Ülkemizin şu an kan ağlayan en dertli kesimi hiç şüphesiz tarım ve hayvancılıkla uğraşan köylümüz. Çiftçi isyanlarda ve çaresiz. Yıllardan beri çiftçilik ve hayvancılık yapan Eşref Şekerli, Gıda ve Tarım Bakanı Ahmet Eşref Fakıbaba'ya yol gösteren ve çözümü sunan bir açık mektup kaleme almış. Sadeleştirerek ve kısaltarak sunuyoruz. Devlet, köylü Mehmet ağayı dinlese tüm meselelerini bir çırpıda çözecek ama dinlemiyor. Kendilerine dikta edilen ithale dayalı bir sömürgecilik anlayışı ile köylüyü ve milleti terbiye etmeye çalışıyorlar.
* Bir taraftan devlet artık ticaret yapmasın özel sektöre devretmemiz lazım, dünya ile entegre olmamız lazım, dünyada hiçbir devlet ticaretle uğraşmıyor diyerek şeker fabrikalarının özelleştirilmesinin önünü açıyorken; diğer taraftan yeniden hayvan tüccarlığına soyunmak neyin nesi? Yapmaya çalıştığınız işlerin matematiksel izahı yok maalesef?
* Besilik dana ithalatını Et ve Süt Kurumuna verdiniz. Beş ay önce parasını aldığınız ya da kaporasını aldığınız hayvanları henüz teslim edemediniz. Çiftlikler boş, işçiler köpekleri yemliyor, patronlar ise Et ve Süt Kurumunun yolunu gözlüyor.
* Genç Çiftçi Projesi adı altında vatandaşa ne idüğü belirsiz yaratık gibi hayvanları verdiniz ve üstelik satmasını da yasakladınız, vatandaşın başına bela oldu.
* İki tane markette ucuza et sattırarak et fiyatlarını düşüreceğim dediniz, et fiyatları düşmedi aksine arttı.
* Şehirden köye göçene 300 koyun vereceğim dediniz. Sonra değiştirip şehirden göç edene değil köyde oturana dediniz. Sonra da biz hibe etmiyoruz, Tarım Kredi aracılığıyla kredibilitesi olana vereceğiz dediniz.
* Şimdi de 250.000 düve getireceğiz diyorsunuz. Bütün bunları da devlet kurumları aracılığıyla yapmak istediğinizi söylediniz. Diyelim ki, 250.000 düve getirdiniz, bunlar da doğurdu, süt vermeye başladı. Yem fiyatları %20 artmış, süt fiyatları istediğimiz standartta değil, gelen hayvanlarla birlikte süt üretimi artacak ve sütün fiyatı düşecek.
* Elinizdeki devlet gücünü ve avantajlarını kullanarak vatandaşın sizin yaptığınız ticareti tercih edeceğini zannediyorsunuz. Devlet ticaret yapacaksa, şeker fabrikalarını çalıştırmaya devam etsin. Devlet ticaret yapmayacaksa hayvan ticareti de yapmasın.
* 300 koyun projesine dağıtacak koyun yok bu ülkede. 250.000 düve dağıtmak istiyorsunuz, o kadar düve de yok.
* Yine Genç Çiftçi Projesi'nde olduğu gibi Kars'tan hayvanları getirip ithal hayvan diye iki tane müteahhit zengin edecek iseniz lütfen hayvanları yer değiştirmeyin. Hayvanların yer değiştirilmesi ile bu ülkede üretim artmaz.
* Bu ülkede mazot 5 TL'yi geçmiş, benzin 6 TL'ye gelmiş, yem son bir ayda %20'ye yakın zam görmüş; siz hiçbir şeyi ucuzlatamazsınız.
* Her gelen bakan iki yıl içerisinde ithalatı bitireceğini söylüyordu, onların hepsi gitti, size de yazık olmasın. Elinizde tek çözüm var o da ithalat. On yıl da geçse bu problemi çözemezsiniz.
* Tüketim her geçen gün artıyor, üretim maliyetleri artıyor. Köyler boşalıyor.
* Sadece dünyadaki soya üretiminde küçük bir aksaklık olması durumunda ülkemizde yem fiyatlarında %10 ila 20'lik artış oluyorsa; yarın Allah korusun bize yapılacak herhangi bir ambargoda hayvancılığımız hepten bitmiş olacak.
* Yanlış politikalarla at ve eşek nüfusunu da bayağı düşürdüğümüze göre geriye yiyecek çok da bir şey kalmıyor.
* Kısa ve öz; elinizdeki son üreticileri kaybetmeyin. Ticaret yapmak istiyorsanız şeker fabrikalarını çalıştırmaya devam edin. Yok, bizim ticaretle işimiz yok diyorsanız celepliği de bırakın.
* Kısacası istikrar lazım. Önümüze on yıllık bir projeksiyon koyun ve değiştirmeyin. Bu ülkenin insanı üretmesini de bilir çoğaltmasını da.
* Ülke savaşta, sesimiz çıkmıyor, şehitlerimiz var, devletimizin yanındayız, bizi ezmeyin?
* Bir taraftan devlet artık ticaret yapmasın özel sektöre devretmemiz lazım, dünya ile entegre olmamız lazım, dünyada hiçbir devlet ticaretle uğraşmıyor diyerek şeker fabrikalarının özelleştirilmesinin önünü açıyorken; diğer taraftan yeniden hayvan tüccarlığına soyunmak neyin nesi? Yapmaya çalıştığınız işlerin matematiksel izahı yok maalesef?
