Rusya ve Çin’in Suriye resmi yönetimine verdikleri desteği sürdürmelerinden dolayı Suriye’de 1,5 yılı aşkın bir süredir devam eden olaylar taraf ülkeleri her geçen gün daha fazla zorlar bir duruma geldi.
Suriye krizi iki ilkeyi köşeye sıkıştırdı.
Bu ülkeler Suriye ve Türkiye’dir.
Suriye’dir, çünkü çatışmalar dışarıdan destekli terörist oluşumlar bu ülkede faaliyet yürütüyorlar.
Köşeye sıkışan ikinci ülke Türkiye’dir, çünkü Suriye’de Beşar Esad’ın kısa sürede yıkılacağı üzerine planlarını kuran Türkiye için Esad’ın ayakta kaldığı her gün bir kâbus gibidir.
Bir taraftan sayıları 100 bine yaklaşan Suriyeli sığınmacılarla uğraşan Türkiye öteki taraftan el altından Suriyeli isyancılara para ve silah desteği sağlıyor. Aynı zamanda da her geçen gün artan kamuoyu baskısına göğüs germek zorunda kalıyor.
İşte bu vaziyet bence Türkiye’yi her türlü baskıya açık bir hale getirmiş durumda.
Suriye krizi bu noktaya gelinceye kadar Türkiye’yi cesaretlendiren ABD ve NATO şimdi ipe un sermektedir. NATO’nun müdahale edemeyeceği açıklanmıştır.
ABD ise müdahale etmeye yanaşmamaktadır. Ama bir taraftan da “her zaman Türkiye’yi koruruz” şeklindeki açıklamalarla Türkiye’nin bataklığa daha da saplanması sağlanmaktadır.
Peki, ABD ne yapmaya çalışmaktadır?
Bu sorunun cevabını vermeden önce Kültür Üniversitesi’nde düzenlenen bir panelden bahsetmek istiyorum.
Geçtiğimiz hafta sonu düzenlenen bu panelin konusu “Ortadoğu’daki yeni dengeler İsrail ile Türkiye’yi yeniden yan yana getirir mi?” şeklindeydi ve İsrailli diplomat ve analistler katıldı.
Paneldeki ortak görüş, Türkiye ile İsrail’in Suriye konusunda işbirliği fırsatını aralarındaki görüş ayrılıkları nedeniyle kaçırdığı yönünde şekillendi.
Bu paneldeki ortak görüşü de göz önünde tutarak sorumuzu cevaplamaya çalışalım.
Bence açık ya da gizli her türlü garanti verilerek Türkiye’nin Suriye konusunda boğazına kadar krizin dibine saplanmasına sebep olan ABD ve NATO şimdi Türkiye’yi yapayalnız bırakmışlardır.
Yapayalnız ve sorunlarda boğulur bir vaziyette bırakılan Türkiye için geriye tek bir seçenek kalmıştır. O da İsrail’dir.
İsrail yukarıdaki panele katılan akademisyenlerinin ağzından Türkiye’ye “aramızdaki görüş ayrılıklarını bitir, Suriye konusunda desteğimizi al” mesajını vermektedir.
Korkarım ki Suriye konusunda köşeye sıkışan Türkiye, İsrail’e can simidi gibi yapışacaktır.
Bundan sonraki süreçte Filistin ve Gazze kelimelerini Başbakan’dan fazla duymazsanız sebebi budur.
Suriye krizi iki ilkeyi köşeye sıkıştırdı.
Bu ülkeler Suriye ve Türkiye’dir.
Suriye’dir, çünkü çatışmalar dışarıdan destekli terörist oluşumlar bu ülkede faaliyet yürütüyorlar.
Köşeye sıkışan ikinci ülke Türkiye’dir, çünkü Suriye’de Beşar Esad’ın kısa sürede yıkılacağı üzerine planlarını kuran Türkiye için Esad’ın ayakta kaldığı her gün bir kâbus gibidir.
Bir taraftan sayıları 100 bine yaklaşan Suriyeli sığınmacılarla uğraşan Türkiye öteki taraftan el altından Suriyeli isyancılara para ve silah desteği sağlıyor. Aynı zamanda da her geçen gün artan kamuoyu baskısına göğüs germek zorunda kalıyor.
İşte bu vaziyet bence Türkiye’yi her türlü baskıya açık bir hale getirmiş durumda.
Suriye krizi bu noktaya gelinceye kadar Türkiye’yi cesaretlendiren ABD ve NATO şimdi ipe un sermektedir. NATO’nun müdahale edemeyeceği açıklanmıştır.
ABD ise müdahale etmeye yanaşmamaktadır. Ama bir taraftan da “her zaman Türkiye’yi koruruz” şeklindeki açıklamalarla Türkiye’nin bataklığa daha da saplanması sağlanmaktadır.
Peki, ABD ne yapmaya çalışmaktadır?
Bu sorunun cevabını vermeden önce Kültür Üniversitesi’nde düzenlenen bir panelden bahsetmek istiyorum.
Geçtiğimiz hafta sonu düzenlenen bu panelin konusu “Ortadoğu’daki yeni dengeler İsrail ile Türkiye’yi yeniden yan yana getirir mi?” şeklindeydi ve İsrailli diplomat ve analistler katıldı.
Paneldeki ortak görüş, Türkiye ile İsrail’in Suriye konusunda işbirliği fırsatını aralarındaki görüş ayrılıkları nedeniyle kaçırdığı yönünde şekillendi.
Bu paneldeki ortak görüşü de göz önünde tutarak sorumuzu cevaplamaya çalışalım.
Bence açık ya da gizli her türlü garanti verilerek Türkiye’nin Suriye konusunda boğazına kadar krizin dibine saplanmasına sebep olan ABD ve NATO şimdi Türkiye’yi yapayalnız bırakmışlardır.
Yapayalnız ve sorunlarda boğulur bir vaziyette bırakılan Türkiye için geriye tek bir seçenek kalmıştır. O da İsrail’dir.
İsrail yukarıdaki panele katılan akademisyenlerinin ağzından Türkiye’ye “aramızdaki görüş ayrılıklarını bitir, Suriye konusunda desteğimizi al” mesajını vermektedir.
Korkarım ki Suriye konusunda köşeye sıkışan Türkiye, İsrail’e can simidi gibi yapışacaktır.
Bundan sonraki süreçte Filistin ve Gazze kelimelerini Başbakan’dan fazla duymazsanız sebebi budur.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Orhan Dede / diğer yazıları
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Bu Numan helak olur! / 14.10.2024
- Lübnan iç savaşa doğru itiliyor / 12.10.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Bu Numan helak olur! / 14.10.2024
- Lübnan iç savaşa doğru itiliyor / 12.10.2024