Prof. Dr. Haydar Baş Hocam'ın fikirlerinin, siyasetinin, hedeflerinin ve de çığır açan çalışmalarının, dokunduğu insanların açıklamalarına da yer verilerek, sürükleyici bir belgesel tadında anlatıldığı 'BENİM' belgesel serisinin üçüncü bölümünün ilk gösterimi, Haydar Baş Hocamın doğum günü olan 28 Ocak'tan bir gün sonra memleketi Trabzon'da gerçekleştirildi.
'BENİM' belgesel serisinin üçüncü bölümünde Prof. Dr. Haydar Baş'ın gençlik yıllarında hayata bakışı, 70'li yıllardan bu yana birlik ve beraberlik için yaptığı çalışmalar ve konferansları, Atatürk ve Ehl-i Beyt konusundaki çığır açan eserleri ve çalışmaları etkileyici bir anlatımla ortaya konuluyor.
Belgesel serisinin tüm yapım aşamalarıyla bizzat ilgilenen Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Sayın Hüseyin Baş'ın şahsında emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.
Allah hepsinden razı olsun.
BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş, ilk gösterim öncesinde yaptığı kısa konuşmasında, belgeselin dördüncü bölümünün 'BENİM Ekonomi Modelim' şeklinde Milli Ekonomi Modeli'nin anlatıldığı bir bölüm olacağı müjdesini verdi.
Belgesel serisinin devam bölümlerini hevesle bekliyoruz.
Her bölümde olduğu gibi BENİM belgeselinin üçüncü bölümünde de Prof. Dr. Haydar Baş'ın insanımız üzerinde ve Türkiye siyasetinde ne kadar güzel ve derin izler bıraktığını belgeselde çok güzel ortaya konulmuş.
Belgeseli izlerken, Türkiye'de çocukların dahi rakiplere 'hain' dedirtmek için siyasette istismar malzemesi yapıldığı bu günlerde Prof. Dr. Haydar Baş'a, O'nun ahlaki seviyesi çok yüksek siyasetine ve çığır açan fikirlerine ülkemizin ne kadar çok ihtiyacı olduğunu bir kez daha idrak ettim.
Prof. Dr. Haydar Baş Hocam, Türkiye siyasetinde çıtayı yükseltmişti.
Çünkü O, problemleri dile getirmekle yetinmeyip, çözümü ortaya koyuyordu.
Bu yüzden Türkiye'de çözüm denilinde akla hep Haydar Baş Hocam geldi.
Çünkü O, başta İslam ve Atatürk olmak üzere milletin değerlerini istismar etmiyor ve edilmesine de izin vermiyordu.
İstismarcıların karşısındaki yıkılmaz kale hep Haydar Baş Hocam oldu.
Çünkü O, daha fazla oy almak için asla yanlışa 'doğru', doğruya 'yanlış' demedi.
Dürüst ve ilkeli siyasetin simgesi Haydar Baş Hocam oldu.
Çünkü O, tam bağımsızdı ve tam bağımsız bir Türkiye'yi savunuyordu.
Çünkü O, siyasetin bir meslek değil, ülkenin sorunlarına çözüm üretilecek merkez, millete ve de devlete hizmet için bir araç olduğuna inanıyor ve buna göre siyaset yapıyordu.
Çünkü O, mücadele ettiği rakibinin şahsiyetini asla hedef almadı, rakiplerinin devlet ve millete zarar verecek yanlışlarını eleştirdi. Çünkü amacı rakibini yerin dibine gömmek değil, yanlış yapmaktan caydırmaktı hep.
Politikacıların hepimizi utandıran istismarlarına şahit olduğumuz bu günlerde Haydar Baş Hocam'ın ahlaki seviyesi çok yüksek siyasetine her zamankinden daha fazla muhtaç olduğumuzu görüyoruz.
İşte bu yüzden Haydar Baş Hocam'ın açtığı çığırdan yürüyen Bağımsız Türkiye Partisi kadroları, güzel ülkemiz Türkiye'yi istismarcı politikacıların insafına terk etmemek gibi çok büyük görevi omuzlarında taşıyor.
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024