Nisan ayında yayınlanan Uluslararası Şeffaflık Derneği'nin araştırmasına göre toplumun dörtte üçü Türkiye'de yolsuzluğun arttığını düşünürken, hükümetin yolsuzlukla mücadelede başarılı olduğunu düşünenlerin oranı yüzde 27'de kalıyor.
Ne demektir bu?
Toplumun % 73'ü, iktidar partisinin yolsuzlukla mücadele ettiğine inanmıyor.
Nasıl inansın ki! İBB'de bine yakın terörist var, diyerek aylardır gündem oluşturanlar, önlerine gelen milyarlarca (katrilyonlarca) liralık yolsuzluk-usulsüzlük iddiası olan dosyalarını yargıya vermemekte direniyor.
Tank-palet fabrikasını 50 milyon dolara Katar'a satıp (işletmesini devredip) 'ekonomiye soluk aldırdık' diyenler, 800 milyonluk Anka park batağı için ne tek kelime ediyor, ne de savcıların görev yapmasına müsaade ediyor.
Vakıflar, dernekler, kayyımlar, bürokratlar vs. Yollar bitiyor ama yolsuzluk örnekleri bitmiyor.
Aynı araştırmaya göre AKP seçmeninin yüzde 44'ü, MHP seçmeninin ise yüzde 63'ü son iki yılda yolsuzluğun arttığını düşünüyormuş.
Yine vatandaşların yüzde 77'si belediye ve yerel yönetimlerde, yüzde 75'i kamu kurumlarında, yüzde 74'ü medyada, yüzde 73'ü ise özel sektörde 'yolsuzluk var' diyor.
Bu vahim tabloyu siyasi lider ve partilerde inkar etmiyor. Hatta itiraf ediyorlar. Nasıl mı? 'seninki benden kara' tartışmalarıyla. Son örneğini izliyorsunuz! Görene, köre ne!
Bu vahim tabloyu kendi mahallelerinde görenlerde var. Örneğin Akit gazetesinde Abdürrahman Dilipak, 'AKP'nin işi zor' diyor.
Dilipak AKP'lilerin övünmeyi bırakıp 'biz nerede yanlış yaptık' diye düşünmeleri gerekir. Bu mesaj çok açık ve net. Pazar yanıyor, adalette sorun var.
Yerli ve milli mikro oligarklar, mafyacılık oynayan bir takım adamlar, kripto görünümlü birileri ortalıkta dolaşırken ve de AK Parti'nin vitrinindeki bir takım, 'AK Parti içinde yer bulmuş FETÖ'nün zihniyet ikizi bazı AK Parti'liler' ortalıkta dolaşıp, millete akıl verip, ahkam keserken AK Parti'nin işi zor.
Anlayana sivrisinek saz! Millet olup-bitenin farkında mı diye bakıyorum, yoo herkes halinden memnun gibi (!). Herkes, kendilerine açılan yolda güle ağlaya gidiyor.
Ak koyun da, kara koyunda, kendilerine ezberletilen sloganları tekrarlayıp duruyor sanki. Hele şu pandemi sürecinde yaşananlara bakınca, başımıza gelenler az bile. Üzgünüm ama durum bu" diyor köşesinden.
Sayın Dilipak'a soralım: Bugün mü anladınız? 1991'i, 1994'ü, 1998'i, 2 bini, 2002'yi, o yıllarda neler yaşandı, kimlerle neler konuşuldu, bilmiyor muydun?
Bu tip yazılarla AKP içinde bir kesimi öne atıp, kalanı aklama gayreti içinde olduğunuzu görmediğimizi mi zannediyorsunuz?
Yıllardan beri ifade ediyoruz: Türki siyaseti de, siyasetçileri de minnet altındadır. ABD'ye, AB'ye, NATO'ya, finans kuruluşu adındaki Yahudi sermayederlere, güncel tabirle yerli ve yabancı oligarklara hatta mafyaya karşı minnet altındadır.
Baksanıza! Dün başta ABD olmak üzere bir çok yabancı ülkenin elçileriyle, iş adamlarıyla görüşenler, toplantı yapanlar, davetlerine icap edenler bugün başkalarının aynı davet ve toplantılarına ateş püskürüyor.
Sedat Peker bu ülkede bir kesimin umudu olurken Alaattin Çakıcı ise diğer kesimin sesi oluyor.
İçişleri Bakanlığı yapmış, oğlu AKP milletvekili Mehmet Ağar bile 'bir tuğla çekilirse duvar' yıkılır sözleriyle, siyasilerin ve siyasetin ne derece karanlıkta olduğunu, minnet altında kaldığını ifade etmiştir.
Bize minnetsiz bir lider lazım
Evet, devletimize ve milletimize adı değil vicdanı ak, dünü ak, bugünü ak, yarını parlak bir lider lazım.
Siyasi ve sosyal olayları okuyabilen, anlayabilen ve elinde çözüm olan bir lider lazım.
Bize bilimle barışık, söylemleri matematikle uyumlu, kaynakları ispatlı, projeleri hazır bir lider lazım.
Bize, toplum ile kaynaşmış, insan ile gençler ile barışık, yaşlı ile yaşlı, genç ile genç, çocuk ile çocuk olabilen bir lider lazım.
Bize, insanları mezhebine, meşrebine, etnik kimliğine göre değerlendiren değil 'madem ki Allah (c.c) yarattı, muhatabımdır' diyen, onu olduğu gibi kabul eden bir lider lazım.
Hülasa devlet ve milletimize aklı hür, vicdanı hür, ihtiyaç duyduğu kudreti damarlarındaki asil kandan alan Hüseyin Baş lazımdır.
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025
- Alparslan Türkeş’in vefat yıl dönümünden önce / 07.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -2- / 06.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -1- / 05.04.2025
- Boykotun babasını yaptılar, yapıyorlar / 04.04.2025
- Erdoğan’ın ‘Filistin’ nöbeti / 03.04.2025
- İktidar sanki hiç sandık gelmeyecekmiş gibi hareket ediyor / 01.04.2025
- İslam dünyasında bayram! / 31.03.2025
- ‘Cebrail dua etti, bende amin dedim’ / 30.03.2025