Bir süre önce Başbakanlıkta bir terör zirvesi yapılmış ve terörle mücadelede etkin olunabilmesi ve koordinasyonun sağlanması için yeni yapılanmaya gidilmesi kararı alınmıştı.Salı günü yapılan MGK'da aynı konuya vurgu yapıldı.Gelen bilgilere göre çalışmalarda son noktaya gelinmiş ve bu konuda bir taslak hazırlanmış.Söz konusu taslağın ayrıntılarında şunlar var:? İçişleri Bakanı Başbakan Yardımcısı konumuna yükseltilecek.? İç Güvenlik Yüksek Kurulu kurulacak? İç Güvenlik Genel Sekreterliği oluşturulacak? Emniyet Genel Müdürlüğü müsteşarlığa dönüştürülecek? Sahil Güvenlik Komutanlığı yeni yapılanmaya bağlanacak? Sınır güvenliği konusunda bir müsteşarlık kurulacak? İç Güvenlik Yüksek Kurulu ve Genel Sekreterliği Avrupa'da ve Ortadoğu'da temsilcilikler açabilecekBu yeni yapılanmayla birlikte bilimsel araştırmalar yapacak bilgi bankası kurulacak ve istihbarat havuzu oluşturulacak. PKK'ya katılımın önlenmesi ve topluma kazandırmayla ilgili projeler geliştirilecek.Bütün bu kararlara bakınca bende AKP hükümetinin millete karşı bir şeyler yapıyor havası estirmeye çalıştığı kanısı oluştu. Bu kararlardan anlaşılan o ki, hükümetin teröre karşı en ufak bir çözümü yoktur. Çıkıp da çözüm bulamadım diyecek cesareti olmayan bir hükümet ne yaparsa bunlar da aynı şeyi yapıyor ve sanki çözüm bulacakmış gibi davranıyorlar. Ve milletin aylarca belki de yıllarca oyalanmasından başka bir sonuç ortaya çıkmıyor. BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş bir ya da iki hafta önce yaptığı bir değerlendirmede, "Terörün arkasındaki güçler tespit edilmeden ve ona göre tedbir alınmadan terörle mücadele edilemez" şeklinde uyarılarda bulunuştu.Bu uyarılara rağmen alınan kararların hepsinin iç güvenlikle alakalı olduğunu görüyoruz. Elbette ki terörün iç güvenlikle ilgili olarak inkâr edilemez yönleri var ve bu konuda gerekenler ihmal edilmeden yapılmalı. Ama ABD'nin, AB'nin, İsrail'in ve Barzani gibilerinin bu terörün arkasında olduğu bilindiği halde sanki bölücü terörün arkasında bu odaklar yokmuş gibi davranmanın kime ne faydası var?Koskoca adamlar olarak toplantılar yapıp millet teröre gerçek çözüm beklerken terörle mücadeleyi bürokratik kararlarla gölgelemenin kime ne faydası var?Böyle davranmanın kimseye bir faydası olmayacağı gibi terörün arkasındaki güçlerin ekmeğine yağ süreceği akıldan asla çıkarılmamalıdır. Terörle mücadelede etkin olabilmek için kararlar alıyor ve bu bağlamda adımlar atarken terörün kökünü, asıl beslendiği yerleri göz ardı ediyorsanız, attığınız adımların terörü bitirmek şöyle dursun daha da azdıracağını söylemek herhalde kâhinlik olmayacaktır.Bu vesileyle sorumluları çözüm buluyormuş gibi davranmayı bir kenara bırakıp, çözüm için samut adımlar atmaya çağırıyorum. Bunu yapamayacaklarsa geriye kalan tek seçenek ise yapabileceklerin iş başına gelmesi için yer boşaltmaktır?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Orhan Dede / diğer yazıları
- Çağdaş Nemrutların ateşinden hiç korkmadı! / 13.04.2025
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024