Teknoloji geliştikçe Allah'ın varlığı ve azametine daha da güçlü şekilde şahit oluyoruz.
Evrendeki en küçük madde olan atomun yapısı ve hareketleri incelendikçe hayranlık duymamak mümkün değil.
Ve yine evrenin kendi büyüklüğü de muazzam bir sanat eseri.
Evrendeki her bir gezegenin, yıldızın, galaksilerin hareketleri, birbirleri ile aralarındaki mesafeler hepsi öylesine büyük bir matematik ki insana sadece yaratılanın değil, Yaratıcının da mükemmelliğini gösteriyor.
Evrendeki yıldızların sayısının dünyadaki kum tanelerinden fazla olduğunu biliyor muydunuz?
Öylesine muazzam bir büyüklük.
Dünyanın eksenindeki hafif eğiklik bile öylesine önemli ki; Eksenin eğikliği olmaması demek, kutup bölgeleri ve ekvator arasındaki sıcaklık farklarının çok daha az olması anlamına gelir.
Bu da mevsimlerin neredeyse hiç değişmeyeceği gerçeğini bize gösterir.
Mevsimsiz bir dünya, tarım, bitki örtüsü ve hayvanların göçleri üzerinde büyük etkiler oluştururdu.
Ay olmasa dünya çok daha soğuk bir yer olurdu, yeryüzünde kasırgalar ve fırtınalar eksik olmazdı.
Ayın dünya ile arasındaki mesafe de özenle ölçülmüştür.
Daha yakın olması ya da daha uzak olması dünyadaki yaşamı ciddi oranda olumsuz etkilerdi.
Yine güneşle dünyamız arasındaki mesafe de Allah'ın kudretini gösterir.
Belli bir oranın üzerinde uzaklaşması dondurucu soğukları, yakınlaşması kavurucu sıcakları beraberinde getirir.
İşte tüm bu bilgiler teknoloji sayesinde gün yüzüne çıktı sanılsa da aslında Yüce Kitabımız Kur'an Kerim'de hepsi yer alıyor.
Bilim dünyasının pek çoğunu yeni keşfettiği uzay bilgilerini Kur'an-ı Kerim 1400 yıl önce haber etmişti.
İşte Allah'ın varlığını ve kudretini şüpheye yer bırakmadan ortaya koyan o ayetlerden bazıları:
1- "Allah O'dur ki, gökleri dayanak olmaksızın yükseltti" (Ra'd suresi, ayet 2) ayeti göklerin dağlar sayesinde ayakta duruyor hurafesini ortadan kaldırmıştır.
2- Kur'an-ı Kerim'de evrenin yaratılışı şöyle açıklanır: "O gökleri ve yeri yoktan var edendir" (En'am suresi, 101) Bu ayet günümüz ilim dünyasının ulaştığı son nokta olan -tüm evrenin zaman ve mekan boyutlarıyla bir sıfırdan, büyük bir patlamayla ortaya çıktığı- gerçeğini 1400 sene evvel haber vermiştir.
3- Kâinatın daima genişlediği artık bilim dünyasının kabul ettiği bir ilmi buluştur. Buna Kur'an şu ayetiyle işaret etmektedir: "Biz göğü büyük bir kudretle bina ettik. Ve şüphesiz biz onu genişleticiyiz" (Zariyat suresi, 47)
4- 20. asrın bir buluşu da her yıldız ve gök cisimlerinin bir yörüngede durduğu gerçeğidir. Bu duruma Kur'an bakın ne diyor: "Geceyi, gündüzü, güneşi ve Ay'ı yaratan O'dur. Her biri bir yörüngede yüzüp gidiyor." (Enbiya suresi, 33)
5- Güneşin sabit olarak durduğu zannedilirdi. Oysa Kur'an güneşin sabit değil aksine daima hareket eden ve belirli bir hızla ilerleyen bir gök cismi olduğunu söylüyordu. Ve asırlar sonra da bilim onu tasdik edecekti. Şöyle ki, "Güneş kendisi için tespit edilen bir karar yerine doğru akıp gitmektedir. Bu üstün ve güçlü olan bilenin takdiridir." (Yasin suresi, 38)
- Rockefeller tıbbı ve gerçek tıp / 17.02.2025
- Ajan ağzı ile Atatürk’e çamur atanlara yanıt / 10.02.2025
- İnsan neden dünyaya geldiğini unuttu / 03.02.2025
- Bir eski yeni kıyası da benden olsun / 27.01.2025
- Memur-Sen'den cevap ve düzeltme / 21.01.2025
- Asıl huzur hakkı vatandaşındır / 20.01.2025
- HPV bataklığında bir toplum / 13.01.2025
- Kafaya bak kafaya! / 06.01.2025
- Bu zihniyettekilere hakkımı haram ediyorum / 30.12.2024