Bir anda Bahçeli tarafından başlatılan terörist başı Öcalan tartışmalarında, tehlikelerle dolu ileri bir aşamaya gelindi.
Aslında herkes terör olaylarının son bulmasını ve ülkede kardeşliğin pekişmesini çok doğal bir şekilde talep eder.
Ancak sapla samanı karıştırmayalım!
40 yıldır terör olaylarıyla mücadele etmişsek, biliniz ki başımıza bu belayı, bizzat ABD ve İsrail getirmiştir.
PKK-YPG-PYD-IŞİD-HTŞ gibi terör örgütlerini kuran, eğiten finanse eden ve en modern silahlarla donatan, yine bu iki terör sevici ülkedir.
Bunlar Türk milletinin ezelden beri düşmanıdır ve düşmanı kalacaktır.
Bu iki ülke ile Türkiye, maalesef Irak, Suriye ve Libya savaşında aynı safta olma garabetine düşmüştür.
Kadim Türk tarihinde ve yüce milletimiz arasında, asla bir duygusal kopuş ve ayrışma vaki olmamıştır ve olmayacaktır.
İngiliz tarihçilerinin bir büyük plana matuf olarak ileri sürdükleri ve ısrarla altına odun attıkları fitne ateşine, Türk siyasetinin asla kanmaması ve gereğini yapması vatani bir vazife ve aynı zamanda tarihi bir sorumluluktur.
Aziz Türk milleti, saygıdeğer Türk siyaseti ve asil Türk ordusu!
Türkiye'de ve Türk tarihinin hiçbir döneminde "Türk-Kürt" diye bir mevzu ve böylesine bir terminoloji asla söz konusu olmamıştır. Ne kaldı ki, "Kürt" sorunu diye bir şey söz konusu olmuş olsun.
Çok kez delilleriyle yazdık ve bundan sonraki nesiller aynı tuzağa düşmesin diye tarihe not düştük.
Nüfusu 300 milyonu aşan Türk milletinin yaşadığı geniş coğrafyalarda ve kadim medeniyetimizde tek bir üst kimlik tanımı yapılmıştır.
Bu tanımın adı, Türk'tür.
Türk demek herhangi bir ırkı veya halkı tarif etmemektedir.
40 bin yıllık yazıtlardan bugüne derlenen ve gerçek anlamda okunan belgelere göre Türk tanımı; kurulan ilk devletin içinde yer alan ve aynı inanç ve kültürü paylaşanların ortak adıdır.
Yani, aynı inancı ve kültürü paylaştığın herkes, Türk'tür.
Dünya milletlerine uygarlık ve medeniyeti transfer etmiş yüce bir millet olma vasfına haiz olan biz Türk'ler, tarihin her döneminde çok müstesna bir yere sahip olmuşuzdur.
Ulu önderimiz Atatürk bunu her fırsatta vurgular ve "Benim en büyük övünç kaynağım, Türk olmamdır" der.
Aziz Türk milleti!
"Kürt" ifadesi, geçmiş tarihte yanlış bir belge okunmasından ileri gelmektedir.
Bu konuya ilişkin de birçok ilmi çalışmayı derleyerek makale kaleme aldık ve bu anlamsız tartışma sonlansın diye yine tarihe not düştük.
Olmayan bir "Kürt" halkı gerçeğinden hareketle, bunca kızıl kıyamet neden?
"Güneydoğulu vatandaşlarımız" sözünü söylemek varken, "Kürt" halkı ifadesini kullanmak ihanettir!
Artık bu oyuna dur demenin tam zamanıdır.
Aksi takdirde ne Türk siyaseti kalır, ne Türk ordusu ve ne de Türk milleti!
Ne demek, bebek katili, şerefsiz, alçak caniden medet ummak!
Hani Eren Bülbül için film yapmıştınız ne oldu?
Hani Nefes filmi?
Nerede 40 bin şehidin çocukları, yakınları?
Nerede Türk Silahlı Kuvvetler?
Ne demek Öcalan TBMM'de konuşsun?
Türkiye ve TSK havlu mu attı, hayırdır?
PKK, ABD tarafından feshedildi günaydın! Elbise değiştirdiler ve PYD-YPG oldular.
