Biz, kendi kendimize düşman ararken, kendi, kendimizi hain ilan ederken, "beka, beka" diyerek insanımızı galeyana getirme çabası içindeyken bu topraklar üzerinde hedefi olanlar adeta, 'biz buradayız' diye bas bas bağırıyorlar.
Dünkü yazıma, 'AKP'nin Papa sessizliği' başlığını atmıştım. Yazımı hazırladığım sırada henüz 'pul' olayı medyaya yansımamıştı.
Şimdi ortada bir 'pul' var ve bu 'pul' ülkemizin bekası ile ilgili.
Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi, pazar günü gerçekleşen Papa'nın ziyaretine binaen pul bastırdı. Hatıra pulunda Papa'nın başının üzerinde bulunan haritada Türkiye'nin Güneydoğu'su, Kürdistan olarak gösterildi.
Beka, beka diye feryat edenlerin, Saray'ın ve iktidarın artık konuşması gerekiyor.
Öyle, 'kınıyoruz, kabul edilemez, hadsizliktir' gibi laflarla değil. En azından CHP ve Kemal Kılıçdaroğlu için kurdukları cümleleri, gösterdikleri tepkiyi, Barzani ve Papa'ya karşı da kurmalarını, göstermelerini bekliyoruz.
Allah aşkına! Söyleyin bana, kimdir Mesut Barzani, kimdir Papa?
Sokağa çıkın ve vatandaşa; Abdullah Öcalan, Murat Karayılan ile Mesut Barzani arasındaki farkı sorun. Hangisi daha tehlikelidir, diye sorun. Vatandaş, Mesut Barzani, diyecektir.
Bunlar Türkiye Cumhuriyeti'nin muhatabı olabilir mi? Hele Türkiye Cumhuriyeti'ni böylesine hedef alma cesaretini kimden alıyor olabilirler? Nedir bu sessizlik?.. Ya Papa! 20 ve 21. yüzyıldaki papaların, Papa II. Urban'dan farklı olduklarını düşünen ahmaklıktır.
O, Papa II. Urban ki, "Müslüman Türkleri kazanlarda pişirin, yiyin. Bu tanrının emridir" diyerek 1096'da ilk Haçlı Seferini başlatan kişidir. O Haçlı Seferlerinin devam ettiğini bizzat kendileri ifade etmektedirler. Papaların sadece isimleri değişir. Hedefleri hiçbir zaman değişmez.
Papa II. Urban'ın söylemlerini 14. yüzyıldaki Papa güncelleyerek şöyle diyordu; "Haçın altında toplanın! Meryem adına savaşın! Türkleri yenin! Hıristiyanlık adına büyük düşman Türklere karşı savaşı kazanmak için Tanrıya olan imanımızı güçlendirmemiz lazımdır. Bunu yapmadan önce neye kalkışırsak kalkışalım, netice alamayız. Tanrı barış değil, savaş istiyor."
Bu zihniyetin, Türkiye ziyaretleri 1967'de başlar. Türkiye'ye ilk Papa ziyareti 1967 yılında VI. Paul tarafından gerçekleştirilmiştir. Daha sonra, 1979 yılında Papa II. Jean Paul, 2006 yılında XVI. Benedikt ve son olarak 28-30 Kasım 2014 tarihlerinde Papa Fransuva ülkemizi ziyaret etmişlerdir.
Bu papaların II. Urban'dan farkları var mıdır?
Kendilerinden dinleyelim. Mesela VI. Paul der ki; "Diyalogdan söz ettiğimizde, açıktır ki bu faaliyeti, kilise şartları çerçevesinde misyoner ve İncil'i öğreten bir cemaat olarak yapıyoruz. Kilisenin bütün faaliyetleri, üzerinde taşıdığı şeyleri yani Mesih'in sevgisini ve Mesih'in sözlerini nakletmeye yöneliktir. Bu sebeple diyalog, kilisenin İncil'i yayma amaçlı misyonunun çerçevesi içinde yer alır."
II. Jean Paul ise Vatikan'ın hedeflerini şöyle açıklar; "Birinci bin yılda Avrupa Hıristiyanlaştırıldı. 2. bin yılda Amerika ve Afrika Hıristiyanlaştırıldı. 3 bin yılda ise hedef Asya ve Türkiye'nin Hıristiyanlaştırılmasıdır."
Papa XVI. Benedikt ise Hıristiyanların, İslam Dünyası ve Peygamberimize bakışını Almanya'da yeniden dile getirmişti;
"Bana Muhammed'in getirdiği yenilikleri göster... Sadece kötü ve insanlık dışı şeyler bulacaksın. Tıpkı vaaz ettiği dinin kılıç gücü ile yayılması emrini verdiği gibi... Dine davet için, şiddet ve tehdit yerine, iyi konuşma kapasitesi ve doğru akıl yürütme gerekir."
Vatikan'a yazılan mektuplar
İlk mektubu 1950 yılında Fetullah Gülen'in hocası, Dinlerarası Diyalog'un 20. yüzyıldaki şefi Said Nursi'dir.
Said Nursi mektubunun niyetini şöyle açıklamıştır; "Şimdi ehl-i iman, değil Müslüman kardeşleriyle, belki Hıristiyan dindar ruhanileriyle ittifak etmek ve medar-ı ihtilâf meseleleri nazara almamak, niza etmemek gerektir. Çünkü küfr-ü mutlak hücum ediyor."
22 Şubat 1951'de Vatikan'dan teşekkür mektubu gelir.
"Ben eşitliğin, barışın, hümanizmin Hıristiyanlığın temel amaçlarından olduğunu biliyor ve inanıyorum" diye başlayan ikinci mektubu ise bebek katili Abdullah Öcalan yazmıştır.
Vatikan'a üçüncü mektubu ise Said Nursi'nin talebesi, misyonunun yani bugün FETÖ dediğimiz yapının lideri Fetullah Gülen; "Pek muhterem Papa cenapları" başlangıç cümlesi ile yazmıştır.
"Kutsiyetpenahları Papa Fransuva" diye başlayan mektubu ise Cumhurbaşkanı, AKP Genel Başkanı R.T. Erdoğan yazmıştır.
- Alparslan Türkeş’in vefat yıl dönümünden önce / 07.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -2- / 06.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -1- / 05.04.2025
- Boykotun babasını yaptılar, yapıyorlar / 04.04.2025
- Erdoğan’ın ‘Filistin’ nöbeti / 03.04.2025
- İktidar sanki hiç sandık gelmeyecekmiş gibi hareket ediyor / 01.04.2025
- İslam dünyasında bayram! / 31.03.2025
- ‘Cebrail dua etti, bende amin dedim’ / 30.03.2025
- Boykot, tehdit ve umut / 29.03.2025