Bu ülke nasıl düze çıkar?

Geleceğimiz için kaygı duyuyoruz. Aslında akıl ve gönül tutulması yaşıyoruz. Cebimizde kredi kartları ile trajikomik bir zengini oynuyoruz. Milyonlarca vatandaşımız borç girdabında moralsiz, çaresiz, akışına bırakmış her şeyi. Enflasyon denilen canavarı hayatın her anında hissediyor. Güncellenen fiyatlar neşemize engel. Ne yapsak, nereye gitsek para! Tuvalet ücretinden bir şişe suya, giyim-kuşamdan gıdaya, ulaşımdan sağlığa, eğitimden enerjiye, güvenlikten adalete kadar para hep lazım. Yaşanan darboğaz aile ilişkilerine de zarar verdi. Boşanma oranlarına dikkat! Okuyan da okumayan da iş ve aş konusunda endişeli. Döviz kurlarındaki yükseliş, borçlu olan herkesin canını sıkıyor. Peki, bu problemlerden, korkulardan milletimizi hangi özellikte bir anlayış kurtarır?   
Görüş ve yaklaşımlarında tüm insanları kuşatan, tüm zamanları kapsayan, tüm meseleleri çözen bir tutarlılık olmalı. Kundaktaki bebekten yaşlıya, çocuktan gence, erkeğinden kadınına varıncaya kadar herkese fayda sağlamalı. Fikirleri akla ve gönle hitap etmeli, bu hayatta uygulanabilir nitelik ve netlikte olmalı. Bugün doğru dediğine yarın yalan, yalan dediğine doğru dememeli. Dedikleri dirhem şaşmamalı, bir bir çıkmalı. Kişisel ikbali için değil, millete hizmet için çalışmalı. Ötekileştirmeyen, ayrıştırmayan ama kardeş eden bir baba olmalı. AB ve ABD'nin dediklerine değil, milletinin sesine kulak vermeli. Sarsılmaz bir duruşu olmalı. Alevi'yi, Sünnî'yi, Caferi'yi, Bektaşi'yi cânı bilmeli, kucaklamalı, bağrına basmalı. Türk, Kürt, Çerkez, Laz, Boşnak, Arnavut, Gürcü, Arap, Acem'i sevgi kemendi ile dünya ahiret kardeşi etmeli. Hacı Bektaş nefesli olmalı, Atatürk aklıyla düşünmeli.
Her halükarda bizlere Türk olmanın gururunu yaşatmalı. Faiz batağına düşürmemeli, helâl lokmayla bir hayat yaşatmalı. Adilce paylaştırmalı kazancı, hakça yaşatmalı halkını. Kuyruklarda bekletmemeli. İşçi, memur, emekli, öğrenci, çiftçi, engelli hepsi huzurlu olmalı. "Arkamda devletim var, bana yeter!" demeli. Gerçekten milli ve yerli kalmalı. Allah Adamı olmalı. Sanat, zanaat, kanaat, ziraat itibar görmeli, her mesleğe hak ettiği değeri vermeli. Milli paramız TL erimemeli, dünyada 1 numara olmalı. Kâinatın merkezinde, ulus-devletimizi tüm kurumlarıyla güçlendirmeli. 
Meselelerimizi, proje ve yaklaşımları ile insan odaklı çözmeli. Hem dini hem milli bayramlarımızın coşkuyla kutlanmasını temin etmeli. Al bayrağımızı göklere taşımalı. Gölgesinde güven içinde hepimizi yaşatmalı. Çorbamızı paylaşmalı, duamızı almalı. Ordumuza güç kazandırmalı, barışın teminatı olmalı. 
Değerlerimizin aşınmasına müsaade etmemeli. Hepimizin değerlisi olmalı. Kaynaklarımızı milletinin hizmetine sunmalı. Vergi, zam ve cezayla değil, Milli Ekonomi Modeli ile zamsız ve vergisiz bir yaşam tasarımı olmalı. Zillete düşürmemeli. Karanlık gecelerin nurlu sabahına cümlemizi sağ-salim kavuşturmalı. Kolektif akıl ve yüce gönülle hareket etmeli, istişareye önem vermeli. Himmeti, nazarı, nefesi Ehl-i Beyt'ten olmalı. Tekebbür, ihtiras ve hasetten uzak durmalı, şefkat ve merhamet kanatları vatandaşını ihata etmeli. Siyasete kalite getirmeli. Dilinden hikmet akmalı, her haliyle izzet sahibi olmalı. Devleti-milletiyle, sivili-askeriyle bir bilek bir yürek yapmalı. Cehalete, yozlaşmaya son vermeli, zihinleri ve gönülleri ilimle, irfanla aydınlatmalı. Yabancıların sinsi projelerine, tuzaklarına Atatürk gibi 'dur' demeli, tehditleri ortadan kaldırmalı. Terörü sona erdirmeli, huzur getirmeli şu mübarek topraklara.