Siz kafa mı buluyorsunuz PKK mı kaldı? Suriye'nin kuzeyinde bir uydu devleti kuruldu, geçmiş olsun.
Terör bitsin istiyorsanız, delikanlı gibi MOSSAD'la konuşursunuz. PYD-YPG'nin arkasında ve damarlarında akan kanda, MOSSAD vardır.
Öcalan salağını kim dinler!
Dinlemeyecekler ama BOP gereği dinlemiş gibi yaparak, bakın Türkiye'den ne talep edecekler.
Kaldırılmasını istedikleri Anayasa maddelerini aktarıyorum sadece.
Madde 42: Eğitim ve öğretim, Atatürk ilkeleri ve inkılapları doğrultusunda, çağdaş bilim ve eğitim esaslarına göre, Devletin gözetim ve denetimi altında yapılır. Bu esaslara aykırı eğitim ve öğretim yerleri açılamaz.
Türkçeden başka hiçbir dil, eğitim ve öğretim kurumlarında Türk vatandaşlarına ana dilleri olarak okutulamaz ve öğretilemez. Eğitim ve öğretim kurumlarında okutulacak yabancı diller ile yabancı dille eğitim ve öğretim yapan okulların tabi olacağı esaslar kanunla düzenlenir. Milletlerarası andlaşma hükümleri saklıdır.
Madde 66: Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk'tür.
Türk babanın veya Türk ananın çocuğu Türk'tür.
Hiçbir Türk, vatana bağlılıkla bağdaşmayan bir eylemde bulunmadıkça vatandaşlıktan çıkarılamaz.
Terörist başının değiştirilmesi talebinde bulunduğu iddia edilen maddeler basında yer aldığı kadarıyla bunlar.
Bu bir intihardır.
Böyle bir talep olduysa ve yerine getirilmesi için türlü soslar kullanılacaksa, buna hiçbir Türk vatandaşının müsaade etmemesi gerekir.
Diyaloğu yürütenlerin değişiklik için öne sürdükleri iddia edilen madde ise, Anayasanın 101. Maddesi.
Ne var bu maddede:
Madde 101: Cumhurbaşkanı, Türkiye Büyük Millet Meclisince kırk yaşını doldurmuş ve yükseköğrenim yapmış kendi üyeleri veya bu niteliklere ve milletvekili seçilme yeterliğine sahip Türk vatandaşları arasından yedi yıllık bir süre için seçilir.
Cumhurbaşkanlığına Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri dışından aday gösterilebilmesi, Meclis üye tamsayısının en az beşte birinin yazılı önerisiyle mümkündür.
Bir kimse, iki defa Cumhurbaşkanı seçilemez.
Cumhurbaşkanı seçilenin, varsa partisi ile ilişiği kesilir ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Üyeliği sona erer.
Biz Atatürk sevdalıları ve onun evlatları olarak, hukuk normlarını aşmamak kaydıyla üzerimize düşeni yaptık ve yapacağız.
Çünkü Türkiye, Türklerindir!
Bu süreçte gerçekten iyi niyet taşıyan ve terör olayları tümüyle bitsin diyen siyasilerimizi, asla şu veya bu şekilde ilzam etmemiz mümkün değildir.
Ben süreci yürüten Cumhur İttifakı'nın da Türk milletinin aleyhine bir tutum ve tavır içinde olacağına inanmak istemem.
Tülay Hatimoğulları'ndan "Ya barış ya da Gazze" açıklaması gelince insan ayıkıyor doğrusu.
Çok ayık olalım diyorum sadece.
Sürecin sonunda kimsenin Malaya gemisine binmesin de!
- Anayasa değil, kafalar değişmeli! / 07.01.2025
- 23 yıldır milleti silkeliyorlar! / 02.01.2025
- ‘Kürtçe’ diye bir dil yoktur / 01.01.2025
- Lanet olsun Emevilere! / 31.12.2024
- Atatürk’e kılıç çekeni Allah affetmez! / 30.12.2024
- Asgari ücretlinin ruhuna el Fatiha / 26.12.2024
- Atatürk’ün kurduğu fabrikalar nerede? / 24.12.2024
- Bize Atatürk yeter / 23.12.2024
- Bize Atatürk yeter / 23.12.2024