Türk milleti insanlık ailesinin en necip, en mümtaz mensubudur. Tarihî hakikatlerin ışığında olayları incelediğimizde bu gerçekle karşılaşıyoruz. Tarihin hiç bir döneminde esareti kabul etmemiş tek millet, Türk milletidir. Tasarrufunun ulaştığı her bölgede dili, dini, ırkı, ne olursa olsun tebaası olan bütün insanlara huzur ve saadeti taşıyan ecdadımız, tarihin en büyük ve en uzun ayakta kalan devletlerin kurucuları olmuşlardır. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün: "bağımsızlık benim karakterimdir" sözü, milletin karakterini de aynen yansıtmaktadır.
Tarihin başlangıcıyla sahneye konmaya başlanan çeşitli entrikalar, haksız uygulamalar; kin, intikam duygularıyla hazırlanan senaryolar ve türlü oyunlar; Türk karakterinin yapı taşlarını hiç bir zaman bozamamıştır. Bu millete, Yaratanın bir lütfu olan bağımsız yaşama arzusu, adalet, merhamet, şefkat, vefa gibi üstün his ve düşünceler her dönem ve her devirde bu oyunları boşa çıkarmıştır. Bu hakikat tarih sayfalarında dimdik ayakta durur.
Bu hislerle 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'nızı tebrik eder, ifade ettiği mananın bütün milletimize hayırlar getirmesini temenni ederim.
Bu eşsiz milletin mahvı için uğraşan 700'lü yılların Fener Patriği Grigorius'un Rus Çarı I. Aleksandr'a yazdığı ve Türklerin nasıl mahvedileceğine dair tavsiyeleri aynen şöyle.
"Türkleri maddeten ezmek ve yıkmak gayri mümkündür. Çünkü Türkler başka milletleri gurur ve ifrada sevk edecek zaferler önünde olduğu kadar, her türlü ümitleri kaybedecekleri mağlubiyetlere ve felaketlere karşı sakin, sabırlı ve mukavemetli insanlardır. Gayet mağrurdurlar ve izzeti nefislerine fevkalade düşkündürler. Ferdî iradelerin üstündeki hâdisâtı değişmez mukadderat sayma inancına sahiptirler. Bu inanışları dinlerine bağlılıklarından, kadere rıza göstermelerinden, ananelerinin kuvvetinden, padişahlarına kumandanlarına, büyüklerine olan itaat duygularından gelmektedir. Türkler zekidirler ve kendilerini müspet yolda sevk ü idare edecek reislere sahip oldukça da çalışkandırlar.
Gayet kanaatkârdırlar. Onların bütün meziyetleri hatta kahramanlık ve şecaat duyguları da ananelerine olan bağlılıklarından ahlaklarının selahet ve safiyetinden, bilhassa dini ve manevi hayatlarını tanzim ve tedvin eden şahsiyetlere olan bağlılık ve hürmetlerinden gelmektedir. Türkleri evvela bu din ve maneviyat şahsiyetlerinden mahrum bırakmak, buhran anlarında irşad vazifesini ifa edecek şahsiyet ve mihraklardan nasipsiz kılmak icab eder. Bunun da kestirme yolu, dini ve manevi hayatı temsil eden teşkilat ve şahsiyetleri milletleri üzerinde müessir kudret halinden çıkarmaktır. Manevi mihraklardan mahrum oldukları gün Türkleri, kendilerinden şeklen çok kudretli, kalabalık ve zahiren hakim kuvvetler önünde zafere götüren asıl kuvvetleri sarsılacak; ve ancak o zaman maddi vesaitin faikiyetine istinat edilerek Türkleri yıkmak mümkün değildir."
(Kaynak: Dini ve Milli Bütünlüğümüze Yönelik Tehditler, Prof. Dr. Haydar Baş.)
Durum dün böyleyken, acaba bugün nasıldır, diye sormak lazımdır.
Bir örnek diğer misalleri de temsil edecektir: Fener Rum Patriği Bartholomeos'un Ekümeniklik davasının getireceği tehlikeli neticeler...
Türk Milleti bugün, her zamankinden daha uyanık, daha dikkatli olmak zorundadır. Bu necip millet; tarihiyle, geleceğiyle, insanlığın son umudu, tek kurtuluş çaresidir. Yeter ki bunun farkına varmış nesilleri yetiştirmeyi biz başarmış olalım.
Tarihin başlangıcıyla sahneye konmaya başlanan çeşitli entrikalar, haksız uygulamalar; kin, intikam duygularıyla hazırlanan senaryolar ve türlü oyunlar; Türk karakterinin yapı taşlarını hiç bir zaman bozamamıştır. Bu millete, Yaratanın bir lütfu olan bağımsız yaşama arzusu, adalet, merhamet, şefkat, vefa gibi üstün his ve düşünceler her dönem ve her devirde bu oyunları boşa çıkarmıştır. Bu hakikat tarih sayfalarında dimdik ayakta durur.
