Eğitim ve öğretim insanoğlunun dünyada var oluşundan beri isteyerek veya istemeyerek kendisini geliştirmek, yaşam konforunu, topluluk olarak birlikteliğini daha sağlıklı bir yapıya kavuşturabilmek için başvurduğu en önemli yoldur, yöntemdir.
Eğitimi ilk başta, ailede almaya başlayan insanoğlu, daha sonrasında okul hayatında iş hayatında ve bulunduğu bütün ortamlarda, öğretim ve eğitimini yaşadığı hayatın, her alanında devam ettirmektedir.
Yaratılıştan gelen fiziki ve ruhi çeşitlilik, coğrafi koşullar, beslenme, barınma, inanç biçimlerinin farklılığı çeşitli eğitim sistemlerinin doğmasına sebebiyet vermiştir.
Uzakdoğu'da yaşayan milletlerin eğitim ve öğretim sistemleri ile Ortadoğu'nun veya Batı'nın eğitim ve öğretim sistemleri birbirlerinin aynısı gözükse de, sebep sonuç ilişkisi bakımından eğitim ve öğretim sistemleri birbirlerinden farklıdırlar.
Batı'daki eğitim ve öğretim soyut kavramlardan arındırılmış olarak sekülarist bir mantıkla insana ben boyutunu vermeye çalışırken; fıtrattan gelen diğerkâmlık, yardımseverlik gibi toplumsal duyguları kendi içinde barındıramamasından dolayı, doğunun eğitim ve öğretim sistemi ile bağdaşması zordur.
Zaten Batı'nın da, Doğu'nun eğitim ve öğretim sistemini taklit etme veya alıntılama diye bir derdi de Rönesans'tan beri olmamıştır.
Haçlıların, yaşadığımız coğrafyaya defalarca saldırmaları neticesinde, savaş alanlarında alınan yenilgilere bağlı olarak toprak kayıplarımızın artması sonucunda, Osmanlı İmparatorluğu Tanzimat döneminde İngiliz eğitim ve öğretim modelini uygulamaya başlamış, daha sonra 1860'ların ikinci yarısından itibaren Fransız eğitim öğretim sistemine geçiş yapmıştır.
Cumhuriyet öncesinde, Osmanlı hinterlandı, her türden ve her çeşitten eğitim, öğretim kurumuna sahip binlerce misyoner okullarını barındıran çok karmaşık ve çarpık bir yapıda idi.
Cumhuriyet kuruluşu ile coğrafyamızda Türk gençliğinin ilim ve bilimle muasır medeniyet seviyesine ulaşabilmesi, Türk'ün örfüne ananevisine uygun yetiştirilebilmesi, cumhuriyet ilke ve inkılâplarını gelecek nesillere aktarılabilmek ve Cumhuriyeti ileriki yüzyıllara ulaştırabilmek uğruna merhum Gazi Mustafa Kemal Paşa eğitim ve öğretim de çok çeşitli eğitim sistemleri ortadan kaldırılıp tek bir modele 'Tevhid-i Tedrisat'a geçilmiştir.
Merhum Gazi Paşa'dan sonra Cumhuriyetimizin ilerleyen yıllarında, eğitim ve öğretim sistemimiz, temel ilkelerin uzaklaştırılıp, Batı'nın modamot taklitçisi haline getirilmiştir.
Maalesef iktidarın büyük harflerle ilan ettiği 'Maarif Yüzyılı' denilen eğitim sistemi, sunuş yoluyla öğretim (David AUSUBEL) ile bildiğimiz Ausubel modelinin devşirilmesinden başka bir şey değildir.
- Denizcilik İşletmeleri / 27.12.2024
- Savaşların kazananları! / 06.12.2024
- Ortadoğu’da gözü olanlar! / 25.10.2024
- Şam’ın ve Halep’in limanı Beyrut’tur! / 18.10.2024
- Kahire’deki Türk şehitliği! / 20.09.2024
- Kavimler göçü veya sığınmacılar! / 17.08.2024
- Avrupalıların keşif dediği ‘sömürü’! / 09.08.2024
- Top oynayan çocuklara atılan füze / 30.07.2024
- Kerbela! / 16.07.2024