Elmas gibi eğitim sistemimizin en önemli özelliklerinden biri de öğrencilere verilen ama genelde velilerin yaptığı proje ödevleri biliyorsunuz. Ama şimdi anlatacağım ödev, gençlerin hem medeni cesaretlerini geliştirmesi, hem birlikte çalışma kültürünü aşılaması ve hem de milli manevi değerlerinin gelişmesi açısından çok faydalı olacak güzel bir proje ödevi. Aslında zaten burada konu ödev de değil.
Birkaç gün önce beş lise 10. sınıf öğrencisi edebiyat öğretmenlerinin kendilerine verdiği ödevi yapmaya karar verirler ve Bakırköy Meydanı'na giderler. Ödev konusu sokaktan geçen insanlarla röportaj yapmak ve onlara "Cumhuriyet denince aklınıza ne geliyor?" diye sormak ve bu röportajları kaydetmek ve bir CD'de toplayıp arkadaşlarına derste sunum yapmak. Ödev güzel, konu çok güzel. İstanbul'da Bakırköy yer olarak çok uygun çünkü insan yoğunluğunun çok fazla olduğu bir bölge. Cep telefonları elde hazır, kameralar açılmış, tabii çekmeden önce izin almak gerek. Neyse, çocuklar cesaretlerini toplayıp insanların yanına gitmeye başlıyorlar. Fakat umdukları kadar kolay olmuyor. Çünkü izin istedikleri kişilerin çoğu, "Bu çekimi kime vereceksiniz? Nerede kullanacaksınız?" gibi sorular yöneltiyorlar ve ortalama her 5 kişiden biri "beni çekmeyin" deyip soruyu cevaplamıyorlar.
Daha 15 yaşındaki çocuklardan çekinip görüntülerinin alınmasını istemiyorlar ve konuşmayı kabul etmiyorlar. İsimlerini vermek istemiyorlar. Bazıları, "Konuşurum ama kaydetmeyin, söylediklerimi not alın" diyor. "Birilerinin eline geçerse olmaz" diyorlar. Öğrenciler; "Biz bunu sadece derste arkadaşlarımıza izleteceğiz" deseler de ikna edemiyorlar. Çok az kişi ile röportaj yapmayı başarabiliyorlar.
Aynı gün ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Philip Gordon, Financial Times'ta yayınlanan makalesinde; "Türkiye ile ABD umut vaat eden bir ortaklığın sonuyla yüzleşti. Türkiye artık güvenilir bir müttefik değil, bir Ortadoğu ülkesi" diye yazdı. Aynı yazının devamında artık Türkiye ile birçok konuda ayrıştıklarını ve başta Irak ve Suriye politikası olmak üzere ayrı düşündüklerini ve Washington'ın IŞİD ile mücadele kapsamında bölgedeki Kürtleri desteklemeye devam edeceğini belirtti.
Yine aynı gün Irak Federal Mahkemesi, IKBY referandumunu gerçekleştiren Yüksek Seçim Komiserliği Başkanı ve üyeleri hakkında tutuklama kararı çıkardı. Barzani ise; "Hiçbir güç referandum sonucunu iptal edemez" dedi.
Aynı gün ABD büyükelçisi John Bass veda konuşmasında; "9,5 aydır Türkiye'de DAEŞ terörü yaşanmıyor. Bu durum DAEŞ faaliyet yapmaktan vazgeçtiği için değil, bizim işbirliğimiz sayesindedir" dedi.
Ve yine aynı gün, çeyrek altın 255 TL ve dolar biraz düşürülse de 3,66 TL'den kapandı.
Bu yazdıklarımız tarihe düşülen bir not olsun. Yakında bu notlara tekrar dönmemiz gerekecek.
