Nuh'un üç oğlundan birisi olan Yafes'ten günümüze kadar gelen soyun tamamına, Türk ve Türk milleti denmiştir.
"Kürt" olduğunu sananların tamamı da, öz be öz Türk'tür.
Orta Asya kökenli olan Türk milletinin zamanla farklı boylara ayrılması ve dünyanın her yanına yayılmış olmaları, onları Türk olmaktan alıkoymamıştır.
Türklerin son buzul çağından sonra kurduğu ilk devlet, yaklaşık 11 bin yıl öncelerine uzanmaktadır.
Bir Oy Bil devleti olan ilk Türk devletinin sınırları, şimdiki Çin sahillerinden Maveraunnehir bölgesine kadar uzanıyordu.
Konfederasyon şeklinde kurulan bu muazzam ilk Türk devletinin hakanı çok stratejik bir uygulamayı hayata geçirmişti.
Devasa büyüklükteki bu devletin sınırları içerisinde yaşayanların tamamına, Ökük Trük denmiştir.
Yani, "Allah'ını bilen ve onu tanıyan" kimseler demektir.
Bu inanca sahip olmayan hiç kimse, bu devletin sınırlarına dahil edilmemişti. Hem de Türkçe konuşmuş olmalarına rağmen.
Demek oluyor ki, Türk demek bir ırkı veya etnik gurubu tarif etmemektedir.
Türklerin bu kadar kadim bir uygarlık ve üstün medeniyete sahip olmalarının sırrı da, burada yatmaktadır.
Ulu önderimiz Atatürk'ün dediği gibi, "Benim en büyük övünç kaynağım, Türk olmamdır."
Türklük kavramı aynı zamanda, ortak inancı ve kültürü paylaşmanın karşılığıydı.
Çokça makalemizde detaylıca yazdığım için değinmeyeceğim ama tek bir cümle ile yeniden ifade etmem gerekirse, Kürt adı altında bir halk ve dilin varlığı, tarihi gerçekliklerle hiçbir şekilde uyuşmamaktadır.
Türk milleti ve yaşadığımız coğrafya üzerinde uzunca bir zamandır sistematik bir şekilde sürdürülen "Kürt" ve "Kürt sorunu" gibi yapay ve bölünmez bütünlüğümüzü hedef alan propagandalar, bütünüyle İngiliz ve ABD-İsrail ortaklı ihanet projesidir.
Bilinçli veya bilinçsiz kullanılan bu kavramların, tarihi gerçeklik ve ilmi hakikatlerle asla bir bağlantısını bulamazsınız.
Yaşanan Suriye olayları ile birlikte eş zamanlı olarak Türkiye'ye dayatılan sözde "Kürt Devleti" adıyla kurulmak istenen yapı, "BOP" planına uygun şekilde tasarlanan, Büyük İsrail Devleti'nin garnizon şeklidir.
DEM'lilerin Öcalan ile görüşmesi ve beklenen YPG-PKK terör örgütünün silah bıraktırılması gibi tuzak projelerin finalinde, "Kürkçe resmi dil olsun" provaları yapılmaktadır ve Anayasa değişikliği ile bunun sağlanmasına kadar gidilebilir.
Çok masumane gibi görülen "dil" ayrılığı ve anayasamızda belirtilen, "Resmi dil Türkçedir" hükmü, çok sinsi bir şekilde sulandırılmaya çalışılmaktadır.
Oysa;
"Kürtçe" hakkında en önemli araştırmayı 1860 yılında yayınladığı raporlar ile Rusya'nın Erzurum Konsolosu olarak görev yapan Auguste JABA yapmıştır.
Auguste JABA 1860 yılında Saint Petersburg Üniversitesi'nde yayınladığı raporda "Kürtçe"nin 8378 kelimelik bir sözlüğünü yayınlamıştır.
Kürtlerin "Kürtçe" için işaret ettiği Rus Kürdolog Vladimir Minorsky, Auguste JABA'nın yayımladığı 8378 kelime üzerine yaptığı araştırmada bunların,
3088 kelimesinin Türkçeden alınmış kelimeler olduğunu,
2000 kelimesinin Arapça,
1030 kelimesinin Farsça,
1200 kelimenin Zendice,
370 kelimenin Pehlevi Lehçesi,
220 kelimesinin Ermenice,
108 kelimenin Keldanice,
60 kelimenin Çerkezce,
20 kelimenin Gürcüce olduğunu, 300 kelimenin ise kaynaksız olduğunu belirtmiştir.
Bu sonuçtan da görüldüğü gibi "Kürtçe" diye bir dil olmadığı gibi, farklı dillerden yapay bir dil üretildiği ortaya çıkacaktır.
Bu hayati meselede son sözü, eşsiz liderimiz Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün, tarihi uyarılar içeren manifesto şeklindeki konuşmasına bırakalım:
"Milliyetin çok bariz vasıflarından birisi, kıymetli esaslarından birisi dildir. Türk milletindenim diyen insan, her şeyden evvel ve behemehâl Türkçe konuşmalıdır. Türkçe konuşmayan bir insan, Türk harsına ve camiasına mensubiyetini iddia ederse, buna inanmak doğru olmaz. Hâlbuki Adana'da Türkçe konuşmayan yirmi binden fazla vatandaş vardır. Eğer Türk Ocağı buna müsamaha gösterirse, gençler, siyasî, içtimaî bütün Türk teşekkülleri bu vaziyet karşısında bîhis kalırsa, en aşağı yüz seneden beri devam edegelen bu vaziyet daha yüzlerce sene devam edebilir. Bunun neticesi ne olur Efendiler? Herhangi bir felâket günümüzde bu insanlar başka dille konuşan insanlarla el ele vererek aleyhimize hareket edebilirler."
Hiç kimse, Cumhuriyetimizin kurucusu aziz Atatürk'ten daha ileri görüşlü olamaz!
Cumhuriyeti koruyanların kulağına küpe olsun.
- ‘Kürtçe’ diye bir dil yoktur / 01.01.2025
- Lanet olsun Emevilere! / 31.12.2024
- Atatürk’e kılıç çekeni Allah affetmez! / 30.12.2024
- Asgari ücretlinin ruhuna el Fatiha / 26.12.2024
- Atatürk’ün kurduğu fabrikalar nerede? / 24.12.2024
- Bize Atatürk yeter / 23.12.2024
- Bize Atatürk yeter / 23.12.2024
- ‘New York’a Türk bayrağı çeksen ne olur’ / 20.12.2024
- Siz kim, Atatürk kim! / 19.12.2024