Madenlerimizi tekrar asıl sahiplerine yani milletine vermeli. Bu ülkede yaşamaktan milletçe hepimizi mutlu etmeli. Tarihi iyi bilmeli, bugüne dersler çıkartmalı. Türkiye'nin istikbâline, kendi benliğine, millî ananelerine sahip çıkmalı. İmam Gazali'nin dediği gibi; dili, aklı ve kalbiyle okumalı, okutmalı. Cumhuriyete ve temel değerlerine sahip çıkmalı. Yurtta ve dünyada sulhu inşa etmeli. Sağlığımıza kastedenlere fırsat vermemeli. Hem ruhen hem bedenen sıhhat bulmamıza önem vermeli. Bilime, bilim adamına destek olmalı, liyakati, ehliyeti esas almalı. Ne demişti İmam Ali (a.s): "Devletin dini adalettir, dinin devleti de özgürlüktür." O da adaletten asla ayrılmamalı, kimseye hatır etmemeli. Herkesi adaletin varlığına inandırmalı. Yetim hakkına dikkat etmeli. Hak yiyenin haddini bildirmeli, haklıya hakkını teslim etmeli. Allah'tan korkmalı. Hesap endişesi taşımalı. Cömertlik, nezaket, nezafet, muhabbet, uhuvvet vitrini, elinden ve dilinden diğer insanların zarar görmediği kimse olmalı. Acılarını ve sevinçlerini paylaşmalı. Hakikatleri görmeli, duymalı ve bilmeli.
Yalan ve iftiraya imkân tanımamalı. Acı da olsa hakkı söyleyen olmalı. Gerçekleri korkusuzca anlatmalı. Sömürüye karşı olmalı, emeğe değer vermeli. "İnsanları, ya dinde kardeşi, ya da hilkatte eşi" gören bir bakışı olmalı. 
Yeşili sevmeli, ormanlara sahip çıkmalı, doğayı sevmeli. Hayvan haklarına da dikkat etmeli. Ehil insanlarla şehir planlaması yaptırmalı. Tarım arazilerinin betonlaşmasına izin vermemeli. 
Asil yüreğiyle ana-baba duası almalı, Anadolu'nun gönlüne tercüman olmalı. İslam'a ve Müslümanlara sahip çıkmalı, İslam âlemine birlik ve dirlik getirmeli. Komşularımızla iyi geçinmeli, hak ve hukuka saygı duymalı. Allah'a dayanmalı, milletine güvenmeli. Her çocuğu kendi evladı bilmeli, onları sevmeli. İhtiyaçlarına kefil olmalı.
Cesur olmalı Hz. Ali (k.v) gibi, Allah'tan başka kimseden korkmamalı. Bozulan aile yapımıza akıl ve kalbiyle getirdiği kalıcı çözümlerle sahip çıkmalı. Gençlerin sorunlarına çare bulmalı, onları dinlemeli. Eğitimlerine destek olmalı, onlara babalık yapmalı, devletin şefkat eli olmalı. Evlenmek isteyen gençlere mutlu yuvalar kurmalarına destek olmalı. Düğünlerine katılıp onların mutluluğunu paylaşmalı. Kadınlara, şu ülkede hak ettiği üstün makamı vermeli, onları ekonomik anlamda rahata kavuşturmalı. Sığınağımız olmalı, varlığı bize güç vermeli. Eğitime, eğitimcilere önem vermeli, Atatürk gibi, öğretmenlere milletvekilinden daha çok maaş vermeli. Toplumu onların sevgisi, nefesi ve emeği ile ayağa kaldırmalı. İş ve aş kaygısından hepimizi kurtarmalı. Endişelerimizi bitirmeli. Temenni, dilek, zanla değil 'Ben yaparım' özgüveni, bilgi, akıl ve tecrübeyle sorunları çözmeli. Yapamayacağını söylememeli, niçin olmadığına mazeretler uydurmamalı. Ne aldanan, ne aldatan olmalı.  
Emin, doğru, zeki, ileri görüşlü adımlar atan bir lider olmalı. Aslanla geyiği birlikte yaşatabilmeli. Can, mal, namus, akıl, din ve vicdan emniyetini temin etmeli. Feraset ehli olmalı, 100 yıl sonrasını görebilmeli. Din istismarına müsaade etmemeli. Mihrabı ehline teslim etmeli. Bu memleketin bir çakıl taşını dahi vermemeli, onu mukaddes ve muazzez bilmeli. "Benim satılacak vatanım, verilecek imanım yok!" diyecek dirayette olmalı, tıpkı Hoca Atatürk gibi. İzini takip eden Atatürk'ü bulmalı, Türk-İslam medeniyetine kapı aralamalı. Bu saydığım ölçütleri içimizde biri fazlasıyla taşıyor. "Hoş Geldin Atatürk" diyor. Milyarlarca insana umut oluyor, Milli Ekonomi Modeli ile çağa damgasını vuruyor. Yüreklere Ehlibeyt mayası çalıyor, insanı "gönüldür, gönül" diye tarif ediyor. Eğer samimi isek şikayetlerimizde ve çare arıyorsak, çağımızın Lokman Hekimi Prof. Dr.Haydar Baş'a kulak vermeliyiz. Yoksa şikâyet bir ahlak halini alır ki, inandırıcılıktan uzak sadece söylenirsiniz!