* Besilik dana ithalatını Et ve Süt Kurumuna verdiniz. Beş ay önce parasını aldığınız ya da kaporasını aldığınız hayvanları henüz teslim edemediniz. Çiftlikler boş, işçiler köpekleri yemliyor, patronlar ise Et ve Süt Kurumunun yolunu gözlüyor.
* Genç Çiftçi Projesi adı altında vatandaşa ne idüğü belirsiz yaratık gibi hayvanları verdiniz ve üstelik satmasını da yasakladınız, vatandaşın başına bela oldu.
* İki tane markette ucuza et sattırarak et fiyatlarını düşüreceğim dediniz, et fiyatları düşmedi aksine arttı.
* Şehirden köye göçene 300 koyun vereceğim dediniz. Sonra değiştirip şehirden göç edene değil köyde oturana dediniz. Sonra da biz hibe etmiyoruz, Tarım Kredi aracılığıyla kredibilitesi olana vereceğiz dediniz.
* Şimdi de 250.000 düve getireceğiz diyorsunuz. Bütün bunları da devlet kurumları aracılığıyla yapmak istediğinizi söylediniz. Diyelim ki, 250.000 düve getirdiniz, bunlar da doğurdu, süt vermeye başladı. Yem fiyatları %20 artmış, süt fiyatları istediğimiz standartta değil, gelen hayvanlarla birlikte süt üretimi artacak ve sütün fiyatı düşecek.
* Elinizdeki devlet gücünü ve avantajlarını kullanarak vatandaşın sizin yaptığınız ticareti tercih edeceğini zannediyorsunuz. Devlet ticaret yapacaksa, şeker fabrikalarını çalıştırmaya devam etsin. Devlet ticaret yapmayacaksa hayvan ticareti de yapmasın.
* 300 koyun projesine dağıtacak koyun yok bu ülkede. 250.000 düve dağıtmak istiyorsunuz, o kadar düve de yok.
* Yine Genç Çiftçi Projesi'nde olduğu gibi Kars'tan hayvanları getirip ithal hayvan diye iki tane müteahhit zengin edecek iseniz lütfen hayvanları yer değiştirmeyin. Hayvanların yer değiştirilmesi ile bu ülkede üretim artmaz.
* Bu ülkede mazot 5 TL'yi geçmiş, benzin 6 TL'ye gelmiş, yem son bir ayda %20'ye yakın zam görmüş; siz hiçbir şeyi ucuzlatamazsınız.
* Her gelen bakan iki yıl içerisinde ithalatı bitireceğini söylüyordu, onların hepsi gitti, size de yazık olmasın. Elinizde tek çözüm var o da ithalat. On yıl da geçse bu problemi çözemezsiniz.
* Tüketim her geçen gün artıyor, üretim maliyetleri artıyor. Köyler boşalıyor.
* Sadece dünyadaki soya üretiminde küçük bir aksaklık olması durumunda ülkemizde yem fiyatlarında %10 ila 20'lik artış oluyorsa; yarın Allah korusun bize yapılacak herhangi bir ambargoda hayvancılığımız hepten bitmiş olacak.
* Yanlış politikalarla at ve eşek nüfusunu da bayağı düşürdüğümüze göre geriye yiyecek çok da bir şey kalmıyor.
* Kısa ve öz; elinizdeki son üreticileri kaybetmeyin. Ticaret yapmak istiyorsanız şeker fabrikalarını çalıştırmaya devam edin. Yok, bizim ticaretle işimiz yok diyorsanız celepliği de bırakın.
* Kısacası istikrar lazım. Önümüze on yıllık bir projeksiyon koyun ve değiştirmeyin. Bu ülkenin insanı üretmesini de bilir çoğaltmasını da.
* Ülke savaşta, sesimiz çıkmıyor, şehitlerimiz var, devletimizin yanındayız, bizi ezmeyin?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Adem Birinci / diğer yazıları
- ‘Ben ve Ali bir nurdan yaratıldık’ / 09.04.2025
- Hz. Fatıma'yı incitmek / 27.03.2025
- Kâbe'nin Rabbine and olsun ki kurtuldum / 23.03.2025
- Kadir gecesi / 21.03.2025
- “Bana sorun” / 18.03.2025
- İmam Ali’nin dilinden Hz. Peygamber / 15.03.2025
- Gayretullah’a dokunmak… / 13.03.2025
- Ben vermekle emrolundum / 06.03.2025
- Her hususta zirve şahsiyet İmam Ali / 28.02.2025
- Allah’ın selam yolladığı Hz. Hatice / 26.02.2025
- Hz. Fatıma'yı incitmek / 27.03.2025
- Kâbe'nin Rabbine and olsun ki kurtuldum / 23.03.2025
- Kadir gecesi / 21.03.2025
- “Bana sorun” / 18.03.2025
- İmam Ali’nin dilinden Hz. Peygamber / 15.03.2025
- Gayretullah’a dokunmak… / 13.03.2025
- Ben vermekle emrolundum / 06.03.2025
- Her hususta zirve şahsiyet İmam Ali / 28.02.2025
- Allah’ın selam yolladığı Hz. Hatice / 26.02.2025