logo
23 NİSAN 2025

Yolun açık ve zamanın yeterli olması

İmam Ali Naki (a.s) buyuruyor ki: “Yolun açıklığından maksat, Allah'ın emriyle amel etmekten insanı alıkoyacak bir engelin olmamasıdır

09.04.2025 16:27:00
Haber Merkezi
Yolun açık ve zamanın yeterli olması
Yolun açık ve zamanın yeterli olması
İmam Ali Naki (a.s) buyuruyor ki: "Yolun açıklığından maksat, Allah'ın emriyle amel etmekten insanı alıkoyacak bir engelin olmamasıdır.

Allah-u Teâla Kur'ân'da, çaresiz olan ve bir yol bulamayan (Mekke'den hicret etmeye güçleri olmayan) mağlup düşürülmüş kimseler hakkında şöyle buyurmaktadır:

"Ancak yurtlarından göçmek için bir hile (çare), bir yol bulamayan müstazaf erkekler, kadınlar ve çocuklar bu hükümden müstesna."

Bunun için Allah-u Teâla, Kur'ân-ı Kerim'de bir çaresi olmayan müstazaflara (el altında kalmış acizlere) kalpleri imanla güvenli olduğu takdirde hiçbir itirazın olmadığını açıklamıştır.

Zamanın Yeterli Olması

Yeterli zamanın olmasından maksat, insanın, Allah'ı tanımanın kendisine farz olduğu vakitten ölene kadar geçirdiği ömrüdür; yani iyiyi kötüden ayırt etme gücünü elde edip baliğ olduğu vakitten ta ölüm zamanına kadar olan süredir.

Öyleyse kim hakkı aramaya koyulur, ama kemale erişemeden ölürse hayır üzere ölmüştür. Nitekim Allah-u Teâla şöyle buyurmuştur:

"Allah ve Resulüne doğru hicret etmek üzere evinden çıkan, sonra kendisine ölüm gelip çatan kişinin ecri, (mükâfatı) kuşkusuz Allah'a aittir."

Bu adam yeterli vaktin verilmemesi nedeniyle Allah'ın düsturlarına tam olarak amel etmeye muvaffak olmazsa bile mükâfatını alacaktır.

Yine Allah-u Teâla, baliğ olmayanlara haram kılmadığı bazı şeyleri, baliğ olanlara haram kılmıştır. Bu konuda şöyle buyuruyor:

"İnanan kadınlara söyle: Gözlerini haramdan sakındırsınlar, ırzlarını korusunlar... süslerini kocalarından... ya da kadınların henüz mahrem yerlerini tanımayan çocuklardan başkasına göstermesinler."

Böylece kadınları, ziynetlerini çocuklara göstermekten menetmemiştir, dolayısıyla (baliğ olanlar için geçerli olan) hükümler çocuklar hakkında geçerli değildir.

Azığın Olması

Azık yani malî kudret ve ilâhî vazifeyi yapmada kulun ihtiyaç duyduğu yeterli yiyecek. Nitekim Allah-u Teâla konuyla ilgili olarak Kur'ân'da şöyle buyurmuştur:

"(Allah'a ve Resulüne karşı içten bağlı kalıp hayra çağıranlar oldukları sürece, şüphesiz infak etmek için bir şey bulamayanlara, hiçbir sorumluluk yoktur.) İyilik edenlerin aleyhinde de bir söz yoktur."

Allah-u Teâla'nın infak etmeye bir şey bulamayanların özrünü kabul ettiğini, hac, cihad vb. şeyler için azığı ve bineği olan kimseleri de mazur görmediğini görmüyor musun? Böylece fakirleri de (zekât konusunda) muaf kılmıştır ve zenginlerin mallarında onlar için bir hak belirlemiş ve şöyle buyurmuştur:

"(Sadakalar) kendilerini Allah yolunda adayan fakirler içindir ki, onlar yeryüzünde dolaşmaya güç yetiremezler."

Böylece onların, mali vecibelerden muaf kılınmasını emredip güçleri yetmediği ve malik olmadıkları şeyler için hazırlanmayı da onlardan istememiştir.

İnsanı işe yönelten sebebin var olması

O, insanı her işe sevk eden niyetten ibarettir. Ona ait olan duyu organı ise kalptir. Öyleyse kim kalbinin inanmadığı bir din üzereyken bir ameli yaparsa, Allah onun o amelini ondan kabul etmez. İşte bunun için, Allah-u Teâla münafıklar hakkında şöyle buyurmuştur:

"Kalplerinde olmayanları ağızlarıyla söylüyorlar, Allah onların gizli tuttuklarını daha iyi bilir."

Daha sonra müminleri kınamak için şu ayeti Peygamber'e indirdi: "Ey iman edenler, yapmadığınız şeyi neden söylüyorsunuz?"

Dolayısıyla, kişi bir söz söylediğinde kalbi söylediğine inanırsa niyeti onu, ameliyle sözünü tasdik etmeye zorlar; sözüne inanmadığında ise niyeti onu amele sevk etmez. Hatta insan, bir engel dolayısıyla (zahirde) akidesine aykırı bir iş yapacak olursa bile Allah onun doğru niyetini kabul eder.

