Bir çok şeyde dışa bağımlı olabilirsiniz ama yaşamımızın ana unsuru olan tarımda da dışa bağımlı olursanız Somali'den farkınız kalmaz, üstelik bu kadar verimli topraklara sahipken. Son yıllarda uygulanan yanlış politikalarla, hatta bazı temel ürünlerimize sadece İMF istiyor diye konulan kotalarla bu noktaya doğru hızla gidiyoruz.
Ülkemizi işgal ederek elde edemeyen Batılılar Atatürk'ün tarımda ve sanayide yapmış olduğu atılımları ve Duyunu Umumiye borçlarını ödediğini görünce buna engel olabilmek için Atatürk'e gelerek "Siz tarım ülkesisiniz, tarımla uğraşın. Sanayi ürünlerini biz size veririz" demişler, fakat Atatürk onlara "hayır, her ikisini de yapacağız" cevabını verince çaresiz bir şekilde geri dönmüşlerdir. Hatta bu dönemde Belçika'ya uçak dahi ihraç edilmiştir. Atatürk'te çıkış noktası bulamayanlar onun vefatından sonra sanayide bizi Batıya bağımlı hale getirdiler. Bugün de sanayide bağımlı olan ülkemizi tarımda da boyunduruk altına almak istiyorlar. Şekerpancarı, tütün gibi ürünlere yapılan kotalar, ürünlerimiz hakkında dış piyasada çıkartılan dedikodular, ülkemize sokulan bizim ürünlerimizden daha ucuz olan ithal gıda ürünleri hep bu amaçlıdır.
Ölüm dışında çaresi olmayan hiçbir dert yoktur. Yeter ki inanın ve gayret edin. Ümitsizlik bizim milletimize ait bir özellik değildir. Çünkü tarihte Türk milleti en zor şartlarda bile mükemmel çıkışlar yapmıştır.
Bu noktadan hareketle, son yıllarda Ülkemizin problemlerine Milli Ekonomi Modeli ve Sosyal Devlet Projeleriyle en gerçekçi çözümleri sunan Prof. Dr. Haydar Baş bey, özellikle tarım konusunda da devrim niteliğinde projelere sahiptir ve bu projeler ülke şartlarına ve teknolojik gelişmelere en uygun projelerdir. Her maddesi ayrı bir önem taşıyan bu projeleri yarınki yazımızda detaylı olarak bahsedeceğiz.
Tarımın içinde bulunduğu sıkıntılardan kurtulması için öncelikle ekonominin milli olması gerekmektedir. Prof. Dr. Haydar Baş Beyin Milli Ekonomi Modeli'nde bahsettiği çözümleri kısaca ele alacak olursak, ülkemiz dış ve iç borç almaktan derhal vazgeçmeli ve senyoraj hakkını kullanarak, yani milli gelirimizin yüzde 2.5'u kadar olan tedavüldeki paramızı, yüzde 30'lara çekerek ekonomide kan mesabesinde olan paranın ihtiyaç duyulduğu kadar dolaşımını temin etmelidir. Döviz sabitlenmeli ve bu şekilde döviz üzerindeki dahili ve harici spekülasyonlarla oluşan ekonomik dalgalanmaların önüne geçilmelidir. Devlet ürün mukabili TL bazında faizsiz krediler vererek üretimi canlandırmalı, diğer taraftan da 100 milyarın altında geliri olan vatandaştan vergi almayarak tüketimi canlandırmalıdır. Böylece yerli üretim ve tüketim canlanacak, ülkemiz bir çok sahada dışa bağımlı olmaktan kurtulacaktır.
Ekonomide yukarıda bahsettiğimiz temel bir takım düzenlemeleri yapmadan tarımı düzeltmek mümkün değildir. Zaten tarımı yok eden bir İMF anlayışıyla bir noktaya gelmek hiç ama hiç mümkün değildir.
