Tarih 29 Eylül 1808…
Osmanlı'da ilk kez imza altına alınan Anayasa: Sened-i İttifak.
Ardından 3 Kasım 1839 tarihinde Mustafa Reşid Paşa tarafından hazırlanan Tanzimat Fermanı.
Onun ardından 1856 yılında Abdülmecid tarafından imzalanan Islahat Fermanı.
23 Aralık 1876'da Mithat Paşa'nın hazırladığı Kanun-i Esasi'nin ilanı ile meşrutiyete geçilmesi.
Ve tarih 1921…
1920'de ulu önder Mustafa Kemal Atatürk'ün öncülüğünde kurulan TBMM, ilk Anayasasını 20 Ocak 1921 tarihinde Teşkilat-ı Esasiye Kanunu olarak kabul etmiştir.
Ardından koşullar biraz daha olgunlaşıyor ve yeni Teşkilat-ı Esasiye Kanunu, 20 Nisan 1924 günü kabul ediliyor.
1924 Anayasası, güçler birliği (yasama, yürütme, yargı) bakımından 1921 Anayasası'na göre daha esnek ve parlamenter rejime yönelik atılmış çok önemli bir adım olarak görülüyor.
Bu anlamda 1924 Anayasası'nın kuvvetler birliği görevler ayrılığı ilkesini benimseyen meclis hükümeti sistemi ile parlamenter sistem arasında karma bir hükümet sistemi kurduğu söylenebilir.
1924 Anayasası, 1961 yılına kadar yürürlükte kaldı.
1961 tarihinde ise yeni bir Anayasa yapıldı ve halkoylamasına sunularak yürürlüğe konuldu.
Takvimler 1980'i gösterdiğinde ise Türkiye'de yeni bir dönemin kapıları aralanıyordu.
7 Kasım 1982 yılında ise halkoyuna sunulan yeni Anayasa %91,37 ile kabul ediliyor ve yürürlüğe giriyordu.
Ve oradan günümüze kadar ulaşan 177 maddelik Anayasamızın 134 maddesi değişikliğe uğramış, yani değiştirilmiştir.
Geriye kalan maddelerin, değiştirilmesi asla mümkün olamayacak ve olmaması gereken ilk 4 madde çıkarıldığında genel taslak metinlerden ibaret olduğunu görürüz.
Şimdi size mevcut Anayasamızdan birkaç madde aktaracağım ve bu maddelerin ne anlama geldiğini irdeleyeceğim.
Anayasa Madde 5: Devletin temel amaç ve görevleri
"Devletin temel amaç ve görevleri, Türk milletinin bağımsızlığını ve bütünlüğünü, ülkenin bölünmezliğini, Cumhuriyeti ve demokrasiyi korumak, kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak; kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmaktır."
İrdeleyelim…
Elinizi vicdanınıza koyun ve namuslu bir vatandaş olarak karar verin lütfen.
Bu maddenin neresi yanlış, neresi eksik veya mahsurlu?
Siz bir Anayasa değişikliğine gitmekten bahsediyorsunuz.
Zerre zekası ve liyakati olan bir anlayış sahibi, sadece Anayasanın bu 5.maddesi ile Türkiye'yi yeniden inşa ve ihya eder.
Mesela emekli maaşının 12.500 lira olmasının sorumlusu, bu Anayasa'dır denilebilir mi?
Veya bu Anayasa'ya göre, emekliye 30 bin lira vermenizin önünde hangi madde veya maddeleri engel gördünüz?
Devam edelim…
Anayasa Madde 6.
Konu: Egemenlik
"Egemenlik, kayıtsız şartsız Milletindir.
Türk Milleti, egemenliğini, Anayasanın koyduğu esaslara göre, yetkili organları eliyle kullanır.
Egemenliğin kullanılması, hiçbir surette hiçbir kişiye, zümreye veya sınıfa bırakılamaz. Hiçbir kimse veya organ kaynağını Anayasadan almayan bir Devlet yetkisi kullanamaz."
İrdeleyelim…
Bu madde kime ne kaybettirir?
Bu kadar muntazam bir incelikte ve toplumu koruma ve kollama anlayışından hareketle, herkesi ve kesimi kapsayıcı olması bakımından bu madde; kimi neden rahatsız etmiş olabilir ve siz, bu maddenin neresinde bir düzeltme yapma ihtiyacı görmüş olabilirsiniz?
