Avrupa Birliği üyesi ülkeler, iflas bayrağı çekmeye devam ediyorlar.
Siz bakmayın Ankara’daki yarım-yamalak siyaset takımının pembe tablolarına…
Ankara’dakilerin kapı kulu oldukları ağabeyleri ve Türk milletini peşlerine taktıkları AB şefleri can çekişiyor, iflasla cebelleşiyorlar.
Kural bellidir:
Yarım doktor “can”dan,
yarım hoca “iman”dan,
yarım ekonomist “mal”dan,
yarım siyasetçi “vatan”dan eder.
Maalesef Türkiye, yarım adamların eliyle her şeyini kaybediyor.
Türkiye’nin akıbetinin AB’nin iflasından daha beter olacağını görmek için kahin olmaya gerek yok… Yaşanan gelişmelere karşı gözü ve kalbi kapalı olmamak yeter!
BTP genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, AB’nin iflasını ve Türkiye’nin AB’den beter akıbetini, yıllardan beri haykırıyor.
Ankara’dakilerin gözü kör, kulağı sağır, kalbi mühürlü ise ne yapsın Haydar Hoca!
Prof. Dr. Baş, AB’nin para birliğine geçtiği günün akşamı Berlin’de yaptığı kamuoyuna açık toplantıda, para birliğinin Avrupa birliği üyesi devletleri iflasa sürükleyip AB’yi dağıtacağına dikkat çekiyor.
Para birliği süreciyle AB Merkez Bankası’na bağımlı olmaları, dolayısıyla kaynak ve üretimleri karşılığında yeterli oranda emisyonlarını genişletememeleri, Avrupa Birliği üyesi devletleri için “idam ilmeği” ve “iflas bayrağı”dır.
20 Aralık 2004’teki BTP 2. Olağan Kongresinde ise şunu söylüyor Prof. Dr. Baş: “İlim adamı olarak konuşuyorum. AB çöküşe gidiyor. Şu anda Türkiye’nin yaşadığı kaderi Avrupa tek tek daha fazlasıyla yaşayacak. Buna mukabil BTP döneminde Türkiye, 2 yıl içinde Avrupa’yı, 3 yıl içinde ABD’yi geçecek ve 4 yılda kainat devleti olma vasfını elde edecektir.”
Prof. Dr. Baş, 14 Şubat 2005 tarihinde Meltem TV’deki Haftanın Sohbeti’nde şu açık ikazı yapıyor:
“Avrupa Birliği süratle çöküşe, gidiyor. Madde 1: AB yeraltı kaynakları bitirmiştir. Madde 2: Avrupa’nın nüfusu ihtiyarlamıştır. Madde 3: Ki en önemlisi, birliğe geçtikten sonra Avrupa, emisyonunu genişletme kabiliyetini kaybetmiştir. Şunu bir kenara yazın, bundan sonra Avrupa her gün para darlığına girecek, para darlığı yaşayacaktır. Emisyonunu yeterli oranda genişletemediği için, istese de istemese de, sonunda deflasyon sürecine sürüklenecek, hatta bu durum ciddi derecede işsizliğe yol açacak. Böylece Alman ekonomisinin o şaşaalı, mutantan dönemi sona erecektir, diye biz söylemiştik. Almanya, üretime mukabil senyoraj hakkını kullanması lazım. Bunu yapamadığı için borçlanmaya giriyor. 3–4 yıl içinde Türkiye’den daha büyük borçlanmaya girecek. Bu kritik kaderi, sadece Almanya olarak değil, AB olarak tüm dünya yaşamaktadır, yaşayacaktır… Onun için sadece Almanya değil AB ülkelerinin en uzun ömrü 12–13, bilemedin 15 yıldır. AB çöküşe mahkumdur. Hiç kimse sizi kandırmasın; bu, ilmî gerçektir, realitedir” diyor (Görsel belge için bkz. http://tr-Tr.facebook.com/video/video.php?v=102935416395061).
Papaz Malthus ekonomisi olan liberal-kapitalizmin kaderi iflastır, batmaktır. AB ülkesi de olsa, Türkiye de olsa, bu papaz ekonomisine teslim olanlar iflas etmeye mahkumdur.
Nitekim Almanya, İspanya, Yunanistan, İrlanda, Romanya, Macaristan, Kıbrıs Rum kesimi, Prof. Dr. Baş’ın on-on beş sene önce haber verdiği bu ekonomik iflası yaşıyor.
Kapitalizmin kalbi ve kaleleri tek tek çöküyor.