Ülkemizi işgal ederek elde edemeyen Batılılar Atatürk'ün tarımda ve sanayide yapmış olduğu atılımları ve Duyunu Umumiye borçlarını ödediğini görünce buna engel olabilmek için Atatürk'e gelerek "Siz tarım ülkesisiniz, tarımla uğraşın. Sanayi ürünlerini biz size veririz" demişler, fakat Atatürk onlara "hayır, her ikisini de yapacağız" cevabını verince çaresiz bir şekilde geri dönmüşlerdir. Hatta bu dönemde Belçika'ya uçak dahi ihraç edilmiştir. Atatürk'te çıkış noktası bulamayanlar onun vefatından sonra sanayide bizi Batıya bağımlı hale getirdiler. Bugün de sanayide bağımlı olan ülkemizi tarımda da boyunduruk altına almak istiyorlar. Şekerpancarı, tütün gibi ürünlere yapılan kotalar, ürünlerimiz hakkında dış piyasada çıkartılan dedikodular, ülkemize sokulan bizim ürünlerimizden daha ucuz olan ithal gıda ürünleri hep bu amaçlıdır.
Ölüm dışında çaresi olmayan hiçbir dert yoktur. Yeter ki inanın ve gayret edin. Ümitsizlik bizim milletimize ait bir özellik değildir. Çünkü tarihte Türk milleti en zor şartlarda bile mükemmel çıkışlar yapmıştır.
Bu noktadan hareketle, son yıllarda Ülkemizin problemlerine Milli Ekonomi Modeli ve Sosyal Devlet Projeleriyle en gerçekçi çözümleri sunan Prof. Dr. Haydar Baş bey, özellikle tarım konusunda da devrim niteliğinde projelere sahiptir ve bu projeler ülke şartlarına ve teknolojik gelişmelere en uygun projelerdir. Her maddesi ayrı bir önem taşıyan bu projeleri yarınki yazımızda detaylı olarak bahsedeceğiz.
Tarımın içinde bulunduğu sıkıntılardan kurtulması için öncelikle ekonominin milli olması gerekmektedir. Prof. Dr. Haydar Baş Beyin Milli Ekonomi Modeli'nde bahsettiği çözümleri kısaca ele alacak olursak, ülkemiz dış ve iç borç almaktan derhal vazgeçmeli ve senyoraj hakkını kullanarak, yani milli gelirimizin yüzde 2.5'u kadar olan tedavüldeki paramızı, yüzde 30'lara çekerek ekonomide kan mesabesinde olan paranın ihtiyaç duyulduğu kadar dolaşımını temin etmelidir. Döviz sabitlenmeli ve bu şekilde döviz üzerindeki dahili ve harici spekülasyonlarla oluşan ekonomik dalgalanmaların önüne geçilmelidir. Devlet ürün mukabili TL bazında faizsiz krediler vererek üretimi canlandırmalı, diğer taraftan da 100 milyarın altında geliri olan vatandaştan vergi almayarak tüketimi canlandırmalıdır. Böylece yerli üretim ve tüketim canlanacak, ülkemiz bir çok sahada dışa bağımlı olmaktan kurtulacaktır.
Ekonomide yukarıda bahsettiğimiz temel bir takım düzenlemeleri yapmadan tarımı düzeltmek mümkün değildir. Zaten tarımı yok eden bir İMF anlayışıyla bir noktaya gelmek hiç ama hiç mümkün değildir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Orta Doğu’da Trump’ın planı işliyor / 03.04.2025
- Tepki, demokrasinin zarar görmesinedir / 28.03.2025
- Din Allah’ın Kur’an’da anlattığı, Ehl-i Beyt’in yaşadığıdır / 27.03.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Orta Doğu’da Trump’ın planı işliyor / 03.04.2025
- Tepki, demokrasinin zarar görmesinedir / 28.03.2025
- Din Allah’ın Kur’an’da anlattığı, Ehl-i Beyt’in yaşadığıdır / 27.03.2025