İlkesizlik ve ölçüsüzlük Türk siyasetini bitiriyor. Ama orada kalmıyor ki? Türk devleti savruluyor. Türk milleti dağılıyor. Türk ailesi çatırdıyor. İslam bozuluyor. Adalet ve asayiş yok oluyor.Devlet ve milleti ayakta tutacak ne kaldı ki geriye?Dostu belli olmayanın, dostlukla ilgili ilkesi ve esası kalmayanın; düşmanı belli olmaz? At izi it izine karışır; dost kim, düşman kim fark edilemez.AKP hükümetinin, bir "dost ve düşman" tanımı var mı, varsa bu tanımlarındaki ilke ve esas ne; varsa bir bilen, anlatsın Allah aşkına? Yok!Türkiye, son 10-15 yıldan bu yana böylesi vahim bir ilkesizlikle savruluyor? Ne kırmızı çizgilerimiz kaldı, ne haddini bilen var!Bağbozumu yaşıyoruz ve bu bağbozumunda AKP hükümeti çok özel maharet sergiliyor.2-3 milyon Müslümanın katledildiği, 100-150 bin kadının namusunun kirletildiği, gelinen noktada artık tekbirlerle pervasızca kafaların uçurulduğu BOP sürecinde, AKP hükümetinin elindeki Türk devleti ve milleti, ne idüğü belirsiz bir hal almıştır.Bugüne kadar R. T. Erdoğan'ın bir dediği bir dediğini tutmuyordu... Bu vaziyete ilave olarak, yeni Türkiye'de artık Erdoğan'ın dediği A. Davutoğlu'nun ve M. Çavuşoğlu'nun dediğini tutmuyor. Çavuşoğlu'nun dediği, Davutoğlu'nun konuştuklarına uymuyor? Türkiye ise "ahbap-çavuş" ilişkileriyle sürükleniyor.Dün, kardeşim Esad diyor; bugün zalim Esad diye gürlüyorlar.Çarşamba günü NATO'nun Libya'da ne işi var diyor, Perşembe günü Libya'yı bombalayan NATO savaş uçaklarını İzmir'imizden kaldırtıyorlar.Pazar günü PKK ile açılım süreci" başlatıyor, Pazartesi günü PKK'yı terör örgütü olarak defe koyuyorlar.Ankara'nın bu vaziyeti, IŞİD vahşeti ve Kobani kuşatmasında küresel ölçekte gün yüzüne çıktı, belirginleşti.Yeter ki, Esad'ı da IŞİD çuvalına koyalım, ovada-Kobani'de, karada-havada her türlü mücadeleye varız, dediler. MHP ile işbirliği içinde tezkereyi çıkarttılar. Lakin Amerikaları, Esad takıntınızdan kurtulun, 8-9 ay önce bizi madara eden Rusya'yı tekrar başımıza sarmayalım, diye ikaz edince, patinajlı bir viraj alıverdiler. Birkaç günden beri de, IŞİD meğer teröristmiş, mücadele etmek lazım, diyerek, mücadele niyeti göstermeye başladılar. Yahudi mahallesinin çocuğu Barzani'nin yaptığı gibi, IŞİD'in topla-tankla hedef aldığı Kobani'yi ve Alevi Kürtlerini 10-15 gün yapayalnız bıraktılar. Prof. Dr. Haydar Baş, Kobani'deki yanlızlığın şifresini kırıp "BOP'un arka planında Arz-ı Mev'ud eksenli Büyük İsrail projesi yatıyor; ırganamıyorlar" diye deşifre edince; timsah göz yaşlarıyla cemaat halinde Kobani ağıtı yakmaya başladılar, fenersiz yakalanmanın telaşıyla açtıkları idare-i maslahat koridorundan Kürt Alevilerin boşalttığı Kobani'ye Yahudi Peşmergelerini doluşturuyorlar? Oyun içinde oyunu fark eden PYD ise, silah ve mühimmat verin yeter; adamlarınıza ihtiyaç yok, çıkışı yapmak durumunda kalıyor. Havada, bulutların üzerindeki Erdoğan, "Kobani'de IŞİD ile savaşan PYD bizim için PKK ile aynı türden bir terör örgütü, Amerika'nın bizden PYD'ye yardım etmemizi istemesi yanlıştır, hayır deriz, kabul etmeyiz" dediği saatlerde, karada Davutoğlu ve Çavuşoğlu tam tersini söylüyorlar. Kobani'ye koridor açtıklarını, Peşmergelerin Kobani'ye ulaşmasını sağladıklarını açıklıyorlar.Türkiye, havada başka, karada başka konuşuyor; düştüğümüz hale bakın? Amerika'nın herhangi bir eyaleti bile böyle ikircikli bir siyasi vahamet yaşamıyor!Amerika isteyince, AKP hükümeti hazır ola geçiyor, PYD'ye yardım kapıları açıyor; Türkiye U dönüşü yaptı diye İngilizlerin bile diline düşüyoruz... Fakat ABD yönünden içeriye doğru dönünce; PYD, PKK gibi terör örgütü diye konuşuyor Erdoğan, Davutoğlu ve Çavuşoğlu.Türkiye'yi savuran AKP'nin bu ilkesiz duruşunun bir benzerini, MHP sergiliyor. Tezkere'nin çıkartılmasında AKP'ye koltuk değnekliği yapan MHP, tezkere gereği Peşmergeler Türkiye-Kobani'ye koridorundan geçirilince, basıyor yaygarayı? Türkiye'ye yabancı asker konuşlandırılmasına imkan veren tezkereyi geçirten MHP, yaygarayı basan da yine MHP? MHP'lilerin okur-yazarlığı yok, diyelim; sağır sultanların bile duyduğu "yabancı askerlerin konuşlandırılması" maddesini hiç mi duymadılar? Böylesi ilkesiz siyasiler eliyle Türk devleti ve milleti nereye kadar gidebilir; bunu görmek için kâhin olmaya gerek yok? Zira görünen köy kılavuz istemez.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019