Yalanın ‘kod adı’ istatistik

Devletin en ciddi kurumlarının başında geliyordu.

Açıklamaları dört gözle bekleniyor, ona göre pozisyon alınıyordu.

O zamanlarda bile dört başı mamur değildi ama yine de güven duyuluyordu.

Bugünkü adıyla, TÜİK'ten bahsediyorum.

Ben ne başındaki yetkili kişiye, ne de çalışan personeline yönelik hiç bir eleştiride bulunmayacağım. Bulunsak sanki çok da umurlarında olacak ya, o da ayrı bir konu.

Sevgili okurlar…

Sizlere kısa bilgiler sunarak biraz da aklınızı ben karıştırayım. Ama bu bilgilerin kaynağı yine devletin en kritik kurumlarından olan MB'ye ait. Yani bize değil.

Sayın Cumhurbaşkanımızın ısrarla ve müthiş bir illüzyonla sunduğu MB'ye ait bilanço verileri inanın takla atmaktan yara bere içinde kalıyor.

MB rezervleri diye sunulan bilançonun, aslında swap kaynaklı ve bankalara ait döviz mevduatına dayalı rezervler olduğu, bilgilerin açık servis edilmesiyle çok rahat anlaşılabiliyor.

Örneğin MB'de bulunan altın rezervi… Net altın rezervi 29.7 milyar dolar. Altın swapı (-) 6.2 milyar dolar. Swap hariç net 23.5 milyar dolar.

MB net döviz rezervi ise net (-) 21.75 milyar dolar. Döviz swapı 57.5 milyar dolar.

Swap hariç 79.3 milyar dolar.

Altın swapı düşülünce net rezerv (-) 55.8 milyar dolar oluyor.

Yani kasa 'tık tık' boş!

Sıkılmayın lütfen…

Enflasyon rakamlarında ise tablo şu:

Ne denmişti 2021 hedef enflasyonu için, %8.

Ne çıktı peki bütün cımbızlamalara ve cambazlıklara rağmen, % 36.08.

İnandınız mı? HAYIR! Buna rağmen hedeflenen rakamın kat kat fazlası çıktı mı, çıktı. Devam edelim…

Aralık 2020'de enflasyon %1.25 idi. Aralık 2021'de enflasyon %13.58 olmuş.

2020'de yıllık enflasyon %14.60. 2021'de ise % 36.08.

Yalan istatistik illüzyonunu deşifre edecek yere geliyoruz.

2021 yılında ev eşyasında enflasyon %40.95. Aynı yıl gıda enflasyonu %43.80. Ulaştırma da %53.66.

Az sabır bitiyor. Şimdi lütfen dikkatle okuyun!

2019'da yıllık üretici fiyatları enflasyonu %7.36, 2020'de %25.15

Veee 2021'de %79.80, yani 80.

Aziz Türk milleti!

Siz eskiden arif idiniz. Ne oldu size böyle anlamak mümkün değil!

Hiç üretici fiyatları %80 artar da, son halka olan tüketici fiyat endeksi %36.08 olabilir mi?

Bu matematik dünyanın neresinde kabul görebilir! Bu hesabı yapanları başka ülkelerde bir dakika dışarıda tutmazlar, akıl hastanesine yatırırlar. Üretici maliyetleri %80 olduğuna göre, tüketici enflasyonu en az %35 kârla satılacağını varsayarsak, %115 yapmaz mı?

İnanın ben bile yazarken acayip sıkıldım. Sizin bir iki satırdan sonra okuyacağınızı da pek zannetmiyorum. Olsun, yine de biz arşivlere not düşelim dedik.

Bu zifiri karanlık tablonun sorumlusu elbette ki "TÜİK" değildir. Uygulanmasına büyük bir inat ve ısrarla devam edilen, neo liberal politikalardır.

Dostlarım…

Bu işin sonu hiç mi hiç hayır değil. Faiz ve döviz kıskacındaki Türk ekonomisinin varacağı son nokta keşke bu olsa. Bu mantıkla devam edilmesi halinde, çok daha büyük bunalımların yaşanması kaçınılmaz son olacaktır. Oysa çözüm 20 yıldır aramızdadır. Ancak, ısrarla onu görmeyen, gizleyen ve aşıranların safında kamp kuran sizlersiniz.

"Ben bu işi iyi değil, çok iyi biliyorum" diyen Prof. Dr. Haydar Baş'ın suçu Türk olmak mı?

Bugün başımıza gelenlerin tamamının sorumluluğu, vatandaş olarak size yazılacaktır. Futbol takımı gibi parti tutmanın çok ağır bedelleri olacaktır.

Zaten adalet dediğin de böyle bir şey olsa gerek.

Haydar Hoca'nın, "30 yıllık çalışmam" dediği Milli Ekonomi Modeli tezini hayata geçirecek olan da yine, bugün 30 yaşında olan Hüseyin Baş'tan başkası değildir.

Yüce Allah, "Akletmez misiniz" diyor 700 kadar ayette.