabul ettirmeyi bilirsin; onların gelip elini öpmelerini beklersin. Sen nefsini dünya ve âhirette kötülük içine attın. Terbiye etmekte olduğun kimseleri de aynı yola atmaktasın.
Terbiyesini üzerine aldığın kimsenin sana uymasını emredersin. Hâlbuki sen, deccâl, gösteriş meraklısı ve sanki halkın mülküne tahsildarsın.
Bu hâlinle bilmen gerekir ki, hiçbir çağrına icabet olmaz ve doğruların kalbi sana yer vermez. Allah seni ilim yolu ile dalâlete attı.
Yakında kasırga diner, bindiğin eşek mi, yoksa at mıdır, görürsün. O toz dindiği zaman Hak erlerini at üstünde bulur ve sen, topal eşek üstüne binmiş, onları arkadan takip ederek, uzaklarda kaldığını anlarsın. İşte o zaman, iblislerin ve şeytanların kapanına kapıldığını daha iyi bilirsin.
Çalışınız, tâ ki, kalbinize O'nun yakınlık kapısı kapanmasın. Akıllı kimselerden olunuz. Şu anda içinde bulunduğunuz hâl, hiçbir işe yarar değil. Aklı başında olan, büyük kimse ile olunuz.
Allah'ın hükmünü bilen ve O'nun bilgisine inanmış olan zâtla sohbete devam ediniz. Felahı bulmuş kimseyi görmeyen, felah yolunu bulamaz. O kimse ki, âlim ve ilmi ile âmil olan zâtlarla olmaz, o ancak bir kesekten -kurumuş çamur parçasından- ibarettir. Onun ne önderi ne de bir ana merkezi vardır. O ki, Hak ile sohbet eder, onu bulunuz.
Sizden kim olursa olsun, ortalığı gece karanlığı kapladığı zaman, halkın sesi çekildiği ve uyudukları anda kalksın. Abdest alsın ve iki rekât namaz kılsın. Ve desin: "Allah'ım, kullarından sâlih olan, Zât'ına yakınlık bulan birini bana göster. O, beni sana iletsin ve Zât'ına varan yolu göstersin."
Her biriniz anlatılan zamanda kalkmalı ve bu duayı okumalı. Çünkü sebep gerek. Sebepsiz yol, alınmaz. Bununla beraber Allah, kuluna peygambersiz ve öndersiz doğru yolu nasip eder. Akıllı olunuz. Bulunduğunuz hâlin hayrı yoktur. Dalmakta olduğunuz gafletten ayık durunuz.
Peygamber (s.a.v) Efendimiz şöyle buyurur: "Bir kimse kendi görüşü ile yetinirse yoldan sapar."
İman çehrene ayna olacak birini ara. Bir aynaya baktığın zaman yüzündeki rengi, başındaki amâmeyi (dinî kisveyi) ve saçlarının akını, karasını gördüğün gibi o imanlı kimsenin de yüzüne baktığında iman hâlini öylece görürsün. İşte o iman sahibini ara.
Akıllı ol, bu heves neye? "Benim muallime ihtiyacım yok" dersin.
Hâlbuki Peygamber (s.a.v) Efendimiz herkesin bir öğreticiye mutlaka muhtaç olduğunu anlatmak için şöyle buyurur: "Bir imanlı, öbür imanlı için aynadır."
Bir iman sahibinin imanı kemal bulursa, cümle halka ayna olur; din çehrelerini onda görürler. İmanlı, bir konuşma yapsa, halk, ona yakın oldukça kötü hâllerini iyiye çevirebilirler.
Bu nasıl arzudur ki, her yanınızı sarmış. Her an Allah'tan dilediğiniz, yemek, içmek, giymek ve evlenmek... Allah'tan daim bunların artmasını ister oldunuz.
Hele rızık babındaki talepleriniz, hiç de yerinde bir hareket değil. Bir defa bu ne artar ne de eksilir. Yeryüzünde duası kabul olan herkes bu hususta duaya sizinle beraber katılsa, rızkın ne zerresini artırmanız kabil olur ne de aynı miktar azaltmanız!
Bu işin sonu gelmiş. O baptaki yazı yazılmış, kâtip istirahata çekilmiş. Sizin meşgul olmanızı icap ettiren şimdiki şey emir ve yasaklardır. İşte, onlara koyulun, emri tutun, yasaklardan kaçının." (Abdülkadir Geylani Hazretleri Fethu'r Rabbani eserinden)
Sen kendine göre bir şeref payı saydığın işi geliştirmeye bakarsın. Halka kendini kabul ettirmeyi bilirsin; onların gelip elini öpmelerini beklersin. Sen nefsini dünya ve âhirette kötülük içine attın. Terbiye etmekte olduğun kimseleri de aynı yola atmaktasın.