Birkaç gün önce beş lise 10. sınıf öğrencisi edebiyat öğretmenlerinin kendilerine verdiği ödevi yapmaya karar verirler ve Bakırköy Meydanı'na giderler. Ödev konusu sokaktan geçen insanlarla röportaj yapmak ve onlara "Cumhuriyet denince aklınıza ne geliyor?" diye sormak ve bu röportajları kaydetmek ve bir CD'de toplayıp arkadaşlarına derste sunum yapmak. Ödev güzel, konu çok güzel. İstanbul'da Bakırköy yer olarak çok uygun çünkü insan yoğunluğunun çok fazla olduğu bir bölge. Cep telefonları elde hazır, kameralar açılmış, tabii çekmeden önce izin almak gerek. Neyse, çocuklar cesaretlerini toplayıp insanların yanına gitmeye başlıyorlar. Fakat umdukları kadar kolay olmuyor. Çünkü izin istedikleri kişilerin çoğu, "Bu çekimi kime vereceksiniz? Nerede kullanacaksınız?" gibi sorular yöneltiyorlar ve ortalama her 5 kişiden biri "beni çekmeyin" deyip soruyu cevaplamıyorlar.
Daha 15 yaşındaki çocuklardan çekinip görüntülerinin alınmasını istemiyorlar ve konuşmayı kabul etmiyorlar. İsimlerini vermek istemiyorlar. Bazıları, "Konuşurum ama kaydetmeyin, söylediklerimi not alın" diyor. "Birilerinin eline geçerse olmaz" diyorlar. Öğrenciler; "Biz bunu sadece derste arkadaşlarımıza izleteceğiz" deseler de ikna edemiyorlar. Çok az kişi ile röportaj yapmayı başarabiliyorlar.
Aynı gün ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Philip Gordon, Financial Times'ta yayınlanan makalesinde; "Türkiye ile ABD umut vaat eden bir ortaklığın sonuyla yüzleşti. Türkiye artık güvenilir bir müttefik değil, bir Ortadoğu ülkesi" diye yazdı. Aynı yazının devamında artık Türkiye ile birçok konuda ayrıştıklarını ve başta Irak ve Suriye politikası olmak üzere ayrı düşündüklerini ve Washington'ın IŞİD ile mücadele kapsamında bölgedeki Kürtleri desteklemeye devam edeceğini belirtti.
Yine aynı gün Irak Federal Mahkemesi, IKBY referandumunu gerçekleştiren Yüksek Seçim Komiserliği Başkanı ve üyeleri hakkında tutuklama kararı çıkardı. Barzani ise; "Hiçbir güç referandum sonucunu iptal edemez" dedi.
Aynı gün ABD büyükelçisi John Bass veda konuşmasında; "9,5 aydır Türkiye'de DAEŞ terörü yaşanmıyor. Bu durum DAEŞ faaliyet yapmaktan vazgeçtiği için değil, bizim işbirliğimiz sayesindedir" dedi.
Ve yine aynı gün, çeyrek altın 255 TL ve dolar biraz düşürülse de 3,66 TL'den kapandı.
Bu yazdıklarımız tarihe düşülen bir not olsun. Yakında bu notlara tekrar dönmemiz gerekecek.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Asude Havuzlu / diğer yazıları
- Mutluluk… / 22.11.2020
- Üniversite sınavındaki sorunları değil sistemi tartışalım / 02.07.2020
- Kaynakların sınırsızlığı üzerine / 23.04.2020
- Artık kimse... / 18.04.2020
- Yetim kalmak / 03.04.2020
- #HayatMEMleevesığar / 30.03.2020
- Covid-19’a bir de buradan bakın-II / 26.03.2020
- Covid-19’a bir de buradan bakın / 25.03.2020
- Başkalarının acısına bakmak / 05.03.2020
- Coğrafya kader midir? / 03.03.2020
- Üniversite sınavındaki sorunları değil sistemi tartışalım / 02.07.2020
- Kaynakların sınırsızlığı üzerine / 23.04.2020
- Artık kimse... / 18.04.2020
- Yetim kalmak / 03.04.2020
- #HayatMEMleevesığar / 30.03.2020
- Covid-19’a bir de buradan bakın-II / 26.03.2020
- Covid-19’a bir de buradan bakın / 25.03.2020
- Başkalarının acısına bakmak / 05.03.2020
- Coğrafya kader midir? / 03.03.2020