Türk Milleti!Muhteşem Türk Atatürk'ü seven, özleyen, arayan millet sevdâlıları!"Küllî nefsin zâikatü'l-mevt" yani "Her nefis ölümü tadacaktır." (Âl-i İmran-185; Enbiyâ-35; Ankebut-57) gereği inanç ve teslîmiyetimizle biliyoruz ve tanıklık ederiz ki doğdu, büyüdü, yaşadı ve ölümü tattı!Yine tanıklık ederiz ki bir kul olarak O'na nasip olan millet menfaatine bütün görevlerini Allah için yaparak, yerine getirerek yaşadı. 57 yıllık bir ömre, Allah'ın da yardımlarıyla destan destan tarihler sığıştırdı!Allah'a olan samîmi teslimiyeti ve milletine olan sevdâsını doyasıya yaşayarak kendini Türk Milletine fedâ etti. Türk Milleti olarak biz ondan râzıyız, Allah (c.c.) da râzı olsun. Emîniz ki râzıdır."Ölüleri hayırla yâd ediniz" Peygamber buyruğuna rağmen, Muhteşem Türk Atatürk'ü; İslâm tarihinin yüz karası bir dönem olan Baasçı Emevi şövenistlerin, 70 yıl hutbelerde başta İmam Ali (a.s.) olmak kaydıyla Ehl-i Beyt'e lânet okutmalarına benzer bir tavırla anan densizler, müfterîler, mürâiler var!Atatürk'ün 57 yıllık kısa ömrünü, nasıl yaşadığını; dost-düşman bütün dünya izledi!1881 yılından 1904 yılına kadar 23 yıl, çocukluk, gençlik ve tahsil hayatı; 1904 yılından 1923 yılına kadar huduttan hududa, cepheden cepheye savaşlarda geçen 19 yıl ve 1923'den 10 Kasım 1938'e kadar 15 yıl Devlet ve Siyâset adamlığı.. Ömrünün her ânını Türk Milleti ve devletinin bekâsına harcamış bir müstesnâ Türk!...Sağdan ve soldan aynı art niyetli mantıkla çekiştirilerek parçalanmaya çalışılan Türk Milleti bütünlüğünü, ölümünün üzerinden 75 yıl geçmiş olmasına rağmen hâlâ Atatürk'ün koruduğunun farkında olmak zorundayız!Son kırk yıldır özellikle Atatürk'ü öldürmek için ölüp ölüp diriliyorlar! Son Türk dünyaya vedâ etmeden de biz buna izin vermeyeceğiz!Bize; gerçek Atatürk'ü tanıyıp anlatmamıza zemîn ve fırsat hazırlayan Baştürk Haydar Hoca'ya bu vesîle ile bir daha teşekkür ederek Türk oğlu Türk ve Ehl-i Beyt Dostu Atatürk'ü kısaca hatırlayalım:Selânik doğumlu Mustafa Kemâl'in soyu Anadolu'dandır. Yörük Türkmen menşe'lidir. Mustafa Kemal'in mensub olduğu soya "Kızılcalı Türkleri" denilir. Oğuzların "Kızıl Oğuz" boyundandır. "Kızılca bölüklü" veya "Kızılcaörenli" adı da verilir. Selanik'deki kayıtlarda ise "Karakocalılar" olarak geçer. Mustafa Kemal'in sülalesi olan Kızılcaoğulları, Rumeli Aleviliğinin Anadolu koludur. Bu kolun anayurdu, Tokat-Almus Tozanlı vadisidir. Bu gün burada yaşayanların hemen hepsi de Ehl-i Beyt Dostu yani Şiâ'dır. Bu bölgeye yerleştirilen Yörük Türkmen boyları, 1410 yıllarında Tokat, Çorum, Amasya, Sivas ve Reşadiye civarındaki "Kızıl Özenliler Yurdu" olarak bilinen bölgede "Kızıl Ahmetliler Beğliği" adıyla bir beğlik kurmuşlardı. II.Murat 'ın Amasya valisi Yörgüç Paşa'nın bu beğlik üzerine yaptığı sefer sonucunda beğlik ortadan kaldırıldı. Kızıl Ahmetliler Beğliği nüfusunun büyük bir kısmı, zindanlara doldurularak, dumanla boğularak öldürülmüştür. Bir kısmı da Anadolu'nun muhtelif yerlerine dağıtılmıştır. Mustafa Kemal Atatürk'ün dedeleri de bu yüzden, Konya'ya yerleşmiştir... Daha sonra, Rumeli'nin Türkleştirilmesi sürecinde aile, Konya-Karaman' dan Manastır Vilayetinin Debre-i balâ Sancağı'na bağlı Kocacık'a yerleşmiştir. Aile sonradan 1830'larda Selanik'e göç etmişdir. Mustafa Kemal'in dedesi, Kırmızı Hafiz Ahmet'tir. Selanik kayıtlarına göre soyu,"Yörük taifesinden" diye geçmektedir. Mustafa