Artık yeni şeyler söylemez lazım cancağızım, der Hz Mevlana… Prof. Dr. Baş’ın Milli Ekonomi Modeli, İslam ve Türk tarihi kadar köklü ve fakat tüm ezberleri bozan yepyeni bir şey, yepyeni bir tez, yepyeni bir modeldir.
Prof. Dr. Baş’ın, Türkiye’nin iflasına ilişkin de benzer teşhisleri vardır. Türkiye de, AB’nin ifasından beter bir akıbete karga-tulumba sürükleniyor.
Türkiye, AB üyesi ülkelerin yaşadığı senyoraj hakkını kullanamama ve emisyon darlığını 20-25 yıldan beri yaşıyor. Türkiye, başkalarının karşılıksız maliyetli banknotlarına mahkum ediliyor… Türkiye’nin iflasının başlangıç noktası burasıdır.
Böylece Türk milleti ve devleti, bir taraftan ecnebilerin faizli banknotlarıyla tüm varlık, işletme ve kaynaklarını kaybediyor, kamuya gelir ve katma değer sağlayan hiçbir kaynağı kalmıyor. Diğer taraftan ise devlet de, millet de borca battıkça batıyor.
Başbakan’ın, kaynağımız yok, madenimiz yok, petrolümüz yok, dediği nokta bu işte… Anlayana diyor ki Erdoğan, her şeyimizi sattık, özelleştirme furyasıyla her şeyimizi ecnebilere verdik, millet için artık elde avuçta bir şey yok!
AKP hükümeti, içten ve dıştan emanet paralarla peynir gemisi, pardon devlet gemisi yürütüyor. Taşıma su ile devlet çarkını döndürüyor.
Taşıma su ile değirmen döner mi? Dönmez!
Ankara’dakilerin kapitalist AB şefleri bir bir iflas edip batarken, kendilerinin ayakta kalacağını düşünüyor olmaları kadar abes ve akıl dışı bir vaziyet yoktur. Bakırköy Akıl hastanesindekiler dahi böyle düşünemez.
Prof. Dr. Baş, Milli Ekonomi Modeli ve Sosyal Devlet projeleriyle Türkiye’nin ve dünyanın iflastan ve batmaktan kurtulmanın formüllerini ortaya koydu. Hesap ortada, kitap ortada… Tercih milletindir.
Siz bakmayın Ankara’daki yarım-yamalak siyaset takımının pembe tablolarına…
Ankara’dakilerin kapı kulu oldukları ağabeyleri ve Türk milletini peşlerine taktıkları AB şefleri can çekişiyor, iflasla cebelleşiyorlar.
Kural bellidir:
Yarım doktor “can”dan,
yarım hoca “iman”dan,
yarım ekonomist “mal”dan,
yarım siyasetçi “vatan”dan eder.
Maalesef Türkiye, yarım adamların eliyle her şeyini kaybediyor.
Türkiye’nin akıbetinin AB’nin iflasından daha beter olacağını görmek için kahin olmaya gerek yok… Yaşanan gelişmelere karşı gözü ve kalbi kapalı olmamak yeter!
BTP genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, AB’nin iflasını ve Türkiye’nin AB’den beter akıbetini, yıllardan beri haykırıyor.
Ankara’dakilerin gözü kör, kulağı sağır, kalbi mühürlü ise ne yapsın Haydar Hoca!
Prof. Dr. Baş, AB’nin para birliğine geçtiği günün akşamı Berlin’de yaptığı kamuoyuna açık toplantıda, para birliğinin Avrupa birliği üyesi devletleri iflasa sürükleyip AB’yi dağıtacağına dikkat çekiyor.
Para birliği süreciyle AB Merkez Bankası’na bağımlı olmaları, dolayısıyla kaynak ve üretimleri karşılığında yeterli oranda emisyonlarını genişletememeleri, Avrupa Birliği üyesi devletleri için “idam ilmeği” ve “iflas bayrağı”dır.
20 Aralık 2004’teki BTP 2. Olağan Kongresinde ise şunu söylüyor Prof. Dr. Baş: “İlim adamı olarak konuşuyorum. AB çöküşe gidiyor. Şu anda Türkiye’nin yaşadığı kaderi Avrupa tek tek daha fazlasıyla yaşayacak. Buna mukabil BTP döneminde Türkiye, 2 yıl içinde Avrupa’yı, 3 yıl içinde ABD’yi geçecek ve 4 yılda kainat devleti olma vasfını elde edecektir.”
