Her 10 Kasım'da hüzünle dolan yüreğimde bu sefer sevinçle karışık bir hüzün hâkim.
Artık yepyeni bir dönem başlıyor!
10 Kasım 1938'den sonra unutturulmaya, itibarsızlaştırılmaya, saptırılmaya ve gizlenmeye çalışılan Atatürk, artık gerçek yüzüyle gerçek kimliğiyle gerçek ruhuyla milletinin, Türk Milleti'nin ve dünyanın karşısına çıkıyor.
Neler demediler ki O'nun için?!
Burada yazmaya bile hayâ edeceğim yüzlerce iftira attılar, hem kendisine hem de mübarek annesi Molla Zübeyde Hanımefendiye.
Çünkü uğrunda her şeyini feda ederek bir vatan bir devlet daha da önemlisi bağımsızlık ve özgürlük armağan ettiği, madden ve manen düştüğü ateş çukurunda yok olmak, helâk olmak üzereyken çekip çıkardığı Milleti ile arası açılmıştı Atatürk'ün.
Atatürk Türk Milleti'nin bizzat kendisi ve her şeyi olduğu halde sanki milletine ve İslam'a düşman gibi anlatıldı ve tanıtıldı hep.
Neden peki?
Çünkü bu millet Atatürk'ü örnek almaya devam ederse madden ve manen aşılamazdı, geçilemezdi.
Atatürk'e ateist, dinsiz ve sarhoş diyerek milletin dindar kesimi Atatürk'e düşman edildi, Atatürk'ü seven kesim ise dinle ve dindarla karşı karşıya getirildi ve örnek aldıkları Atatürk'ün gerçek kimliği onlardan da gizlendi.
İstediler ki bu milletin bir kısmı Atatürk'e düşman olsun Atatürk'ü örnek alanlar ise dine ve Müslümana düşman olsun. Yani Türk Milleti birbirine düşman olsun.
İngiliz ve Yunan istihbaratı tarafından tezgâhlanan bu büyük oyun ne yazık ki bu güne kadar bir ölçüde tuttu.
Ata'sıyla milletinin arası açıldı, milleti ikiye bölündü ve birbirlerine düşman edildi.
Satın alınmış hainler tarafından Türk Milleti 80 yıldır aldatıldı.
Tâ ki bir yiğit Müslüman Türk evlâdı Haydar Baş çıkıp "Atatürk anne tarafından da baba tarafından da Ehl-i Beyt soyundandır, O büyük bir evliyadır maneviyat ehlidir, başka türlü bunca büyük başarı elde edilemezdi" diye haykırana kadar!
Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in Atatürk'ü araştırmaları için tarihçi arkadaşlara verdiği ilk talimat aynen şu şekildeydi "Atatürk Ehl-i Beyt soyundandır. Gidin araştırıp delillerini bulun."
Dikkat edin "Atatürk'ün soyunu araştırın bakalım neymiş?" demiyor.
Çünkü Haydar Baş Bey'in Atatürk'ün Ehl-i Beyt soyundan olup olmadığı yönünde zerre kadar kuşkusu yoktu!
Çünkü Haydar Baş Bey her zaman olduğu gibi milyonların görmediğini görüyor ve biliyordu.
On yıllar öncesinden ileriyi görüp söylediği gibi geçmişte gizlenen gerçekleri de çok iyi biliyordu.
Aynı tertemiz soydan geldiği kardeşi Atatürk'ü tanımaması bilmemesi de mümkün değildi!
"O asker Atatürk, ben de hoca Atatürk'üm!" diye haykırdı yıllardır!
O sebeple yıllardır her gittiği yerde Atatürk'ü anlattı.
O'nun vazifesi ne pahasına olursa olsun doğruyu hakkı hakikati anlatmak ve putları yıkmaktı.
Bu sebeple hep putları yıkılanların saldırılarına ve iftiralarına maruz kaldı ama yılmadı. Zira zafer hep haklı olanın Hak'tan yana olanların olacaktı. Atatürk de aynı mücadeleyi vermişti 100 yıl önce. Bâtıla karşı Hak mücadelesiydi Atatürk'ün verdiği ve muzaffer olmuştu.
Prof. Dr. Haydar Baş ve ekibi de muzaffer olacak!
Bu zaferin olmazsa olmazı Türk Milleti'nin Atatürk'ü sevmesinden ona atılan iftiralara inanıp alet olduğu için pişman olup tövbe istiğfar etmesinden geçiyor!
Haydar Baş Bey'in ifadesiyle "Türk Milleti Atatürk'e attığı iftiraların bedelini ödüyor bunca zamandır ve kurtuluşu için pişman olup tövbe etmesi gerekir."
İşte bu yolun en önemli kilometre taşı bugün döşeniyor!
