Suriye krizi baş gösterdiğinden bu yana zıt kutuplarda olan Türkiye ile Rusya, kriz uzadıkça farkında olmadan ortak bir noktada buluşmaya doğru gidiyorlardı.
Türkiye milyonlarca sığınmacı ve Suriye bataklığında türeyen çok sayıda terör örgütlüyle yüzleşmek zorunda kalıyor, Batı ülkeleriyle başka cephelerde mücadele içerisinde olan Rusya ise krizin çözümünün uzamasından endişe duyuyordu.
İşte tam böyle bir noktada Türkiye ile Rusya arasını açacak bir gerilimin düğmesine basıldı.
Rusya'ya ait bir savaş uçağının 24 Kasım 2015'te Türk Hava Kuvvetleri tarafından düşülmesiyle Türkiye ile Rusya tarihlerinde hiç olmadığı kadar büyük bir gerilimin içine sürüklendi.
Ne Türkiye ne de Rusya bu hadiseden kârlı çıkmadı.
Ukrayna yüzünden Avrupa'yla gerilim yaşayan Rusya, bir de Türkiye ile hiç istemediği bir krizin içerisinde buldu kendini.
Türkiye ise en fazla tehdidin yöneldiği bir bölge olan Suriye'ye ne havadan ne de karadan müdahale edemez hale geldi.
Bu krizden en fazla Irak'ın kuzeyindeki Barzani öncülüğündeki oluşumun
Suriye ayağının PKK/PYD eliyle kurulmasını isteyen güçler fayda sağladı.
Yani önce Kürt devleti kurarak, sonra Büyük İsrail hayalleri kuran ABD ve İsrail'in başını çektiği ülkeler, bu gerilimden tek kârlı çıkan taraf oldu.
Rus uçağının düşürülmesinden sonra yaşananlar hem Rusya'nın hem de Türkiye'nin gerçekleri görmesine olanak sağladı.
Türkiye'nin FETÖ gerçeğiyle yüzleşmesiyle de Rus uçağının düşürülmesinde bile FETÖ parmağı olabileceği yönünde ciddi bilgiler gelmeye başladı.
Yani şerden hayır çıktı.
Türkiye ile Rusya bugün gerilimin içine sürüklenmeden önceki durumdan daha fazla yakınlaştı.
Bu noktaya gelinebilmesinin Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın hamleleri sayesinde mümkün olduğunu ifade etmek gerekiyor.
Güney sınırlarına dün çok kapsamlı bir askeri sevkiyat gerçekleştiren Türkiye, Irak ve belki de Suriye'ye yönelik kara operasyonuna hazırlık yapıyor.
Bence MİT Başkanı Hakan Fidan ve Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar, Salı günü Rusya'yı ziyaret ederek, Rusya Genelkurmay Başkanı Valeriy Gerasimov ile 'askeri işbirliğini' ele aldı.
Türkiye'nin askeri sevkiyatının bu görüşmeyle eş zamanlı olarak artması, Türkiye ile Rusya'nın asgari müşterekte buluştuğunu gösteriyor.
Doğruya doğru, ABD başta olmak üzere Türkiye'nin müttefik saydığı küresel güçleri kızdırmayı bile göze alarak Rusya ile normalleşme için gerekli bütün adımları atan Cumhurbaşkanı Erdoğan onay vermesi bu hamlelerin hiçbiri yapılamazdı.
Prof. Dr. Haydar Baş, yıllardır ifade ettiği, 'Türkiye toprakları üzerinde emelleri olmayan devletlerle işbirliği yapılmalı' tavsiyesiyle kastettiği şey işte böyle işbirlikleriydi.
Batı'dan darbe üzerine darbe yiyen Türkiye, Rusya'ya yakınlaşarak kim ne derse desin doğru yoldadır.
Geçmişte Batılı sözde müttefiklerimiz yüzünden düştüğümüz girdaplara yeniden sürüklenmek istemiyorsak Türkiye, Rusya ile yakınlaşma yolunda sonunda kadar gitmelidir.
Hem Türkiye'nin, hem Rusya'nın hem de İslam coğrafyasının çıkarları bu ortaklık sayesinde korunabilecektir.