Terbiyesini üzerine aldığın kimsenin sana uymasını emredersin. Hâlbuki sen, deccâl, gösteriş meraklısı ve sanki halkın mülküne tahsildarsın.
Bu hâlinle bilmen gerekir ki, hiçbir çağrına icabet olmaz ve doğruların kalbi sana yer vermez. Allah seni ilim yolu ile dalâlete attı.
Yakında kasırga diner, bindiğin eşek mi, yoksa at mıdır, görürsün. O toz dindiği zaman Hak erlerini at üstünde bulur ve sen, topal eşek üstüne binmiş, onları arkadan takip ederek, uzaklarda kaldığını anlarsın. İşte o zaman, iblislerin ve şeytanların kapanına kapıldığını daha iyi bilirsin.
Çalışınız, tâ ki, kalbinize O'nun yakınlık kapısı kapanmasın. Akıllı kimselerden olunuz. Şu anda içinde bulunduğunuz hâl, hiçbir işe yarar değil. Aklı başında olan, büyük kimse ile olunuz.
Allah'ın hükmünü bilen ve O'nun bilgisine inanmış olan zâtla sohbete devam ediniz. Felahı bulmuş kimseyi görmeyen, felah yolunu bulamaz. O kimse ki, âlim ve ilmi ile âmil olan zâtlarla olmaz, o ancak bir kesekten -kurumuş çamur parçasından- ibarettir. Onun ne önderi ne de bir ana merkezi vardır. O ki, Hak ile sohbet eder, onu bulunuz.
Sizden kim olursa olsun, ortalığı gece karanlığı kapladığı zaman, halkın sesi çekildiği ve uyudukları anda kalksın. Abdest alsın ve iki rekât namaz kılsın. Ve desin: "Allah'ım, kullarından sâlih olan, Zât'ına yakınlık bulan birini bana göster. O, beni sana iletsin ve Zât'ına varan yolu göstersin."
Her biriniz anlatılan zamanda kalkmalı ve bu duayı okumalı. Çünkü sebep gerek. Sebepsiz yol, alınmaz. Bununla beraber Allah, kuluna peygambersiz ve öndersiz doğru yolu nasip eder. Akıllı olunuz. Bulunduğunuz hâlin hayrı yoktur. Dalmakta olduğunuz gafletten ayık durunuz.
Peygamber (s.a.v) Efendimiz şöyle buyurur: "Bir kimse kendi görüşü ile yetinirse yoldan sapar."
İman çehrene ayna olacak birini ara. Bir aynaya baktığın zaman yüzündeki rengi, başındaki amâmeyi (dinî kisveyi) ve saçlarının akını, karasını gördüğün gibi o imanlı kimsenin de yüzüne baktığında iman hâlini öylece görürsün. İşte o iman sahibini ara.
Akıllı ol, bu heves neye? "Benim muallime ihtiyacım yok" dersin.
Hâlbuki Peygamber (s.a.v) Efendimiz herkesin bir öğreticiye mutlaka muhtaç olduğunu anlatmak için şöyle buyurur: "Bir imanlı, öbür imanlı için aynadır."
Bir iman sahibinin imanı kemal bulursa, cümle halka ayna olur; din çehrelerini onda görürler. İmanlı, bir konuşma yapsa, halk, ona yakın oldukça kötü hâllerini iyiye çevirebilirler.
Bu nasıl arzudur ki, her yanınızı sarmış. Her an Allah'tan dilediğiniz, yemek, içmek, giymek ve evlenmek... Allah'tan daim bunların artmasını ister oldunuz.
Hele rızık babındaki talepleriniz, hiç de yerinde bir hareket değil. Bir defa bu ne artar ne de eksilir. Yeryüzünde duası kabul olan herkes bu hususta duaya sizinle beraber katılsa, rızkın ne zerresini artırmanız kabil olur ne de aynı miktar azaltmanız!
Bu işin sonu gelmiş. O baptaki yazı yazılmış, kâtip istirahata çekilmiş. Sizin meşgul olmanızı icap ettiren şimdiki şey emir ve yasaklardır. İşte, onlara koyulun, emri tutun, yasaklardan kaçının." (Abdülkadir Geylani Hazretleri Fethu'r Rabbani eserinden)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.