Bugün bu maddede belirtildiği üzere, egemenlik kayıtsız şartsız milletin midir?
Kimse kaynağını Anayasadan almayan bir yetkiyi, devlet adına kullanamaz diyor Anayasa.
Bugün ittifaktaki bir partner, "Anayasa kapatılmalıdır" diyor!
Yani bu ifadeyi kullanan kişi her kimse, nasıl oluyor da Yüce Divan'a sevk edilmiyor da, "devlet aklı" diye ortalıklarda dolaşabiliyor!?
Devam edelim…
Anayasa Madde 7.
Konu: Yasama yetkisi:
"Yasama yetkisi Türk Milleti adına Türkiye Büyük Millet Meclisinindir. Bu yetki devredilemez."
Hadi yaa…
Gerçekten mi, bugün böyle mi?
Yasamayı bugün TBMM mi yapıyor?
TBMM Başkanlık sistemine geçildikten sonra, sizce halen daha bu işlevini sürdürüyor mu?
TBMM artık ne yasama, ne de onama yeridir.
Sadece çok ucuz yemeklerin afiyetle yendiği bir restoran seviyesine düşürülmüştür.
Devam ediyoruz…
Anayasa Madde 8.
Konu: Yürütme yetkisi ve görevi.
"Yürütme yetkisi ve görevi, Cumhurbaşkanı tarafından, Anayasaya ve kanunlara uygun olarak kullanılır ve yerine getirilir."
Yürütme yetkisi Cumhurbaşkanı tarafından kullanılıyor bu doğru.
Ancak, Anayasaya uygunluğu denetlenebiliyor mu?
Anayasa Madde 9.
Konu: Yargı yetkisi.
"Yargı yetkisi, Türk Milleti adına bağımsız ve tarafsız mahkemelerce kullanılır."
Peki, gerçekten de ve tam anlamıyla, Türk yargısı bağımsız mı ve bağımsız karar verebiliyor mu?
Anayasa Madde 10.
Konu: Kanun önünde eşitlik.
"Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir."
Konu bu kadar basit.
Mevcut Anayasamız, asla bir kesimi veya zümreyi imtiyazlı saymamakta ve tam bir eşit yurttaşlık bağlamında konuya yaklaşmaktadır.
Bu zaviyeden bakıldığında, kim kimden üstün tutulmuş ki bunun sorumlusu olarak Anayasa gösterilmektedir.
Yani özetle demem o ki; mevcut Anayasamız bu haliyle vallahi dünyanın en özgürlükçü ve eşitlik ilkesini temel esas edinmiş kusursuz bir metne sahiptir.
Bir ülkeyi her yönüyle kalkındırmak ve birliğini sağlamak için, dünyada bizim Anayasamızdan daha iyi hazırlanmış bir Anayasa mevcut değildir.
Esasen sorun Anayasamızda da değildir.
Sorunun kaynağı bu kadar muntazam bir Anayasaya ve ülkenin sınırsız kaynaklarına rağmen, sürekli sorun üreten bizzat iktidarda olanlardır!
Bir ülkeyi çağdaş demokrasiye ve en üst düzeyde kalkınmışlık seviyesine ulaştırmak için "Sivil Anayasaya" değil, Mustafa Kemal Atatürk'ün izinden giden ve ondan milim sapmayan, tam bağımsız Türkiye sevdalılarına ihtiyaç vardır.
Anayasanın sivili olmaz!
Anayasaya uyacak dürüst ve liyakatli insanlar olmalı.
Bilmem konu anlaşıldı mı?
- 23 yıldır milleti silkeliyorlar! / 02.01.2025
- ‘Kürtçe’ diye bir dil yoktur / 01.01.2025
- Lanet olsun Emevilere! / 31.12.2024
- Atatürk’e kılıç çekeni Allah affetmez! / 30.12.2024
- Asgari ücretlinin ruhuna el Fatiha / 26.12.2024
- Atatürk’ün kurduğu fabrikalar nerede? / 24.12.2024
- Bize Atatürk yeter / 23.12.2024
- Bize Atatürk yeter / 23.12.2024
- ‘New York’a Türk bayrağı çeksen ne olur’ / 20.12.2024