Resulullah'ın elinde büyüyen ve vefat edene değin de o hazretin yanından bir an dahi ayrılmayan "Benim ilim şehrimin kapısı" dediği Hz. Ali'den Ehl-i Sünnet kaynaklarının naklettiği hadis sayısı 537'dir.
Yazıklar olsun!
Üstelik bunların da sadece 50'ye yakını sahih olarak kabul görmektedir.
Risâlet hanedanında yetişen Hz. Peygamber'in kızı, bütün dünya kadınlarının efendisi Hz. Fâtıma'dan nakledilen hadis sayısı 19. Evet, sadece on dokuz!
Bunları biliyor musun ey dini bütün İslamcı geçinen kesim!
Risâlet bağının gülleri, Peygamber omzunda yetişen, cennet gençlerinin efendileri Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin'den nakledilen hadis sayısı ise el parmaklarını aşmadığı halde, yaşta belki onlardan da küçük olan çocuk sahabî Abdullah b. Ömer'den nakledilen hadis sayısı ise, 2 bin 630'dur.
İslam dünyası Sünnilik adına bu hakikatlere, 1.400 yıldır perde olmuş, gerçeği gizleme konusunda çok maharetli davranmış.
Ne acı bir manzara Allah'ım!
Ehl-i Sünnet'te yazılan ilk hadis kitabı olma özelliğini taşıyan İmâm Mâlik'in "el-Muvatta" kitabında Hz. Ali'den hatta bir tane dahi hadis nakledilmemiştir.
Sahih-i Müslim gibi birinci derecede yer alan bir hadis kaynağında Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin'den tek bir senetli hadis aktarılmamıştır.
Hz. Fâtıma'dan ise sadece bir tane, evet sadece 1 tane hadis nakledilmiştir.
Bütün bunlar birer tesadüf mü acaba? Yoksa "Sekaleyn" hadisinde geçen Ehl-i Beyt'e bağlanmak ve sarılmaktan maksat bu mu?
Hz. Resulullah'ın vefatından iki veya üç yıl önce (Hayber Savaşı'ndan sonra) Müslüman olan Ebu Hureyre'den nakledilen hadis sayısı 5 bin 374'tür.
Kaldı ki Ebu Hureyre'nin hayatını yakından inceleyip çeşitli zamanlarda sergilediği tavırları, Muaviye gibi iktidar sahipleri ile olan özel ilişkilerini ve naklettiği bir çok rivayetinin muhtevasını dikkatlice inceleyen her aklı selim insanın yapacağı en asgari şey, bu rivayetlere en azından ihtiyatlı yaklaşmaktır.
Bir rivayetinde Resulullah'tan şöyle naklediyor Ebu Hureyre:
"Bir gece Hz. Süleyman şöyle dedi: Allah'a and olsun ki bu gece, 100 veya 99 eşimle ilişkide bulunacağım (!!) ki her biri Allah yolunda cihad edecek bir mücahid doğursun!" Yanında bulunan bir melek, ona dedi ki: "İnşallah de!" Ama Süleyman (a.s) inşallah demedi. Bu yüzden de o kadınlardan bir tanesi hariç hiç birisi hamile kalmadı; o da tam insan olmayan bir parça et doğurdu." Ardından Resulullah şöyle ekledi:" Muhammed'in nefsini elinde tutan (Allah'a) and olsun ki eğer "İnşallah" deseydi, her birisi Allah yolunda cihad edecek bir savaşçı doğururdu."
Ebu Hureyre'nin Allah Resulü'nden (s.a.a) bir diğer rivayeti ise şöyledir:
"Ölüm meleği (Azrail), (Allah tarafından) Musa'nın yanına gönderildi (ki onun canını alsın. Musa (bu durumu sezince) tokat atarak onun gözünü kör etti. Azrail (a.s) Rabbine dönerek, "Beni öyle bir kulun yanına göndermişsin ki, ölmek istemiyor" dedi. Allah gözünü ona iade etti ve şöyle buyurdu: "Dön ve ona de ki, elini bir sığırın sırtına koysun; elinin altında yer ala her kıla karşılık bir yıl ömrünü uzatacağım. (Azrail dönüp bunu Musa'ya söyleyince, şöyle dedi: "Ey Rabbim, bütün bunların ardından ne olacak? Cevap geldi: "Ölüm!" İşte o zaman "O halde şimdi istiyorum ölümümü" dedi ve Allah'tan kendisini Beytu'l Mukaddes'e yaklaştırıp orada canının alınmasını istedi… O zamana kadar, Azrail canları açık bir şekilde almaya geliyordu. Ama Musa'ya gelip de tokat yiyerek kör olduktan sonra artık gizli bir şekilde (canları almaya) gelmeğe başladı!!"
Ve şöyle bir rivayet daha ediyor:
"Bir karınca, peygamberlerden birisinin ayağını ısırdı. O peygamber de (öyle bir) rahatsız oldu ki emrederek karıncaların yuvasını tümden yaktırdı!! Bu sırada Allah-u Teala ona şöyle vahyetti: "Ayağını bir karınca ısırdı diye, Allah'ı tesbih eden bir ümmeti mi yakıyorsun?!"
Tirmizi'nin nakline göre bu Peygamber Hz. Musa idi!!!
Ebu Hureyre'nin Mekke'de Ekke'nin patatesleri için Allah Resulü'nden naklettiği hadis de oldukça ilginçtir. Bunlar, Ebu Hureyre'nin naklettiği binlerce hadisten yalnızca dikkat çeken birkaç örnekti.
TBMM Başkanı Sayın Mustafa Şentop Habertürk'te konuşuyor.
Maşallah İslam uleması!
Rivayet ettiği hadis şöyle:
"Peygamberimiz; eğer bir Peygamber gelecek olsaydı bu Ömer olurdu" demiş.
Dünyanın en büyük yalan hadisi bu olsa gerek.
Bu son dinin Peygamberine en büyük iftiradır.
Böyle bir hadisi varmış ve gerçekmiş gibi anlatmak, bir insanın dünyada asla yapmak istemeyeceği bir fiil olsa gerek.
"Tevhid-in Merkezi Ehl-i Beyt'tir" inkılabıyla İslam dünyasında var olan hurafeleri yerle bir eden Prof. Dr. Haydar Baş Bey'e sonsuz selamlar olsun.
- Anayasa değil, kafalar değişmeli! / 07.01.2025
- 23 yıldır milleti silkeliyorlar! / 02.01.2025
- ‘Kürtçe’ diye bir dil yoktur / 01.01.2025
- Lanet olsun Emevilere! / 31.12.2024
- Atatürk’e kılıç çekeni Allah affetmez! / 30.12.2024
- Asgari ücretlinin ruhuna el Fatiha / 26.12.2024
- Atatürk’ün kurduğu fabrikalar nerede? / 24.12.2024
- Bize Atatürk yeter / 23.12.2024
- Bize Atatürk yeter / 23.12.2024