Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad bir gün Çin televizyonuna sonraki gün Venezüella televizyonuna konuk oldu. Rusya kimyasal silahların isyancılar tarafından kullanıldığının delillerini ortaya koydu. Yine Rusya ve Çin Suriye'ye askeri müdahaleye tamamen karşı olduklarını teyit eden ortak bir bildiri yayınladı, tek çözüm yolunun müzakereden geçtiğini ilan etti. ABD ve yandaşları, Suriye'yi önce yalnız bırakıp sonra paramparça etmenin hayallerini kurarlarken, Suriye gerçek müttefikleriyle yeniden ayağa kalkıyor. ABD, tarihi boyunca kullandığı, pardon, ilişki kurduğu müttefiklerini eninde sonunda deliğe süpürülme sonunu tattırırken, Rusya ve Çin, müttefikleri Suriye için "Ona dokunan bana dokunmuş olur" tavrını ortaya koymaktadır. Rusya'nın bu politikasıyla, ABD'nin ve batılı diğer ülkelerin empoze etmeye çalıştığı "güçlü olan zayıf olanı kullanır, sonra yutar" mantığı, "Güçlü olan zayıf olanı himaye eder ve onunla beraber daha güçlü olur" anlayışına dönüşmüştür. Bu, ezilen tüm dünya halklarının beklediği, özlediği bir tablodur. Bizler bu tabloyu Türkiye'nin eliyle oluşmasını beklerken, Rusya bunu oluşturdu. Eee, nasip onu geri tepene değil, arayana ve kıymetini bilenedir. Biraz Suriye gündeminin detaylarına inersek, eğer ABD gerçekten de Suriye devletinin kimyasal silah kullandığına dair elinde delil bulundurmuş olsaydı bunu BM'yi ikna etmek için mutlaka kullanırdı. Obama'nın New York'ta toplanan BM Genel Kurulu'nda yaptığı şu konuşma, ABD'nin elinde kimyasal silahla ilgili Suriye hakkında hiçbir delilin olmadığını açıkça ortaya koymaktadır: "Evet, biliyorum ki, bazıları bizim askeri operasyon düzenlememiş olmamızdan dolayı hayal kırıklığı yaşıyor, bazıları da benim sınırlı operasyon çağrımdan bile rahatsız olmuş durumda? Fakat zor problemlerin çözümünde Amerikan halkına kulak vermemiz ve uluslar arası toplumun sesini duymamız gerekiyor." Hayal kırıklığı yaşayan ülke elbette ki Türkiye, rahatsız olan ülke ise İsrail? ABD, kimyasal silahı Esad'ın kullandığına dair en ufak bir delil bulmuş olsaydı, ne ABD halkını dinlerdi ne de uluslar arası toplumu? Karşısında Rusya olmasa delile de hiç ihtiyaç duymazdı ama bu sefer yemiyor. Rusya'nın ise hem duruşu caydırıcı, hem de elindeki deliller? Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov, 21 Ağustos'taki kimyasal saldırıyı isyancıların yaptığına dair delilleri ortaya koydu. Dahası, Lavrov eski bir CIA ajanının Obama'ya gönderdiği ve kimyasal silahı Suriye hükümetinin kullandığı iddiasının uydurma olduğunu izah ettiği mektubun altını çizdi. Bu açıklama en az ABD ve İsrail ikilisinin Suriye'ye attığı füzelerin kaybolması ve Rusya'nın "füzelerinizi tespit ettik "açıklaması kadar önemlidir. Rusya, ajanın mektubundan bahsederek, füzeler ve savaş stratejisinde olduğu kadar istihbaratta da ABD'nin üstünde olduğunu ortaya koyuyor. Rusya'nın bu şekilde sağlıklı adım atmasında, tutarlı politikalar ortaya koymasında elbette ki ekonomik problemlerini çözmüş olmasının rolü büyüktür. Nasıl sağlam kafa sağlam vücutta bulunursa, güçlü, istikrarlı ve ne yaptığını iyi bilen bir devlet sağlam bir ekonomik zemine ayağını basmalıdır. Başkalarının paralarına, kredilerine ihtiyaç duymayan ülkeler onların akıllarına da, diğer bir ifadeyle talimatlarına, buyruklarına da ihtiyaç duymaz. Milli düşünmek, milli stratejiler ortaya koymak ancak sağlıklı bir ekonomik temelle mümkündür. Bu zemini, bu temeli, altyapıyı Rusya'ya sağlayan Milli Ekonomi Modeli olmuştur. Ve Türkiye, Türk milleti içinden çıkan ve esasen Türk milleti için var olan bu hazinenin kıymetini asla bilmemiştir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Orta Doğu’da Trump’ın planı işliyor / 03.04.2025
- Tepki, demokrasinin zarar görmesinedir / 28.03.2025
- Din Allah’ın Kur’an’da anlattığı, Ehl-i Beyt’in yaşadığıdır / 27.03.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Orta Doğu’da Trump’ın planı işliyor / 03.04.2025
- Tepki, demokrasinin zarar görmesinedir / 28.03.2025
- Din Allah’ın Kur’an’da anlattığı, Ehl-i Beyt’in yaşadığıdır / 27.03.2025