Bu akşam saat 19.30 da Ankara'da Ataköşk Hotel'de Atatürk'ü Anma Programı ile birlikte Prof. Dr. Haydar Baş Bey tarafından "HOŞGELDİN ATATÜRK" kitabının tanıtımı ve imza töreni yapılacak!
Artık bambaşka bir devir başlıyor!
Türk Milleti, kendisine vatanını, devletini, bağımsızlığını armağan eden Ata'sıyla buluşuyor!
Bu kitabı okuyanlar Atatürk'ün nasıl dindar ve dini bütün bir Müslüman olduğunu görecek ve anlayacak!
Şunu kesinlikle unutmayın: Peygamber Efendimiz "Vatan sevgisi imandan gelir" buyuruyor.
Vatan namustur ve Atatürk Vatandır!
Prof. Dr. Haydar Baş'ın yıllar önce başlattığı Atatürk açılımından sonra Anıtkabir ziyaretlerinde nitelik olarak da nicelik olarak da büyük değişimler yaşanıyor.
Artık Türk Milleti Anıtkabir ziyaretlerine büyük bir evliya türbesine gittiğinin bilincinde olarak ve abdestli bir şekilde gidiyor.
Daha önce yanından bile geçemeyenler şimdi her fırsatta Anıtkabir'e gidiyor.
Bir giden bir daha gitmek için can atıyor.
Çünkü oradan aldığı feyz ve muhabbete doyamıyor!
Anıtkabir'de artık Fatihalar okunuyor.
Tüm bunları bize armağan eden ve yaşatan büyük insana teşekkürlerimi arz ediyor ve Atamın huzurunda saygıyla eğiliyorum.
TEŞEKKÜRLER HAYDAR BAŞ HOCAM!
HOŞ GELDİN ATATÜRK!
Artık yepyeni bir dönem başlıyor!
10 Kasım 1938'den sonra unutturulmaya, itibarsızlaştırılmaya, saptırılmaya ve gizlenmeye çalışılan Atatürk, artık gerçek yüzüyle gerçek kimliğiyle gerçek ruhuyla milletinin, Türk Milleti'nin ve dünyanın karşısına çıkıyor.
Neler demediler ki O'nun için?!
Burada yazmaya bile hayâ edeceğim yüzlerce iftira attılar, hem kendisine hem de mübarek annesi Molla Zübeyde Hanımefendiye.
Çünkü uğrunda her şeyini feda ederek bir vatan bir devlet daha da önemlisi bağımsızlık ve özgürlük armağan ettiği, madden ve manen düştüğü ateş çukurunda yok olmak, helâk olmak üzereyken çekip çıkardığı Milleti ile arası açılmıştı Atatürk'ün.
Atatürk Türk Milleti'nin bizzat kendisi ve her şeyi olduğu halde sanki milletine ve İslam'a düşman gibi anlatıldı ve tanıtıldı hep.
Neden peki?
Çünkü bu millet Atatürk'ü örnek almaya devam ederse madden ve manen aşılamazdı, geçilemezdi.
Atatürk'e ateist, dinsiz ve sarhoş diyerek milletin dindar kesimi Atatürk'e düşman edildi, Atatürk'ü seven kesim ise dinle ve dindarla karşı karşıya getirildi ve örnek aldıkları Atatürk'ün gerçek kimliği onlardan da gizlendi.
İstediler ki bu milletin bir kısmı Atatürk'e düşman olsun Atatürk'ü örnek alanlar ise dine ve Müslümana düşman olsun. Yani Türk Milleti birbirine düşman olsun.
İngiliz ve Yunan istihbaratı tarafından tezgâhlanan bu büyük oyun ne yazık ki bu güne kadar bir ölçüde tuttu.
Ata'sıyla milletinin arası açıldı, milleti ikiye bölündü ve birbirlerine düşman edildi.
Satın alınmış hainler tarafından Türk Milleti 80 yıldır aldatıldı.
Tâ ki bir yiğit Müslüman Türk evlâdı Haydar Baş çıkıp "Atatürk anne tarafından da baba tarafından da Ehl-i Beyt soyundandır, O büyük bir evliyadır maneviyat ehlidir, başka türlü bunca büyük başarı elde edilemezdi" diye haykırana kadar!
Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in Atatürk'ü araştırmaları için tarihçi arkadaşlara verdiği ilk talimat aynen şu şekildeydi "Atatürk Ehl-i Beyt soyundandır. Gidin araştırıp delillerini bulun."
Dikkat edin "Atatürk'ün soyunu araştırın bakalım neymiş?" demiyor.
Çünkü Haydar Baş Bey'in Atatürk'ün Ehl-i Beyt soyundan olup olmadığı yönünde zerre kadar kuşkusu yoktu!
