Büyüklerin söylediği sözler, her biri yeni bir hayat ölçüsü hükmünde olup, "keşke dünyaya tekrar gelseydim" demeye gerek bırakmayan önemli mesajlar içermektedir. Atasözleri, bu özeliğinden dolayı, geçmişten geleceğe önemli bir köprü görevi de görmektedir. Söylenen her söz tabir yerindeyse bir altın değerindedir. Değerli bir dostumdan ilk defa duyduğum bir atasözü; "denize düşen değil, kurtulamayan ölür" şeklinde bir ifade idi... Gerçekten de öyle değil mi? Denize düşen eğer yüzme bilirse yüzerek kurtulur, yüzme bilmezse boğulur ve ölür. İnsanoğlu hayatta kaldığı müddetçe dertler çareler, çileler mutluluklar, zorluklar kolaylıklar hep biri biri ardından gelir. Bunlar hayatın cilveleri, hayatın gerçekleridir. Önemli olan; dengeyi koruyarak ve sıkıntıları aşarak yaşamanın ve hatta çileyi neşeye dönüştürebilmenin yolunu bularak yaşamanın, daha sağlıklı ve daha huzurlu yaşamak için bir zaruret olduğunu bilmektir. Son zamanlarda insanlık ailesi gerçekten de çok büyük sıkıntılar çekmektedir. Çileler içinde kıvranmaktadır. Maalesef içine düştüğü sıkıntılardan kurtulamayınca da sıkıntılar bunalım boyutuna erişmekte, neticesi de intiharlara kadar varmaktadır. Sıkıntıya düşmek her ferdin başına gelebilecek bir şeydir. Önemli olan içinde bulunulan sıkıntıdan kurtulmayı bilmektir. Gerek fert bazında, gerek toplum bazında yaşanan sıkıntılar eş değerdedir. Düştükten sonra kalkabilmek o ferdin ya da toplumun ayakta kalması, hayatiyetini sürdürmesi ile alakalıdır. Türk'ün tarihine baktığız zaman 16 büyük devlete sahip çıkamamışız, yıkılmışız ama 17 yeni devlet kurmasını da başarmışızdır. Demek ki düştüğümüz denizden tekrar kurtulmasını bilmişiz?Şimdilerde yine aynı sıkıntılarla karşı karşıyayız. Dışarıdan, içerden devletimize milletimize kast eden düşmanlarımız mevcuttur. Üzerimizde türlü türlü kirli hesaplar yapılmakta, düştüğümüz küresel bataklıklarda boğulmaya çalışılmaktayız. Bu doğal bir olaydır. Düşmanı olan devletler ve milletler her an, sıkıntılarla karşı karşıya kalabilir. Önemli olan tarihteki karalılığımızı tekrar hatırlayıp kendimize dönmemizdir.Mustafa Kemal Atatürk'ün gençliğe hitabesindeki şu dizeler her şeyi ne de güzel anlatmaktadır;"Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zapt edilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şeraitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dâhilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler.Hatta bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasî emelleriyle tevhit edebilirler.Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir. Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi, vazifen; Türk istiklâl ve cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda, mevcuttur!"
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Uğur Kepekçi / diğer yazıları
- Allah adamıydı Haydar Hocamız / 16.04.2025
- Fikir adamıydı Haydar Hocamız / 15.04.2025
- Haydar Baş Hocamızın 5. Şeb-i Aruz yıldönümü / 14.04.2025
- Kıldığımız namaz, bizi kötülüklerden alıkoymuyorsa? / 12.04.2025
- Namaz kılmak bütün Müslümanlara farzdır / 11.04.2025
- Namaz kulun Allah’a en yakın olduğu haldir / 08.04.2025
- Fatiha suresindeki Allah ile kul arasındaki sır / 07.04.2025
- Ahlak bulaşıcıdır / 05.04.2025
- Şevval ayında yapılacak ibadetler / 03.04.2025
- Bayram bize umut neşe getirsin / 30.03.2025
- Fikir adamıydı Haydar Hocamız / 15.04.2025
- Haydar Baş Hocamızın 5. Şeb-i Aruz yıldönümü / 14.04.2025
- Kıldığımız namaz, bizi kötülüklerden alıkoymuyorsa? / 12.04.2025
- Namaz kılmak bütün Müslümanlara farzdır / 11.04.2025
- Namaz kulun Allah’a en yakın olduğu haldir / 08.04.2025
- Fatiha suresindeki Allah ile kul arasındaki sır / 07.04.2025
- Ahlak bulaşıcıdır / 05.04.2025
- Şevval ayında yapılacak ibadetler / 03.04.2025
- Bayram bize umut neşe getirsin / 30.03.2025