Toplumsal patlamanın çok daha ilerisinde yer alan ve yaşamı durduran bir olayın adıdır toplumsal çöküş.
Zira toplumsal patlamada halkın direnme gücünü görürsünüz.
Yaşanan olumsuzluklara demokratik bir hakkın kullanılması gereği vatandaş sesini yükseltir.
Oysa toplumsal çöküşte olay çok daha farklı ve endişe vericidir.
Bu süreçte gerek iktidar ve gerekse de muhalefet tabanından hiç bir ses çıkmaz.
İşte bu süreçte asıl korkulan şey olmaya başladı demektir.
Bunun tam olarak adı; toplumsal çöküştür.
Bu durum çok sessiz ve derinden işler ve sonunda beklenen akıbet vuku bulur.
Türkiye'de ise bu süreci ilk kez tecrübe ediyoruz denebilir.
Kurtuluş Savaşı öncesinde bile bu kadar karamsar bir millet tablosu yoktu dense, ciddi bir yanılgıya düşmüş sayılmayız.
Kaldı ki o gün yaşanan karanlık tablonun bir aydınlatıcısı vardı.
Mustafa Kemal Atatürk vardı.
Her türlü umutsuzluğa rağmen o en büyük umut ve kesin bir zafer müjdeleyici idi.
Şimdi yaşanan tablo hiç de öyle değil.
Bugün siyaseten topluma çok büyük yalanlar söylenmiş ve maalesef de vatandaşımız buna inanmış.
En kutsal sayılan değerler toptan istismar edilmiş ve bu konuda sıfır bile tüketilmiş. Dolayısıyla halk, inanmakta olduğu bu kutsal değerlerden bile şüphe edecek noktaya getirilmiş ve kendi haline terk edilmişi durumda.
Bu arada bizi kıskanan Almanya'da aile başına, 3 bin Euro sosyal yardım desteği yapılıyor.
500 euro da kira ve yakacağı eklediğimizde, 3.500 euro yapıyor.
Yani bizim paramızla, 105 bin TL civarı bir para.
Almanya'da sosyal patlama veya çöküş neden olsun!
Ekmeğe veya akaryakıta sıra dışı zam yapılsa halk, iktidarı ve muhalefeti ile sokağa iniyor.
Tabi bütün bunlar demokratik ve hukuki haklar çerçevesinde oluyor.
Oysa bizim ülkemize ve milletimize baktığımızda, zam yapılmışsa onu adeta ilahi bir kader ve uyarı zanneden mankurt bir kesimin olduğuna tanıklık ediyoruz.
Muhalefet tabanından ise umutlar tükenmiş, artık ne olacaksa olsun moduna geçilmiş durumda.
Her iki örneğin dışında kalan çok daha ilginç bir kesim var ki, bunlar da iktidarı her daim ve koşulsuz destekleyen tuhaf bir zümre.
Şimdilerde oy verdikleri iktidarı yerden yere vuruyorlar. Hem de seçimler olalı daha 3.5 ay olmuşken.
Eleştirilerinin dozu o kadar kaçmış ki, buradan yazmama bile imkân yok.
Bahsettiğim kesim Ak Partili seçmen.
Ekonomi tam bir felç!
Ne iktidar ve ne de ana muhalefetten bir cümlelik çözüm önerisi yok.
Milletin algısı da şu: Siyaset bunlardan ibaret ve bunlardan da bir cacık olmayacağına göre kendi işimizi kendimiz görelim.
İşte toplumsal çöküş ve çözülme tam olarak böyle bir şey.
Herkes bir kurtarıcı bekliyor ama aslında gereğini yapmaktan da sinek gibi kaçıyor.
İşimiz çok zor.
Eskisinden bile daha zor.
Çünkü milletin üzerine hiç bir milletin üzerinde olmayan bir ölü toprağı var.
Bu duruma gelinmesinin nedeni yine milletimizin yaptığı tercihler olmuştur.
Etme bulma dünyası.
Kenedi düşen ağlamaz misali.
Aziz Türk milleti sen çok büyüksün, silkelen ve kendine dön!
Bütün dünyaya medeniyet ve uygarlık tohumlarını eken Türklerdir.
Yazıyı bulan biz Türkleriz.
Yazı demek, uygarlık ve medeniyet demektir.
Roma İmparatorluğu'nun kurulmasına öncülük eden de Türklerdir.
Mısır'da ilk medeniyeti kuran da Türklerdir.
Amerika'nın ilk yerlileri ve medeniyet sahipleri yine Türklerdir.
Bu millet bu hale nasıl geldi bunu çok iyi okumak lazımdır.
Türklerin üzerinde ve karşısında daima bir yıkım projesi olmuştur.
Bugün kim ki Türk ve Türk milleti diyemiyor, bilin ki bu projenin kadrolu elemanı ve lüzumsuz aparatıdır.
Aziz Türk milleti!
Çözüm daima vardır ve inanın çok ama çok kolaydır.
Türkiye 6 ayda dünyanın gıpta edeceği bir noktaya gelebilir ve ben bunun olabileceğine yüzde yüz inanıyorum.
Sizler yeter ki tarafsız bir gözle olaylara bakın ve eleştirin.
Partinizi değil, vatanınızı düşünün.
Vatanın olmazsa senin partinin ne kıymeti var!
Tam bağımsızlığı ilke ve şiar edinmiş siyasetçileri izleyin.
Ya tam bağımsızlık, ya da kölelik.
Ya kapitalist sistemle yola devam ve sonu kaçınılmaz zifiri karanlık olan bir çöküş, ya da "Milli Ekonomi Modeli" tezinin uygulandığı aydınlık yarınlara birlikte çıkacağımız bir tercih.
Karar da, tercih de sizin.
- İslam düşmanı Muaviye, ABD’ye ilham oldu! / 15.04.2025
- Haydar Baş’ı anmak ve anlamak / 14.04.2025
- Kıbrıs Türk’ün tapulu malıdır / 13.04.2025
- Para yok ki ‘BOYKOT’ olsun! / 10.04.2025
- Boykotu bırak satılanlara bak! / 08.04.2025
- ‘Selçuklu ve Osmanlı’yı tarikatlar batırdı’ / 07.04.2025
- Para yok ki ‘BOYKOT’ olsun! / 06.04.2025
- “Kürt sorunu” ifadesi ‘SEVR’ in ürünüdür! / 02.04.2025
- TÜRK milletine ters kelepçe! / 01.04.2025