Nitekim Allah-u Teâla, (Ammar-ı Yasir hakkında) şöyle buyurmuştur: "Kalbi imanla tatmin bulmuş olduğu hâlde baskı altında zorlanarak (zahirde) küfre düşen kimse hariç..."

Yine (kasıtsız ve iradesiz) yemin etme hakkında da şöyle buyurmuştur: "Allah, sizi yeminlerinizdeki rasgele söylemelerinizden, boş sözlerden dolayı sorumlu tutmaz."

Öyleyse Kur'ân ve Peygamber'in hadisleri, kalbin bütün duyu organlarına malik olduğuna ve bu organların işlerini doğrulama gücüne sahip bulunduğuna, kalbin doğruladığı şeyi hiçbir organın iptal edemeyeceğine delalet etmektedir.

İşte bunlar İmam Sadık aleyhi's-selâm'ın buyurduğu beş örneğin izahıdır. Bunlar, cebir ve tefvizin arasında yer alan hadd-i vasatı içermektedir.

Eğer bu beş örnek insanın vücudunda toplanmış olursa, Allah ve Resul'ünün buyurduğu bütün şeyleri yapması gerekir (artık onları terk etmeye hiçbir özrü kalmaz). Eğer onlardan bir tanesi noksan olursa, o noksanlık oranında vazifeleri de azalır.

İnsanların, iki kavlin arasını (hadd-ı vasat akidesini) içeren istitaat vesilesiyle imtihan olunduklarına dair Kur'ânî şahitler çoktur. O ayetlerden bazıları şunlardan ibarettir:

"Andolsun ki biz, sizden mücahit olanlarla, sabredenleri bilinceye (belli edip ortaya çıkarıncaya) kadar sizi deneyeceğiz ve haberlerinizi de sınayacağız (açıklayacağız)."

"Ayetlerimizi yalanlayanları, yakında hiç anlamayacakları bir yönden derece derece helak ete yaklaştıracağız."

"Elif lâm mîm. İnsanlar, (yalnızca) iman ettik diyerek denenmeden bırakılı verileceklerini mi sandılar?"

Sınamak manasına gelen "fitneler" hakkında da şöyle buyurmuştur: "Andolsun ki biz, Süleyman'ı sınadık."

Hz. Musa'nın kıssasında da şöyle buyurmuştur: "Şüphe yok ki biz, senden sonra kavmini sınadık. Samiri, onları şaşırtıp-saptırdı."

Yine Hz. Musa aleyhi's-selâm'ın Allah'a: "Rabbim... o senin fitnenden (sınamandan) başka bir şey değildir." demesi buna bir örnektir.

İşte ayetler bunlardır, birbiriyle kıyaslanırlar ve birbirlerine tanıklık ederler." (Hasan B. Ali el-Harranî Tuheful Ukul eserinden)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya bilgilendirdi
"127 artçı deprem meydana geldi"
Marmara'da risk bitmedi
"Büyük parça kırılmadı"
İstanbul'da okullar 2 gün tatil edildi
Eğitime deprem arası
13 saniye sürdü
7 km derinlikte meydana geldi
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan ilk açıklama
'Devletimiz teyakkuz halinde'
Prof. Dr. Sedat Türkmen
'Marmara depremi endişesi sürüyor'
6.2'lik deprem fena salladı
Fatih'te metruk bina çöktü
Prof. Dr. Naci Görür
'Fay enerji biriktiriyor'
İstanbul'da büyük panik
Deprem sonrası İstanbul havadan böyle görüntülendi
Valilikten vatandaşa uyarı
'Telefon kullanmayın'
İstanbul'da 6,2 büyüklüğünde deprem
Vatandaşlar kendini dışarı attı
Zelenski'ye son teklif
'!Kırım'ı Rusya'ya ver' baskısı
Silivri açıklarında meydana geldi
İstanbul'da korkutan deprem
23 Nisan Atatürk'süz kutlanmaz
AKP'li belediyelerde gelenek oldu!
23 Nisan kutlanıyor
Anıtkabir'de resmi tören
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya bilgilendirdi
"127 artçı deprem meydana geldi"
Marmara'da risk bitmedi
"Büyük parça kırılmadı"
İstanbul'da okullar 2 gün tatil edildi
Eğitime deprem arası
13 saniye sürdü
7 km derinlikte meydana geldi
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan ilk açıklama
'Devletimiz teyakkuz halinde'
Prof. Dr. Sedat Türkmen
'Marmara depremi endişesi sürüyor'
6.2'lik deprem fena salladı
Fatih'te metruk bina çöktü
Prof. Dr. Naci Görür
'Fay enerji biriktiriyor'
İstanbul'da büyük panik
Deprem sonrası İstanbul havadan böyle görüntülendi
Valilikten vatandaşa uyarı
'Telefon kullanmayın'
İstanbul'da 6,2 büyüklüğünde deprem
Vatandaşlar kendini dışarı attı
Zelenski'ye son teklif
'!Kırım'ı Rusya'ya ver' baskısı
Silivri açıklarında meydana geldi
İstanbul'da korkutan deprem
23 Nisan Atatürk'süz kutlanmaz
AKP'li belediyelerde gelenek oldu!
23 Nisan kutlanıyor
Anıtkabir'de resmi tören
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.