Çünkü Haydar Baş Bey her zaman olduğu gibi milyonların görmediğini görüyor ve biliyordu.
On yıllar öncesinden ileriyi görüp söylediği gibi geçmişte gizlenen gerçekleri de çok iyi biliyordu.
Aynı tertemiz soydan geldiği kardeşi Atatürk'ü tanımaması bilmemesi de mümkün değildi!
"O asker Atatürk, ben de hoca Atatürk'üm!" diye haykırdı yıllardır!
O sebeple yıllardır her gittiği yerde Atatürk'ü anlattı.
O'nun vazifesi ne pahasına olursa olsun doğruyu hakkı hakikati anlatmak ve putları yıkmaktı.
Bu sebeple hep putları yıkılanların saldırılarına ve iftiralarına maruz kaldı ama yılmadı. Zira zafer hep haklı olanın Hak'tan yana olanların olacaktı. Atatürk de aynı mücadeleyi vermişti 100 yıl önce. Bâtıla karşı Hak mücadelesiydi Atatürk'ün verdiği ve muzaffer olmuştu.
Prof. Dr. Haydar Baş ve ekibi de muzaffer olacak!
Bu zaferin olmazsa olmazı Türk Milleti'nin Atatürk'ü sevmesinden ona atılan iftiralara inanıp alet olduğu için pişman olup tövbe istiğfar etmesinden geçiyor!
Haydar Baş Bey'in ifadesiyle "Türk Milleti Atatürk'e attığı iftiraların bedelini ödüyor bunca zamandır ve kurtuluşu için pişman olup tövbe etmesi gerekir."
İşte bu yolun en önemli kilometre taşı bugün döşeniyor!
Bu akşam saat 19.30 da Ankara'da Ataköşk Hotel'de Atatürk'ü Anma Programı ile birlikte Prof. Dr. Haydar Baş Bey tarafından "HOŞGELDİN ATATÜRK" kitabının tanıtımı ve imza töreni yapılacak!
Artık bambaşka bir devir başlıyor!
Türk Milleti, kendisine vatanını, devletini, bağımsızlığını armağan eden Ata'sıyla buluşuyor!
Bu kitabı okuyanlar Atatürk'ün nasıl dindar ve dini bütün bir Müslüman olduğunu görecek ve anlayacak!
Şunu kesinlikle unutmayın: Peygamber Efendimiz "Vatan sevgisi imandan gelir" buyuruyor.
Vatan namustur ve Atatürk Vatandır!
Prof. Dr. Haydar Baş'ın yıllar önce başlattığı Atatürk açılımından sonra Anıtkabir ziyaretlerinde nitelik olarak da nicelik olarak da büyük değişimler yaşanıyor.
Artık Türk Milleti Anıtkabir ziyaretlerine büyük bir evliya türbesine gittiğinin bilincinde olarak ve abdestli bir şekilde gidiyor.
Daha önce yanından bile geçemeyenler şimdi her fırsatta Anıtkabir'e gidiyor.
Bir giden bir daha gitmek için can atıyor.
Çünkü oradan aldığı feyz ve muhabbete doyamıyor!
Anıtkabir'de artık Fatihalar okunuyor.
Tüm bunları bize armağan eden ve yaşatan büyük insana teşekkürlerimi arz ediyor ve Atamın huzurunda saygıyla eğiliyorum.
TEŞEKKÜRLER HAYDAR BAŞ HOCAM!
HOŞ GELDİN ATATÜRK!
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Zühtü Kazancı / diğer yazıları
- Ateist devlet olmayacağız / 08.09.2022
- Cem Yılmaz ve Cilalı Güldürü Devri / 29.08.2022
- Bırakın beni milleti uyandırın / 24.08.2022
- Aramıza katılmanızı bekliyoruz / 16.08.2022
- Suriye’nin kuzeyi mi, Büyük İsrail’in kilidi mi? / 01.08.2022
- 15 Temmuz ve alınmayan dersler / 19.07.2022
- Adalet yoksa zulüm vardır / 21.06.2022
- Polemikten beslenen siyaset / 09.05.2022
- Haydar Baş ve Aşk / 14.04.2022
- AK-YÜZBİM / 12.04.2022
- Cem Yılmaz ve Cilalı Güldürü Devri / 29.08.2022
- Bırakın beni milleti uyandırın / 24.08.2022
- Aramıza katılmanızı bekliyoruz / 16.08.2022
- Suriye’nin kuzeyi mi, Büyük İsrail’in kilidi mi? / 01.08.2022
- 15 Temmuz ve alınmayan dersler / 19.07.2022
- Adalet yoksa zulüm vardır / 21.06.2022
- Polemikten beslenen siyaset / 09.05.2022
- Haydar Baş ve Aşk / 14.04.2022
- AK-YÜZBİM / 12.04.2022