Prof. Dr. Baş, 14 Şubat 2005 tarihinde Meltem TV’deki Haftanın Sohbeti’nde şu açık ikazı yapıyor:
“Avrupa Birliği süratle çöküşe, gidiyor. Madde 1: AB yeraltı kaynakları bitirmiştir. Madde 2: Avrupa’nın nüfusu ihtiyarlamıştır. Madde 3: Ki en önemlisi, birliğe geçtikten sonra Avrupa, emisyonunu genişletme kabiliyetini kaybetmiştir. Şunu bir kenara yazın, bundan sonra Avrupa her gün para darlığına girecek, para darlığı yaşayacaktır. Emisyonunu yeterli oranda genişletemediği için, istese de istemese de, sonunda deflasyon sürecine sürüklenecek, hatta bu durum ciddi derecede işsizliğe yol açacak. Böylece Alman ekonomisinin o şaşaalı, mutantan dönemi sona erecektir, diye biz söylemiştik. Almanya, üretime mukabil senyoraj hakkını kullanması lazım. Bunu yapamadığı için borçlanmaya giriyor. 3–4 yıl içinde Türkiye’den daha büyük borçlanmaya girecek. Bu kritik kaderi, sadece Almanya olarak değil, AB olarak tüm dünya yaşamaktadır, yaşayacaktır… Onun için sadece Almanya değil AB ülkelerinin en uzun ömrü 12–13, bilemedin 15 yıldır. AB çöküşe mahkumdur. Hiç kimse sizi kandırmasın; bu, ilmî gerçektir, realitedir” diyor (Görsel belge için bkz. http://tr-Tr.facebook.com/video/video.php?v=102935416395061).
Papaz Malthus ekonomisi olan liberal-kapitalizmin kaderi iflastır, batmaktır. AB ülkesi de olsa, Türkiye de olsa, bu papaz ekonomisine teslim olanlar iflas etmeye mahkumdur.
Nitekim Almanya, İspanya, Yunanistan, İrlanda, Romanya, Macaristan, Kıbrıs Rum kesimi, Prof. Dr. Baş’ın on-on beş sene önce haber verdiği bu ekonomik iflası yaşıyor.
Kapitalizmin kalbi ve kaleleri tek tek çöküyor.
Artık yeni şeyler söylemez lazım cancağızım, der Hz Mevlana… Prof. Dr. Baş’ın Milli Ekonomi Modeli, İslam ve Türk tarihi kadar köklü ve fakat tüm ezberleri bozan yepyeni bir şey, yepyeni bir tez, yepyeni bir modeldir.
Prof. Dr. Baş’ın, Türkiye’nin iflasına ilişkin de benzer teşhisleri vardır. Türkiye de, AB’nin ifasından beter bir akıbete karga-tulumba sürükleniyor.
Türkiye, AB üyesi ülkelerin yaşadığı senyoraj hakkını kullanamama ve emisyon darlığını 20-25 yıldan beri yaşıyor. Türkiye, başkalarının karşılıksız maliyetli banknotlarına mahkum ediliyor… Türkiye’nin iflasının başlangıç noktası burasıdır.
Böylece Türk milleti ve devleti, bir taraftan ecnebilerin faizli banknotlarıyla tüm varlık, işletme ve kaynaklarını kaybediyor, kamuya gelir ve katma değer sağlayan hiçbir kaynağı kalmıyor. Diğer taraftan ise devlet de, millet de borca battıkça batıyor.
Başbakan’ın, kaynağımız yok, madenimiz yok, petrolümüz yok, dediği nokta bu işte… Anlayana diyor ki Erdoğan, her şeyimizi sattık, özelleştirme furyasıyla her şeyimizi ecnebilere verdik, millet için artık elde avuçta bir şey yok!
AKP hükümeti, içten ve dıştan emanet paralarla peynir gemisi, pardon devlet gemisi yürütüyor. Taşıma su ile devlet çarkını döndürüyor.
Taşıma su ile değirmen döner mi? Dönmez!
Ankara’dakilerin kapitalist AB şefleri bir bir iflas edip batarken, kendilerinin ayakta kalacağını düşünüyor olmaları kadar abes ve akıl dışı bir vaziyet yoktur. Bakırköy Akıl hastanesindekiler dahi böyle düşünemez.
Prof. Dr. Baş, Milli Ekonomi Modeli ve Sosyal Devlet projeleriyle Türkiye’nin ve dünyanın iflastan ve batmaktan kurtulmanın formüllerini ortaya koydu. Hesap ortada, kitap ortada… Tercih milletindir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019