Bu hislerle 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'nızı tebrik eder, ifade ettiği mananın bütün milletimize hayırlar getirmesini temenni ederim.
Bu eşsiz milletin mahvı için uğraşan 700'lü yılların Fener Patriği Grigorius'un Rus Çarı I. Aleksandr'a yazdığı ve Türklerin nasıl mahvedileceğine dair tavsiyeleri aynen şöyle.
"Türkleri maddeten ezmek ve yıkmak gayri mümkündür. Çünkü Türkler başka milletleri gurur ve ifrada sevk edecek zaferler önünde olduğu kadar, her türlü ümitleri kaybedecekleri mağlubiyetlere ve felaketlere karşı sakin, sabırlı ve mukavemetli insanlardır. Gayet mağrurdurlar ve izzeti nefislerine fevkalade düşkündürler. Ferdî iradelerin üstündeki hâdisâtı değişmez mukadderat sayma inancına sahiptirler. Bu inanışları dinlerine bağlılıklarından, kadere rıza göstermelerinden, ananelerinin kuvvetinden, padişahlarına kumandanlarına, büyüklerine olan itaat duygularından gelmektedir. Türkler zekidirler ve kendilerini müspet yolda sevk ü idare edecek reislere sahip oldukça da çalışkandırlar.
Gayet kanaatkârdırlar. Onların bütün meziyetleri hatta kahramanlık ve şecaat duyguları da ananelerine olan bağlılıklarından ahlaklarının selahet ve safiyetinden, bilhassa dini ve manevi hayatlarını tanzim ve tedvin eden şahsiyetlere olan bağlılık ve hürmetlerinden gelmektedir. Türkleri evvela bu din ve maneviyat şahsiyetlerinden mahrum bırakmak, buhran anlarında irşad vazifesini ifa edecek şahsiyet ve mihraklardan nasipsiz kılmak icab eder. Bunun da kestirme yolu, dini ve manevi hayatı temsil eden teşkilat ve şahsiyetleri milletleri üzerinde müessir kudret halinden çıkarmaktır. Manevi mihraklardan mahrum oldukları gün Türkleri, kendilerinden şeklen çok kudretli, kalabalık ve zahiren hakim kuvvetler önünde zafere götüren asıl kuvvetleri sarsılacak; ve ancak o zaman maddi vesaitin faikiyetine istinat edilerek Türkleri yıkmak mümkün değildir."
(Kaynak: Dini ve Milli Bütünlüğümüze Yönelik Tehditler, Prof. Dr. Haydar Baş.)
Durum dün böyleyken, acaba bugün nasıldır, diye sormak lazımdır.
Bir örnek diğer misalleri de temsil edecektir: Fener Rum Patriği Bartholomeos'un Ekümeniklik davasının getireceği tehlikeli neticeler...
Türk Milleti bugün, her zamankinden daha uyanık, daha dikkatli olmak zorundadır. Bu necip millet; tarihiyle, geleceğiyle, insanlığın son umudu, tek kurtuluş çaresidir. Yeter ki bunun farkına varmış nesilleri yetiştirmeyi biz başarmış olalım.
Ali Haydar Aktaş / diğer yazıları
- IMF'nin kurban listesi / 05.11.2002
- Misyonerler, yarınlarımızı karartıyor / 02.11.2002
- Türkler geliyor / 31.10.2002
- ABD, yeni bir mâsum katliamına hazırlanıyor / 21.10.2002
- Vatandaş, BTP gerçeğinin farkında / 18.10.2002
- Milletin geleceğini düşünen tek parti BTP / 16.10.2002
- Milletin başına 'Baş' geliyor / 11.10.2002
- Batı'nın sömürge anlayışında dinin fonksiyonu / 28.09.2002
- Bağımsızlıkbir milletin vazgeçilmezidir / 26.09.2002
- Milli ekonomi şart / 20.09.2002
- Misyonerler, yarınlarımızı karartıyor / 02.11.2002
- Türkler geliyor / 31.10.2002
- ABD, yeni bir mâsum katliamına hazırlanıyor / 21.10.2002
- Vatandaş, BTP gerçeğinin farkında / 18.10.2002
- Milletin geleceğini düşünen tek parti BTP / 16.10.2002
- Milletin başına 'Baş' geliyor / 11.10.2002
- Batı'nın sömürge anlayışında dinin fonksiyonu / 28.09.2002
- Bağımsızlıkbir milletin vazgeçilmezidir / 26.09.2002
- Milli ekonomi şart / 20.09.2002