Türkiye milyonlarca sığınmacı ve Suriye bataklığında türeyen çok sayıda terör örgütlüyle yüzleşmek zorunda kalıyor, Batı ülkeleriyle başka cephelerde mücadele içerisinde olan Rusya ise krizin çözümünün uzamasından endişe duyuyordu.
İşte tam böyle bir noktada Türkiye ile Rusya arasını açacak bir gerilimin düğmesine basıldı.
Rusya'ya ait bir savaş uçağının 24 Kasım 2015'te Türk Hava Kuvvetleri tarafından düşülmesiyle Türkiye ile Rusya tarihlerinde hiç olmadığı kadar büyük bir gerilimin içine sürüklendi.
Ne Türkiye ne de Rusya bu hadiseden kârlı çıkmadı.
Ukrayna yüzünden Avrupa'yla gerilim yaşayan Rusya, bir de Türkiye ile hiç istemediği bir krizin içerisinde buldu kendini.
Türkiye ise en fazla tehdidin yöneldiği bir bölge olan Suriye'ye ne havadan ne de karadan müdahale edemez hale geldi.
Bu krizden en fazla Irak'ın kuzeyindeki Barzani öncülüğündeki oluşumun
Suriye ayağının PKK/PYD eliyle kurulmasını isteyen güçler fayda sağladı.
Yani önce Kürt devleti kurarak, sonra Büyük İsrail hayalleri kuran ABD ve İsrail'in başını çektiği ülkeler, bu gerilimden tek kârlı çıkan taraf oldu.
Rus uçağının düşürülmesinden sonra yaşananlar hem Rusya'nın hem de Türkiye'nin gerçekleri görmesine olanak sağladı.
Türkiye'nin FETÖ gerçeğiyle yüzleşmesiyle de Rus uçağının düşürülmesinde bile FETÖ parmağı olabileceği yönünde ciddi bilgiler gelmeye başladı.
Yani şerden hayır çıktı.
Türkiye ile Rusya bugün gerilimin içine sürüklenmeden önceki durumdan daha fazla yakınlaştı.
Bu noktaya gelinebilmesinin Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın hamleleri sayesinde mümkün olduğunu ifade etmek gerekiyor.
Güney sınırlarına dün çok kapsamlı bir askeri sevkiyat gerçekleştiren Türkiye, Irak ve belki de Suriye'ye yönelik kara operasyonuna hazırlık yapıyor.
Bence MİT Başkanı Hakan Fidan ve Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar, Salı günü Rusya'yı ziyaret ederek, Rusya Genelkurmay Başkanı Valeriy Gerasimov ile 'askeri işbirliğini' ele aldı.
Türkiye'nin askeri sevkiyatının bu görüşmeyle eş zamanlı olarak artması, Türkiye ile Rusya'nın asgari müşterekte buluştuğunu gösteriyor.
Doğruya doğru, ABD başta olmak üzere Türkiye'nin müttefik saydığı küresel güçleri kızdırmayı bile göze alarak Rusya ile normalleşme için gerekli bütün adımları atan Cumhurbaşkanı Erdoğan onay vermesi bu hamlelerin hiçbiri yapılamazdı.
Prof. Dr. Haydar Baş, yıllardır ifade ettiği, 'Türkiye toprakları üzerinde emelleri olmayan devletlerle işbirliği yapılmalı' tavsiyesiyle kastettiği şey işte böyle işbirlikleriydi.
Batı'dan darbe üzerine darbe yiyen Türkiye, Rusya'ya yakınlaşarak kim ne derse desin doğru yoldadır.
Geçmişte Batılı sözde müttefiklerimiz yüzünden düştüğümüz girdaplara yeniden sürüklenmek istemiyorsak Türkiye, Rusya ile yakınlaşma yolunda sonunda kadar gitmelidir.
Hem Türkiye'nin, hem Rusya'nın hem de İslam coğrafyasının çıkarları bu ortaklık sayesinde korunabilecektir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Orhan Dede / diğer yazıları
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Bu Numan helak olur! / 14.10.2024
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Bu Numan helak olur! / 14.10.2024