Kemal'in Babası da, nüfus kaydına göre Kızılhafız oğlu Ali Rıza diye yazılıdır. Mustafa Kemal, on yaşlarında Selanik'deki Kızılbey Sokak'ta olan ibtidai mektebe yazılmıştır. Kızıl kelimesi, genellikle Alevî Bektaşiler için kullanılan bir sıfattır. Mustafa Kemal'in babasının adı Ali Rıza'dır. Ali Rıza, Ehl-i Beyt soyunun Sekizinci İmamıdır. Mustafa Kemal'in duygu ve düşüncelerinde Namık Kemal'in tesiri büyüktür. Namık Kemal de bilinen bir Bektaşi idi. Yine Bektaşi olan Abdülkerim Paşa'nın Mustafa Kamal'le yazışmalarında, özel bektaşi şifreleri kullanması, onun Bektaşiliğine dair ileri sürülen bir başka delildir! Çünki bu şifreler tarikatten olmayan kimseye asla verilmezdi!... Falih Rıfkı Atay, "Çankaya" kitabında, Kılıçoğlu Hakkı'ya istinaden, Mustafa Kemal'in, Harbiye yıllarında tatillerde Selanik'e geldiğinde, Bektaşi Şeyhi Rıfat Efendi'nin tekkesine gidip, dervişler halkası içinde zikirlere katıldığını yazıyor. Mustafa Kemal de Nutuk'ta, Selanik'ten arkadaşı olan Abdulkerim Paşa ile telgraflaşmalarını anlatırken Paşanın, kendisine "Kutb-ül aktap" yani "Kutuplar kutbu" diye hitâb ettiğini anlatır. Bu Bektaşiliğin en üst derecesi için kullanılan bir terimdir...Şimdi bir de Kutb-ül aktab Atatürk'ün, fâni dünyadaki son anlarını hatırlayalım:Atatürk'ün Genel Sekreteri Hasan Rıza Soyak, olanları şöyle anlatıyor: "... Nöbetçi doktor Abreveya ile o sırada yetişen Prof. Neşet Ömer İrdelp, kendisine yine bir taraftan ilaçlar enjekte etmeye, bir taraftan da buz parçaları yutturmaya başladılar. Bir aralık sağında bulunan tuvalet masası üzerindeki saate baktı. Herhalde iyi göremiyordu ki bana; "Saat kaç?'" diye sordu. "Yedi efendim" dedim. Aynı suali bir iki defa daha tekrar etti. Bu Ata'nın son sorusuydu. Biraz sükunet bulunca yatağa yatırdık.Başucuna sokuldum. "Biraz rahat ettiniz değil mi efendim?" diye sordum. "Eeee!" dedi. Arkamdan Prof. Neşet Ömer İrdelp yanaşıp rica etti. "Dilinizi çıkarır mısınız efendim?" Dilini ancak yarısına kadar çıkardı. Doktor İrdelp tekrar seslendi. "Lütfen biraz daha ..." Nafile.. Artık söyleneni anlamıyordu. Dilini uzatacağı yerde tekrar tamamen çekti. Başını biraz sağa çevirerek dikkatle baktı ve "Aleykümselam" dedi. Bu onun son sözü oldu."Allah rahmet eylesin.Biz râzıyız, Allah da râzı olsun. Hz. Peygamber (s.a.v.) ve Ehl-i Beyt'le haşretsin...Velhâsıl biz Türk'üz, Türk Milletini çok severek yaşayan ve ölümsüzleşen Atatürk'ü çok seviyoruz, çok seveceğiz...Şükr'ederiz ki dün Atatürk vardı, bugün Baştürk var!..."OLAMAZ TÜRK'E BAŞ, TÜRK'ÜM DEMEYEN" Vesselâm... Selâm, sevgi, duâ...
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Mustafa Aslan / diğer yazıları
- Atatürk'ün anlatımıyla Çanakkale savaşları / 20.03.2017
- İnsandan insana, insansa... / 19.03.2017
- 'Anam bana kör dedi!' / 14.03.2017
- Söyle-ni-yorum-2 / 13.03.2017
- Hâlâ iyiler varmış şükrolsun / 10.03.2017
- Savaş ve insan / 09.03.2017
- Ben, kim miyim? / 08.03.2017
- Milli siyaset hakemliği / 07.03.2017
- Sakındığımız dostluk / 02.03.2017
- Yol özel yolcu güzel / 28.02.2017
- İnsandan insana, insansa... / 19.03.2017
- 'Anam bana kör dedi!' / 14.03.2017
- Söyle-ni-yorum-2 / 13.03.2017
- Hâlâ iyiler varmış şükrolsun / 10.03.2017
- Savaş ve insan / 09.03.2017
- Ben, kim miyim? / 08.03.2017
- Milli siyaset hakemliği / 07.03.2017
- Sakındığımız dostluk / 02.03.2017
- Yol özel yolcu güzel / 28.02.2017